Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/5 E. 2021/256 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/5 Esas
KARAR NO : 2021/256

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı ———- İlçesi——- tarihinden başlamak üzere —— ile intifa hakkının ——-yevmiye nolu resmi senet ile aldığını bu taşınmazın—– olarak kullanılması ve işletilmesine yönelik olarak davalı ———-imzaladığını, davalı ——-intifa hakkı müvekkili şirkete ait taşınmazda ——- sözleşmesi kapsamında ——–başladığını ve sözleşmenin sona erdiği——– olarak faaliyette bulunduğunu, taşınmazın maliki olan davalı …’in ve diğer davalı …’in ——- garanti ve taahhüt eden olarak imzaladıklarını böylece davalıların ——- sözleşmeden kaynaklanan tüm borçlarını —– altına aldıklarını ancak ——– kurulunun —– tarihine kadar tüm sözleşmelerin ve bu kapsamda kira/intifa sözleşme sürelerinin sürenin 5 yıldan fazla olamayacağını bu tarih itibariyle de sözleşmelerin süresinin sona ereceğine dair kararı üzerine müvekkili şirket ile davalı—- arasındaki dikey ilişki ve buna bağlı sözleşmelerle birlikte intifa hakkının —— tarihi itibariyle sona erdiğini bu nedenle müvekkilinin davalılara Beyoğlu ——-.Noterliğinin ——— yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek sözleşmelerin —— tarihinde sona erdiğini bildirerek —– duyurusu nedeniyle müvekkilinin terkin etmek zorunda kaldığı intifa hakkının terkinine yönelik tapuda işlem yapılması için vekaletnameyi davalılara gönderdiğini, ——– sayılı rekabetin korunması hakkındaki kanunun 56.maddesi gereğince yine aynı kanunun 4.maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile gereksiz sayılmış olan anlaşmaların tarafların bu anlaşmalar gereğine birbirlerine verdikleri her şeyin BK’nın 63.ve 64.maddeleri çerçevesinde iadeye tabi olduğunu ——duyurusu ve müvekkili şirket tarafından gönderilen ihtarname ile —– sözleşmesinin sonlandırılması akabinde intifa hakkının tapudan terkin edilmesi nedeniyle söz konusu ——- yapılan yatırım, intifa bedeli, gayri maddi hak bedeli ödemelerinin —– tarihinden sonraki döneme takebül eden bakiyelerinin iade edilmesi için davalılara Beyoğlu —-.Noterliğinin——- yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini sözleşmelerin erken sona ermesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından daval—-kadar devam edeceği inancı ve düşüncesi ile imzalanan sözleşmeler kapsamında —— yatırımın ve gayri maddi hak bedeli/hizmet bedeli adı altında yapılan ödemeler dolayısıyla davalıların sebepsiz zenginleştiklerinden davalı —– ve sözleşmeyi imzalayan diğer davalıların müvekkili şirketin sözleşmenin —– yılına kadar devam edeceği inancı ile ————ayrıca gayri maddi hak bedeli adı ile yaptığı bu ödemelerin kullanılmayacak olan süreye ilişkin kısmını (—— tarihinden sonraki kısım) sürenin erken sona ermesi intifa hakkının sona ermesi ve tapuda terkin edilmesi ile birlikte sözleşmelerin feshedilmiş olmasından dolayı müvekkili şirkete iade etme yükümlülüğü altında olduklarını belirterek gayri maddi hak bedeli yatırım bedeli veya hizmet bedeli olarak yapılan ödemelerden dolayı ilişkinin erken sona ermesi nedeniyle iadesi gerektiği halde iade edilmeyen ve davalıların sebepsiz zenginleşmesine neden olan toplam —— alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalılar vekili; sözleşme tarihinin — tarihli olup, dava dilekçesinde yer alan talepler arasında 30.1.2006 tarihli —– bedelinin görüldüğünü, sözleşme tarihi öncesine ait fatura bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca 10.12.2007 tarihli —–alacağından bahsedildiğini davacı ile sözleşme imzalanmasından çok önceden itibaren—- davacı tarafça getirilmiş herhangi bir tank bulunmadığını, müvekkili kayıtlarında da bu fatura ile ilgili herhangi bir kayıt yer almadığını, davacının kendi hesabı sonucu alacak kalemini hesapladığını ve alacak kalemine güncelleme uyguladığını oysa imzalanan sözleşme ve taahhütnamede iade şartlarının doğması halinde iade koşullarının nasıl olacağının ayrıntısı ile açıklandığını bu nedenle davacı tarafından