Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/527 E. 2022/224 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/527 Esas
KARAR NO : 2022/224

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında “—- imzalandığını, sözleşmeye bağlı olarak borçlunun — elektrik enerjisi tükettiğini, davalının enerji tüketim bedellerini ödemediğini, ödenmeyen fatura bedelleri toplamının 11.632,44 TL olduğunu, borcun tahsili amacıyla —dosyası üzerinden borçlu aleyhine takip yapıldığını, davalının ödeme emrine kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirtmiş; itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalı tarafından yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Dava,— kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki —- satış sözleşmesi gereği davalı tarafından gerçekleştirilen tüketimin hangi miktarda olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların tarife ve yönetmeliğe uygun olup olmadığı, davalının fatura tutarlarını ödeyip ödemediği, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla —dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
——- başlatılan takibin alacaklısının —-davalı —— olduğu, asıl alacak ve faiz toplamı 11.632,44 TL’nin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek ——— verilen 29/12/2014 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- raporda; davalının — sona erdiği, faturaların zamanaşımına uğradığına karar verilmesi halinde davalının 2.573,19 TL borçlu olduğu, davacı şirketin müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmesi halinde davalının —- borçlu olacağı, faturaların zamanaşımına uğramadığın ve müterafik kusur olmadığının kabul edilmesi halinde davalının 13.199,69 TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —– tarihli raporda; elektriğin kesilmesi gereken tarihe kadar dava konusu fatura bedelleri toplamının 3.951,59 TL olduğu, gecikme faiz bedeli ve — toplamda— olarak hesap edildiği mütalaa edilmiştir.
—imzalayan abone, sözleşme sona erinceye kadar tahakkuk edecek olan tüketim bedelinden, — gereği sorumludur. Hemen belirtmek gerekir ki, burada kullanımın normal ya da kaçak kullanım olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; — tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2. maddesinde ise; — kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması halinde, — içerisinde— tarafından elektriği kesilir. Söz konusu ——– içerisinde ——– bildirilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. ——- Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin—- hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; taraflar arasında ———— dönemlere —– kaynaklı tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacının, —- —- uzun bir süre ödenmemesine —- elektriği kesmesi gerekirken, emredici hükme aykırı davranarak elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etmektedir. Ancak; bu kusur, —— —- aslından davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Olsa —– ——–dışında, gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde,——-Yönetmeliği’nin ilgili maddesi ve —— sözleşmesi —— gereken tarihin belirlenmesi, —— kesilmesi gereken tarihten önceki tüketim yönünden faiz dahil borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davacının —–müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalı için gecikme zammından——- alınacağına dair hüküm var ise), bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı gözetilerek, davacı kurumun davalıdan isteyebileceği gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi gerekir.
Öte yandan;—– ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı Kanun’da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre yasal faiz istenebilir. —- sözleşmesinde alacağın geç ödenmesi hâlinde 6183 sayılı Kanun’da belirtilen gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm yoksa alacağa gecikme zammı değil yasal faiz ilave olunur. —- sözleşmesinde; 6183 sayılı Kanun’da belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanun’da belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığının çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; davalı tarafından takibe konu fatura bedellerinin ödenmediği, davalı tarafından zamanaşımı definde bulunmadığı, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca mahkememizce resen faiz ve KDV hesabı yapıldığı (Benzer yönde;—– göre takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı, likit ve muayyen alacak için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği (Benzer yönde; ——anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
——takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
Kabul edilen 11.632,44 TL’nin %20’sine tekabül eden 2.326,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 794,62 TL karar ve ilam harcından 139,36 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 655,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 139,36 TL peşin harç ve 7,80 TL vekalet harcı toplamı:201,56 TL ile 1.264,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Dava şartı —- kapsamında —— arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için —– müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.