Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2022/573 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/655 Esas
KARAR NO: 2022/524
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 30/10/2017
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, — tarihinde — sularında sürücü—- sevk ve idaresindeki — plaka sayılı kamyon ile — istikametinden— seyir halinde iken önünde seyreden — sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı çekiciye bağlı —– plaka sayılı —– arkadan çarpması neticesinde ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, kaza kapsamında -yolcu olarak bulunan müvekkili —- vefat etmiş olduğunu, kaza tespit tutanağına göre —- sayılı araç sürücünün KTK Madde 84/d arkadan çarpma maddesini ihlal etmiş olduğunu, —- plaka sayılı çekici sürücüsünün ise KTY Madde 116 ihmal etmiş olduğunun belirtilmiş olduğunu, yolcuların ise kusurlarının bulunmadığını, —- plaka sayılı aracın —- Poliçesinin bulunduğunu ve bu poliçede manevi tazminat klozunun bulunduğunu ve bu tazminat limitinin —- olduğunu, bu nedenle müvekkilinin manevi zararının ilgili sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, açıklanan nedenler ile anne —–manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı —-vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; —- plaka sayılı aracın müvekkili tarafından —— Poliçesinin bulunduğunu manevi tazminata hükmedilirken ülkenin ekonomik koşulları, sosyo ekonomik durumları, kusur durumu, olayın ağırlığı , eylemin niteliği vb. baz alınması gerektiği, açıklanan nedenler ile fahiş tazminat miktarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; kusur oranlarının tespiti bakımından —— kusur raporu alınması gerektiği, ayrıca ceza mahkemesi dosyasının da celp edilmesi gerektiği, tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı bu nedenle fahiş tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği, açıklanan nedenler ile davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklı manevi tazminat isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Kusur oranının tespiti için aldırılan bilirkişi rapor içeriğine göre; meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, davaya konu trafik kazası kapsamında, —plaka sayılı araç sürücüsü —- %60 kusur oranı ile aslı ve tam kusurlu olduğu, —- plaka sayılı çekiciye bağlı—plaka sayılı dorsenin sürücüsü ——– olduğu, söz konusu kazanın meydana gelmesinde ve önlenmesinde herhangi bir tasarruf da bulunamayacakları için ——plaka sayılı araçta bulunan yolcuların kusursuz oldukları tespit edilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —– —— Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.—-
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde sürücü — sevk ve idaresindeki– —-istikametinden—- istikametine seyir halinde iken önünde seyreden — sevk ve idaresindeki — bağlı —plaka sayılı ——- arkadan çarpması neticesinde ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiş olduğu, kaza kapsamında —- plaka sayılı —– yolcu olarak bulunan davacılar murisi — vefat ettiği, kazaya karışan — plaka sayılı — davalı—— ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı, poliçenin incelenmesinde —- teminat altına alınabilen olarak manevi tazminat taleplerinin — limit ile teminat altına alındığı, —- vadeli birleşik ——- poliçesi ile sigortalandığı, poliçenin incelenmesinde manevi tazminat klozunun bulunduğu, sigorta kapsamı olarak kombine tek limit olarak —— gösterildiği, davalılar arasında TBK 61. ve KTK 88. Maddeleri uyarınca müteselsil sorumluluk ilişkisinin mevcut olduğu, bu nedenle kusur dağılımı yapılmasına gerek olmadığı, davalı tarafça hatır taşıması iddiasının ileri sürüldüğü ancak buna ilişkin ispat yükünün yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Davacılar tarafından dava öncesi başvuruya dair ihtarın —-tarihinde yapıldığı,——- iş günü sonrasının temerrüt başlangıç tarihi olarak esas alınması gerektiği, kazaya karışan araçların kamyon/ çekici olması nedeniyle avans faiz talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde manevi tazminatın takdirinde esas olacak sosyal ekonomik durum araştırmasına ilişkin kolluk raporu bulunmaktadır. Davacıların bahse konu trafik kazası sonucu evlatlarını / kardeşlerini kaybetmeleri nedeniyle duymuş oldukları acı ve elemin belirlenmesine dair anılan hususlar dışında delil bulunmayışı, kazanın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, davacılar murisinin araçta yolcu oluşu, yaşı, tarafların gelir durumu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tespitler uyarınca manevi tazminat miktarı tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde takdir olunmuş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
Davacı —, davacı –, davacı —ve davacı — manevi tazminatın ——tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ( davalıların poliçe limiti ile sınırlı olmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 6.831,00 TL’den peşin olarak yatırılan toplam 683,10 TL’nin mahsubu ile 6.147,90 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk dava masrafı, 683,10 TL peşin harç, 670,77 TL tebligat-müzekkere-posta ücreti, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.289,87 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%50 Kabul) 1.144,94 TL’sinin davalı taraflardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca ———vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL’nin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2022