yapılan güncelleme hesabının yerinde olmadığını —- tarafından verilen kararın tasfiye niteliğinde olduğunu yasal yükümlülük getirmediğini davacının sözleşmenin devamı konusunda hiç bir çaba sarfetmediğini, müvekkilinden tazminat alma peşine düştüğünü belirterek davanın reddini istemiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, davacı ile davalılardan — arasında —— sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi — ve taahhüt eden sıfatıyla imzaladıklarını, imzalanan sözleşmeye göre 15 yıl süre ile intifa hakkının davacı tarafından alındığını, ancak sözleşmenin —-kararı gereğince —- itibariyle sona erdiğini, daha sonra intifa hakkının tapudan terkin edilmesi nedeniyle söz konusu —– yapılan yatırım, intifa bedeli, gayri maddi hak bedeli ödemelerinin sözleşmenin bitmesinden sonraki döneme tekabül eden bakiyelerinin iade edilmesi için davalılara noter ihtarnamesi gönderildiğini, bu ihtara göre iadesi gerektiği halde iade edilmeyen ve davalıların sebepsiz zenginleşmesine neden olan toplam— alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, —–tarafından verilen kararın tasfiye niteliğinde olduğunu, davalılara yasal yükümlülük getirmediğini, davacı taleplerinden olan —- bedelinin sözleşme tarihi öncesine ait fatura alacağı olduğunu bu bedelin istenemeyeceğini ayrıca ——- fatura bedeline ilişkin davalı şirket defterlerinde herhangi bir kayıt olmadığını, davacının bu benzeri taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle alacak istemine ilişkindir.
Taralar arasındaki ihtilaf hakkında, mahkememizin — ile, davacı tarafından yapılan dava konusu yatırım unsurlarının taşınmazda kalıcı nitelikte olduğu, aynen iadesinin mümkün olmadığı, davalıların kalıcı yatırım bedellerini kullanarak ticarete devam ettiği, davacı tarafından yapılan — tarihi itibariyle 117.600 TL olduğu ve bu miktarın davalılardan talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşbu mahkememiz kararının temyizi üzerine, Yargıtay —– arasında ——– istinaden —- ait taşınmaz üzerinde— kararı gereğince intifanın kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek, sona erme tarihinden itibaren karşılıksız kalan intifa ödemesinin iadesini istemiştir. Öncelikle davacının bu konuda talepte bulunabilmesi için intifa hakkının terkin edilerek bu davanın açılmış olması gerekir. İntifa terkini için 3. bir kişiye vekalet verilmiş olması intifanın terkini anlamına gelmez. Bu durumda taşınmazın tapu kaydı getirtilerek intifanın terkin edilip edilmediği belirlenerek şayet davanın açıldığı tarihte intifa ihtirazi kayıtla terkin edilmemişse bu konudaki istemin reddine; terkin edilmişse bedelsiz kalan süre için ödenen paranın iadesine karar verilmesi gerekir. Ancak intifa bedelsiz kaydıyla terkin edilmişse bu durumda davacının talebinin reddine karar vermek lazımdır.” gerekçeleriyle bozulmuş,
Yargıtayın bu bozma kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine, Yargıtay —tarihli kararıyla, “Davacı 247.824,00 TL intifa bedelinin bakiyesi ve 36.832,00 TL kalıcı yatırım bedeli olmak üzere toplam 284.656,99 TL alacak talebinde bulunmuştur. İntifanın bakiye bedelinin talep edilebilmesi için öncelikle intifanın kaldırılmış olması gerekir. Ayrıca intifanın terkinine ilişkin —- intifanın bakiye intifa bedeli yönünden ihtirazi kayıtla mı yoksa bedelsiz olarak kaldırıldığının denetlenmesi lüzum ifade eder. Ancak mahkemece intifanın tesisine ilişkin—- getirtildiği halde intifanın terkinine ilişkin akit tablosu getirtilmemiştir. Bu konuda mahkemece yapılması gereken iş intifanın kaldırılıp kaldırılmadığının araştırılması, kaldırılmışsa buna ilişkin —- getirtilip intifanın kaldırılış biçimi yukarıda açıklandığı gibi denetlenmelidir. İntifa bedelsiz olarak kaldırılmamış ise bu kere intifanın tesisi sırasında belirtilen intifa bedelinin davalıya ödenmiş olması kaydıyla intifanın kullanılmayan kısmına tekabül eden değer sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herhangi bir güncelleme yapılmaksızın belirlenip hüküm altına alınmalıdır.
