Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2021/817 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/522 Esas
KARAR NO : 2021/817

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ : 02/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı şirket ile Dava Dışı—– Şirketi arasında davacı şirketin— yaptığı— alımı hakkında sözleşme yapıldığını,– karşılık davacı şirketin, dava dışı bu şirkete aralarında davaya —- çek verdiğini, ilerleyen zamanlarda yaşanan —, davacı şirketten fark bedelleri talep ettiğini, davacı şirketin ise bunu kabul etmemesi üzerine sözleşmelerin sulh ile son bulduğunu, dava —- kaybedildiği için iade edilemediğini, çek hakkında zayi belgesi alındığını, bilahare davaya konu çek hakkında davalı şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı çekin —-vasfı taşımamakta olduğunu, çek ilişkisinin ticaretin iptal olmasından dolayı en baştan yok olduğunu, davacının son hamil davalı ile de hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığından davalıya karşı sorumluluğu ve hiçbir borcu bulunmadığını iddia ederek, —– sayısı ile başlatılan takip ve tüm ferileri bakımından davacı şirketin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, —-ilkesi gereği, –senetlerinde senetle bütünleşen hak, ilk lehtardan sonra gelen iyiniyetli hamiller için soyut — bir hak olduğunu, senedin doğumuna neden olan hukuki işlemdeki sakatlık hali — yansımayacağını, asıl borç ilişkisinin bulunmadığı, def’i senet borçlusu ile bir ilişkisi olmayan diğer senet alacaklılarına karşı ileri sürülemeyeceğini, ticari senetlerin zayi nedeniyle iptaline dair verilen karar, davanın hasımsız olarak açılıp, görülmesi nedeniyle maddi hukuk bakımından kesin hüküm sonuçları doğurmayacağını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava, TTK’nin 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasıdır.
Uyuşmazlık, davacının dava dışı şirkete verdiği kendisine teslim edilmesi gereken çeklerin, dava dışı şirket elinde kaybolması sonucunda, çekin son hamili olan davalı tarafından iade edilmesi gerekip gerekmediği, davacı şirketin davaya konu çekten dolayı borçlu olup olmadığının tespiti hususundadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
İstirdadı istenen çek, keşidecisi davacı, lehtarı dava dışı——ait —- seri numaralı —- bedelli çek olduğu,
Davalının, davacıya ve diğer cirantalara karşı karşılıksız çek hakkında —– dosyası ile icra takibi başlattığı,
Davacının, işbu çekten kaynaklı lehtara borçlu olmadığını, keza çekin —–Ticaret Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, belirterek çekten kaynaklı borçlu olmadığını iddia etmiştir.
Davacı vekili, her ne kadar davanın menfi tespit davası olduğunu belirtmişse de dava dilekçesi içeriğine göre mevcut dava, TTK madde 792’ye dayalı istirdat davasıdır.
TTK madde 792 uyarınca açılmış istirdat davasında, ispat yükü davacıdadır. İspat yükü, çeki rıza hilafına elinden çıktığını ileri süren hamile aittir—-İstirdat davasında davacının; İlk olarak meşru hamil olduğunu, çekin rızası dışında elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran kişinin kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa,—–devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan—- kötüniyetle — etmiş olduğu veya —- bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” belirtildiği üzere istirdat talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir—–
Bu kapsamda, çeki kaybeden lehtardan sonra çekin birden fazla cirolanarak el değiştirdiği, çek suretinin tetkikinde ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı, davacı tarafça davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya en azından ağır kusurlu olduğu yönünde herhangi bir ispat vasıtası sunamadığı, davalının çeki sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesi gerektiğine dair delil de bulunmadığı anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 794,58‬ TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6—yapılan ve Hazine tarafından karşılanan — ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.