Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/528 E. 2021/1359 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/528 Esas
KARAR NO: 2021/1359
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sayaç okuma işi kapsamında sözleşme yapılan davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin alacaklarından davalı idarenin davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulduğunu, iş mahkemesi tarafından karara bağlanan alacağın davalıdan haciz yoluyla tahsil edildiğini, —- ödeme yapıldığını, ödeme yapılan işçinin davalıların çalışanı olduğunu, davacı ile işçi arasında sözleşme bulunmadığını, dava dışı işçi —– istihdam edildiği iş açısından davacının ihale makamı olduğunu, yüklenici şirketlerin çalıştırılan işçilerin her türlü ücret ve tazminatından sorumlu olduğunu, yapılan ödemenin alacaklının haklarına halefiyet gereği tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğini belirtmiş; davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davalının husumetinin bulunmadığını, davalının gerekli defileri ileri sürmediğinden zararın artmasına neden olduğunu, davalının sorumlu olduğu miktar dışında kalan talep bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müteselsil sorumluların —- eşit oranda sorumlu olduğunu, işçi haklarından sorumluluğun alt işverene ait olduğunun sözleşme ve ihale dokümanında belirtilmediğini, bu nedenle alt işverenin sorumluluğu bulunmadığını, davalının temerrüde düşürülmediğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; ücret dışındaki işçi alacaklarının %50’sinin asıl işveren tarafından ödeneceğini, davacı ve davalının müteselsilen sorumlu olduğunu, —- ödemesinin alt işverenlerin ihale tekliflerinde ve sözleşmelerde bulunmadığını, kıdem tazminatının ihaleyi yapan makamın uhdesinde kaldığını belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; yüklenici şirketlerde çalışan dava dışı işçinin, mahkeme ilamına dayanarak hakettiği alacağını davacı üst işverenden tahsili nedeniyle çalışma dönemlerine isabet eden miktarların davalılardan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasında; davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olduğu, davacı asıl — işveren, davalı — işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak — yükümlülükler nedeniyle, davalı—- birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, — doğrultusunda davacı tarafından dava dışı işçiye toplam ——— ödendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının asıl işveren olarak — kararı gereğince işçiye ödediği —- ihbar tazminatından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, sözleşmede tazminata ilişkin kararlaştırma yapılıp yapılmadığı, davalıların sorumluluğu var ise sorumlu olunan miktarın ne olduğu ve ödeme tarihinden itibaren davalıdan faiz istenip istenemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Eldeki davada taraflar arasındaki ilişki hukuki nitelikçe —– olup; kendine has özellikleri olan bu sözleşme türü için zamanaşımı süresini düzenleyen ayrık bir hüküm de bulunmadığından, TBK’nın zamanaşımı ile ilgili genel hükmü olan 146. maddesi gereğince —-yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Açıklanan nedenlerle, yerinde görülmeyen zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler — tarafından müştereken düzenlenen — tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı—yönünden toplam rücu miktarının —olduğu, davalı —yönünden toplam rücu miktarının ise—olduğu, işverenin belirsiz bırakıldığı devreye isabet eden tutarın ——-olduğu mütalaa edilmiştir.
—- ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. —– kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir—– kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır.——- sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin ——-göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. —— ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen —–iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatili ücreti, —- ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde; —- yönünden davalı yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, ihbar tazminatından davalı son yüklenicinin sorumlu olduğu, hafta sonu ve genel tatil ücreti alacağı yönünden davalı yüklenicinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı döneme isabet eden kısmından sorumlu olduğu gözetilerek bilirkişi raporu düzenlenmiş; denetime elverişli rapor hükme esas alınmıştır —-
Davacı vekili —-tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; —- uyarınca davalıların tazminattan sorumlu olduğunu, bilirkişinin alacağın yarısının talep edilebileceğine ilişkin görüşünün hukuki mesnetten yoksun bulunduğu savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve genel şartnamenin sorumluluğa yönelik hükümlerinin tatbiki gerekir. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümlerinde işçi alacaklarından kimin ne kadar sorumlu olduğuna ilişkin hüküm varsa, bu hükümler tarafları bağlar. Yüklenici şirketin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm olan hallerde, asıl işveren ödemiş olduğu miktarın tamamını alt işverenden talep edebilir —– Açıklanan ilkeler uyarınca, davacı vekiline —–atıf yaptığı ——sunmak üzere kesin süre verilmiş, kesin sürenin gereği yerine getirilmemiştir. Dosya kapsamındaki delil durumuna göre, davalıların işçi tazminatının tamamından sorumlu olacağına dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Alınan bilirkişi raporunda alacağın yarısının talep edilebileceğinin mütalaa edilmediği de açıktır. Bu itibarla, yapılan itiraza mahkememizce iştirak edilmemiştir.
Davalılar cevap ve aşamalarda sundukları beyan dilekçelerinde; sözleşmede işçi tazminatına ilişkin bir düzenleme olmadığını, davacı ihale makamının tazminattan %50 oranında sorumlu olduğunu savunmuştur. Davalı şirketlerin ihale şartname ve sözleşmelerine uymak zorunda oldukları, işçi alacaklarının ihale bedeli içerisinde olduğu, ihaleyi alan şirketlerin bu alacaklardan da sorumlu olması gerektiği, davacı kurumun davalı şirketlere rücu edebileceği —— davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin talep etme hakkı bulunduğu, yarı yarıya sorumluluğa hükmedilmesinin doğru olmadığı —- anlaşıldığından; bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle, her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulması gerekmiştir—- Bununla birlikte; dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili istemiyle iş mahkemesinde açmış olduğu davanın davalı şirketlere yöneltilmiş olması nazara alınarak davalı şirketlerin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmediği, bu sebeple hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği —- anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı——aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne;
Kabul edilen toplam ——- tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanarak davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı tarafından davalı —- aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne;
Kabul edilen toplam ——tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanarak davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan ——- —-tarafından —–karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalı ——– tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalı —– — tahsili ile davacıya verilmesine,
6-HUAK. madde 18/A gereği davalı ——– lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine,
7-Davalı —-kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 553,03 TL peşin harç toplamı: 607,43 TL ile 2.106,60 TL yargılama giderinin davalılardan —- tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
11-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —– tarafından ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan—-tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle —- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/12/2021