Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/512 E. 2022/537 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/512 Esas
KARAR NO: 2022/537
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak (cari hesap veya ticari kredi sözleşmesi kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —– taşınmazın maliki iken—— imzaladığını, müvekkili şirket ile —– arasında tanzim edilen anlaşma ve protokollerin konusunun; “müvekkilinin o dönem malik olduğu —- parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde——–tesis edilmesi,—– işleticiliğini Müvekkil şirkete vermesi, müvekkili şirketin —- tarafından gösterilen yerlerden temin edeceği —– hususunda olduğunu, işbu dilekçe ekinde sunulan protokolün —- destek ödemesi,—–satış destek ödemesi yapılacağı konusunda anlaştıklarını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ilişkide ödemelerin —- birimi üzerinden yapılmasının kararlaştırıldığının görüleceğini, müvekkili şirketin tapuda malik olduğu yukarıda bilgileri yazılı taşınmazı —-bedelle —- sattığını, ilgili taşınmazın satış
bedelinin —- tarafından müvekkili şirkete çeşitli tarihlerde nakit ve çek olarak ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğunu, müvekkilinin —-hakkından kaynaklı bir borcu bulunmamasına rağmen —-ödemesi gereken satış bedelinden mahsupla, müvekkilin —– borcuna istinaden borcun bir kısmının— açıklaması ile— tarihinde — gönderildiğini,
müvekkilinin —- intifa hakkından kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin davalı — cari hesap ilişkisinden kaynaklı bir miktar borcu bulunmasına rağmen cari hesaptan kaynaklı bu borcun —-mahsup edildiğinde — karşılığı — müvekkili şirkete —- müvekkil
ile —- arasında intifa bedelinin iadesi veya geri ödeneceğine dair herhangi bir anlaşma bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından—– iadesi talep edilmişse de davalının ilgili meblağı müvekkile iade etmediğini, davalı şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu müvekkili şirketin —-herhangi bir borcu olmadığı ve davalının sebepsiz zenginleştiği —- müvekkiline iade etmesi
gerektiğinin ortaya çıkacağını belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalı şirketin müvekkili şirkete —- hükümleri uyarınca iade etmesi gereken —–dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Kesinlikle alacağı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın dava konusu bedeli —-cinsinden talep etmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, bir an için davacının iddiası kabul edilse bile davacının ödendiğini iddia ettiği bedelin
—cinsinden olduğunu, bu bedelin — cinsine göre belirlenip iş bu davada –cinsinden talep edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını, davacının müvekkilinden davaya konu edildiği şekilde bir alacağının bulunmadığını, davacı şirketin dava konusu taşınmazın maliki de olmadığını, bu nedenle
intifanın süresinden önce terkini nedeniyle dava dışı şirket tarafından ödendiği iddia edilen bedelin davacı tarafından talep edilmesinin de mümkün olmadığını, davacı taraf adına keşide edilen —– yevmiye nolu ihtarından —- tarafından ödendiği iddia edilen bedelin bizzat davacı tarafın muvafakati doğrultusunda, davacının tahsil ettiği satış destek ödemesi karşılığında yapıldığının açıkça ikrar edildiğini, davacının bu ikrarı karşısında iddia edilen bedelin iadesini talep hakkının bulunmadığını belirtmiş olup, öncelikle davanın husumet yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, neticede davanın esastan reddine, yargılama
giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı —- faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, bu istemi dava dilekeçsinde ve aşamalarda; davacı şirketin, adına kayıtlı bir taşınmazı — tarihinde dava dışı —- bedelle sattığı, davacının—- intifa hakkından kaynaklı bir borcu bulunmamasına rağmen —- tarafından davacıya ödemesi gereken satış bedelinden mahsupla, davacının —- borcununa istinaden borcun bir kısmı — tarihinde — hesabına gönderildiği, davacı şirketin davalı —-hesap ilişkisinden kaynaklı bir miktar borcu bulunmasına rağmen cari hesaptan kaynaklı bu borç— mahsup edildiğinde —— davacıya sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği iade edilmesi gerektiği iddialarına dayandırılmıştır.
Mahkememizce dava dışı şirketçe yapılan ödemeye ilişkin dekont ilgili bankadan celp edilmiş, yapılan incelemede iddianın aksine —– ilişkin bir açıklama içermediği, dava dışı —- hesabından davalı şirket hesabına —- açıklaması ile gönderildiği belirlenmiştir.