Davacı kalıcı yatırım bedelleri ile ilgili iki faturaya dayanmıştır. Bunlardan —- tarihli birinci fatura “—- tarihli ikinci fatura ise “— açılması sırasında mutlaka yapılması gereken bir iş olup kalıcı yatırım niteliğinde olmayıp bedelinin talep edilmesi mümkün değildir. Birinci fatura yönünden ise davalının sebepsiz zenginleşmesi yapılan keşifte alınan rapora göre 16.764,73 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece sadece bu kalem yönünden talebin 16.764,73 TL yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken davacının talep etmediği — saptanan değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle böylece hem talep aşımı yapılmış hem de davacının hak ettiğinden fazla miktara hükmedilmiştir. ” gerekçeleriyle dairelerinin—–kararının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Bozma İlamına Uyularak Yapılan Yargılama Neticesinde;
Davacı ile davalılardan —— olarak ödenen — edilmiştir. Davacı, akdi——kararı gereğince intifanın kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek, sona erme tarihinden itibaren karşılıksız kalan intifa ödemesinin iadesini istemiştir.
Davacı 247.824,00 TL intifa bedelinin bakiyesi ve 36.832,00 TL kalıcı yatırım bedeli olmak üzere toplam 284.656,99 TL alacak talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ——- tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere, intifanın bakiye bedelinin talep edilebilmesi için öncelikle intifanın kaldırılmış olması gerekir.
Bu —— intifa hakkına konu taşınmaz için yazılan müzekkere cevabında, davacı lehine, Davalı … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 25.07.2006 tarihli intifa hakkının aktif olduğunun belirtildiği görülmüştür.
—— tarihli resmi senette,——–davacı şirketçe karşılanması ve kalan miktarın da ödenmesiyle karşılandığı belirtilmiştir.
Bu kapsamda, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam etmesi halinde bakiye intifa hakkı bedeli talep edilemeyeceği, davacı tarafça davalı yetkililerine intifa hakkının terkini hususunda vekaletname verilmiş ise de davacının basiretli bir tacir gibi davranarak intifa hakkını terkin ettirdikten sonra dava açması gerektiği, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam ettiği anlaşılmakla, bakiye intifa hakkı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı kalıcı yatırım bedelleri ile ilgili iki faturaya dayanmıştır. Bunlardan 30.11.2006 tarihli birinci —– bedeli, —- tadilatı” olarak yapılan——– faturasıdır. Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere bu ikinci faturadaki ——– açılması sırasında mutlaka yapılması gereken bir iş olup kalıcı yatırım niteliğinde olmayıp bedelinin talep edilmesi mümkün değildir. Birinci fatura yönünden ise davalının sebepsiz zenginleşmesi yapılan keşifte alınan rapora göre 16.764,73 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda bu kalem yönünden talebin 16.764,73 TL yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bu kapsamda, davanın kısmen kabulü ile, 16.764,73 TL tazminatın sözleşmenin sona erme tarihi olan 20/07/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa ve Bakanlar Kurulunun dönemler itibariyle belirlemiş olduğu oranlarda ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-16.764,73 TL tazminatın sözleşmenin sona erme tarihi olan 20/07/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa ve Bakanlar Kurulunun dönemler itibariyle belirlemiş olduğu oranlarda ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.145,20 TL harçtan peşin alınan 5.102,15 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 3.956,95 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ————-miktarı üzerinden hesaplanan 27.202,39 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 5.120,55 TL harç ile 8.571,10 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 504,79 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.