Davacı tarafça cevaba cevap dilekçesinde dava dışı —- davalı şirkete yapmış olduğu para gönderiminin, davacı şirketin, davalı ——olan borcun ifası için olduğu, ancak gönderilmiş olan para miktarının borçtan daha fazla bir miktar içerdiği, bu şekilde davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği ileri sürülmüş, aralarındaki sözleşmesel ilişki kapsamında davalıya bir miktar borçlu bulunulduğu beyan edilmiştir.
Tarafların, aralarındaki işleticilik ilişkisi kapsamında borç- alacak durumunun belirlenmesi yönünden Mahkememizce taraf ticari kayıtlarının incelenmesine dair karar verilmiş, davacı şirket defterleri yönünden talimat yazılmış, defterlerin zayi olduğunun, buna ilişkin dava açıldığının bildirldiğinden bahisle talimatın bila ikmal iade edildiği belirlenmiştir.
İleri sürülen zayi yargılamasına ilişkin—–gerekçeli karar celp edilmiş, davanın reddine dair karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce davalı şirket ticari kayıtlarının incelenmesi yönünden dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, —- tarihli rapor alınmıştır. Sunulan rapor dosya kapsamına delil durumuna uygun denetime elverişli bulunmakla Mahkememizce de varılan kanaate iştirak olunmuştur.
Davacı tarafça sebepsiz zenginleşme iddiasıyla —– tahsilinin talep olunduğu, bu kapsamda davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı davalı tarafa borçlarının bulunduğu ancak bu borcun dava dışı —–şirketince, davacı şirketin, davalı şirkete olan borcun ifası için gönderilen para miktarı kadar olmadığı, fazla gönderilen tutar kadar davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği ileri sürülmekle, davacı şirketin davalı şirkete sözleşme ilişkisi kapsamında olan borcunun ne tutarda olduğu, buna bağlı olarak davacıya ödenmesi gereken satış bedelinden mahsupla gönderilen tutarın varsa ne kadarının, sebepsiz zenginleşmeye yol açtığı hususunda davacı taraf ispat külfeti altndadır. Bu çerçevede davacı taraf ticari kayıtlarını ibraz edememiş, davalı tarafça düzenlenen ve bilirkişi incelemesinde yer alan faturalara itiraz edildiği hususu delillerle ortaya konanamış, aşamalardaki beyanlarında davalı tarafa borçlarının bulunduğu belirtilmekle fazla ödeme iddiasına ilişkin ispat külfeti usulünce yerine getirilememiştir.
İspat yüküne ilişkin bu durum karşısında Mahkememizce davacı vekiline, yemin deliline dayanmış olmaları itibariyle keyfiyet sorulmuş, yemin teklif edilmesi üzerine davalı şirket yetkililerinin yemini eda ettirilmiş, taraf şirketlerin aralarındaki bayilik ilişkisinden kaynaklı davalı şirketin davacı şirkete iadesi gereken —– borcu bulunmadığı ifade edilmekle, davacının sebepsiz zenginleşme ve tutarına ilişkin iddiasını ispat edemediği kanaatiyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Bundan başka davalı tarafça süresi içinde zaman aşımı defi ileri sürüldüğü belirlenmekle, TBK’nun 82. maddesi hükümleri gereği inceleme yapmak gerekmiştir.
Davacı tarafça davalıya borcu olduğu, ancak borca mahsuben havale ile gönderilen tutar kadar olmadığı, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleştiği belirtilmekle, davacının satım bedelini dava dışı şirketten tahsil ettiği tarih itibariyle aralarındaki sözleşmesel ilişki kapsamında davalıya ne kadar borçlu olduğunu bildiği/bilmesi gerektiği için davalının da varsa sebepsiz zenginleşmesini bildiği/bilmesi gerektiği, bu kapsamda en geç ——- (dava dışı şirketin davalı şirkete banka havalesi) tarihi itibariyle, satım bedelini eksik almış olacağı için, keyfiyete vakıf olduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, buna göre — yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu belirlenmiştir. Davacı tarafça iddia edildiği gibi, fazla miktarda para aktarımının —– tarihinde (ihtar tarihi) öğrenilmiş olduğu düşünülse dahi, bu tarihten arabulucuya başvuru tarihi olan —-geçtiği, arabuluculuk son tutanağının ise — tarihli olup zaman aşımın tekrar işlemeye başladığı ve dava tarihi olan — tarihine kadar — günün daha geçtiği, buna göre — tarihinden sonra dahi — yıllık zaman aşımı süresinin de dolmuş olduğu Mahkememizce belirlenmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 17.198,93 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 17.118,23 TL’nin davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 67.405,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5——- bütçesinden karşılanan 1.320 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2022