Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/496 E. 2023/106 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/496 Esas
KARAR NO: 2023/106
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 20/10/2020
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —– tarihinden bu yana —— ortağı olduğunu, müvekkili —- üzerine atılan bir iftira neticesinde —– tarihleri arasında tutuklu kaldığı zaman diliminde davalı diğer ortakların —– tarihli ihtarname gönderdiğini, bedelsiz olarak hisselerin devrini talep ettiklerini, —– tarihinden itibaren müvekkilin şirketle herhangi bir ilişiğinin kalmadığınını diğer ortaklarında müvekkilin şirkete almadıklarını, şirketle ilgili herhangi bir bilgi paylaşımı yapmadıkları ve fiziki olarak müvekkilinin şirkette uzak tuttukları izahtan vareste olduğunu, müvekkili şirketin alacaklarından ve borçlarından dolayı kimseye karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilini tutukluğunun sona ermesinin ardından bu teklifi kabul ettiğini gerekli prosedür işlemlerini başlatmayı talep ettiğini, ancak davalılar şirket borlarını öne sürerek yanlış anlaşılma olduğu şeklinde gerçek dışı beyanlarda bulunarak müşterek müdürlük görevinin sonlandırılmadığını ve şirket ortaklığına son verilmediğini, bu nedenle müvekkilinin TTK gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, ihtarname cevabını usul olarak —— tarihli ihtarname ile tamamlandığını, bu ihtara istinaden davalı tarafın 29/07/2019 tarihli ihtarını kabul ettiğinin ve 29/07/2019 tarihiden itibaren şirketle hiçbir ilişiğinin kalmadığını, davalı şirketin faaliyet konusundan uzaklaştığını, sürekli zarar ettiğini, mal varlığı israf edildiğini hakkında icra takipleri açıldığını, bu durumun müvekkilin aile birliğini tehdit ettiğini konuma geldiğini, ayrıca ——– faaliyetinin tamamen durduğunu, limited şirketin ortaklık mevcudu kalmadığını, şirket ortaklığından ayrılmak isteyen müvekkilin diğer ortaklara bir türlü ulaşamadıklarını, ortaklar arasındaki güven ilişkisi sona erdiğini ve sürekli güvensizlik ortamı oluştuğunu, diğer ortakların kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiğini, şirketin devamlı olarak zarar ettiğini ve kar sağlayamamakla şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığını, şirket müdür olan diğer ortakların şirketi iyi idare edemediklerini, işbu sebeplerle TTK hükümleri uyarınca müvekkilini haklı sebeplerle müşterek müdürlük görevinin sonlandırılmasına ve şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini iş talep ve dava edilmiştir.
Davalı şirket ve davalı —- adına usulünce tebligat yapılmış, davalı şirketçe ve davalı —– tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Davalı ——-vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle, Müvekkilinin eğitim sektöründe girişimleri bulunan bir iş adamı olduğunu, müvekkilinin —– işletmeciliği ve —- isimli şirketi kurduğunu, özel öğretim kurumları tarafından verilen genel ortaöğretim faaliyeti işi ile iştigal ettiğini, kendisi bu şirketin başlangıçta tek ortağı ve tek yetkilisi konumunda olduğunu şirketin kuruluş kaydı —– tarihinde tescil edildiğini, —— tarihli —— tescil edildiğinin ilan olduğunu, müvekkili ile taraflar arasında —– imzalanmış tek ortaklık durumunun sona erdirildiğini, müvekkilin — oluşan şirket hisselerini —- davacı—-adet payı ise davalı—-olduğunu, bu hususun —- ibraz edilen belgelere istinaden ve TTK’ya uygun olarak —– tarihinde tescil edildiği,—— tarihli sicil kaydında da tescil edildiğinin ilan olunduğuna, Hisse Devir Sözleşmesinin 4. Maddesinde müvekkilinin şirket adresinin——-adresi olarak değiştirildiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olup davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin ticari faaliyetleri sürdürürken davacı—— ceza evinde olduğundan şirket ile hiç alakadar olmadığını ve ortaya ne bir sermaye ne de emek koyabildiğini, davacının cezaevinden çıktıktan sonra sözleşmede yer alan edimlerin yerine getirilmesi için gerek sözlü gerekse —– yazışmalar yapıldığını davacının uyarıldığını, fakat ödemelerin zamanından yapılaması nedeni ile emlakçı komisyonunu zamanında ödenmediği gibi kira ödemeleri de yapılamamıştır. Bu nedenle mülk sahibinin tahliye talepli icra takibi başlattığını, ancak tüm uyarıların sonuçsuz kaldığını bu durumdan rahatsız olan ve kandırıldığını düşünmeye başlayan müvekkillerin öncelikle davacı tarafın bahsetttiği—- yevmiye nolu ihtarnameyi çektiğini, —– edimlerin yerine getirilmesini, 1.560.000 TL’nin şirket hesabına ödenmeden 3. Şahıslara devredilmemesini, hisse payı devrinin ancak 3 ortağın imzaladığı protokol koşullarına uyulması ve ödeme taahhütlerinin yeri getirilmesi ile mümkün olacağının ihtar edildiğini, hisse devir sözleşmesinde yer alan edimlerin yerine getirilmediğini, işbu sebepler haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının haklı sebeple davalı şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesi ayrıca davacının müşterek müdürlük görevinin sonlandırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafça ileri sürülen her iki talepte de muhatap esasen davalı şirket olmakla, davalı gerçek kişilerin, davacının davalı şirket ortaklığından çıkması ve müşterek müdürlük görevinin sonlandırılması isteminde husumetlerinin bulunmadığı Mahkememizce değerlendirilmiş, davalı gerçek kişiler yönünden davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı şirkete yönelik çıkma istemi yönünden ise, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkma TTK m. 638/2’de düzenlenmiş; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” hükmü getirilmiştir.
Bu hak, Kanundan doğan bir haktır. Haklı sebep genel anlamda, ortaklık ilişkisinin devamını olanaksız kılan bir durumdur. Bu durum ortaklık işlerinden ya da ortakların kişisel ilişkilerinden kaynaklanmış olabilir. Durumun meydana gelmesinde çıkacak olan ortağın kusurunun bulunup bulunmadığı da çıkma hakkının kullanılması açısından önemli değildir. Haklı sebep TTK’da tam olarak tanımlanmamış olsa da, bazı haller haklı sebep olarak sayılmıştır. Örneğin TTK m. 245/1’de belirtildiği üzere: bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi, gibi hâller haklı sebeplerdendir. Kanunda sayılan bu haller örnek niteliğindedir. Her somut olayda haklı sebep bulunup bulunmadığı çıkma hakkım kullanan ortağın kişisel özellikleri ve şirketin yapısı da göz önünde bulundurulmak üzere ayrı ayrı incelenir. TTK m. 638/2 uyarınca, haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma hakkının dava yoluyla kullanılmasını öngörür.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekilince haklı sebep olarak; davalı şirketin, faaliyet konusundan uzaklaştığı, sürekli zarar ettiği, malvarlığının israf edilmiş olduğu, hakkında icra takipleri açıldığı, bu durumun davacının aile birliğini tehdit eder konuma geldiği, ayrıca; limited şirket faaliyetinin tamamen durduğu, şirketin ortaklık mevcudunun kalmadığı, davacının diğer ortaklara bir türlü ulaşamadığı, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiği ve sürekli güvensizlik ortamı oluştuğu, diğer ortakların kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiği, şirketin devamlı olarak zarar ettiği ve kar sağlayamadığı, şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığı kanaatinin güçlendiği, şirket müdürü olan diğer ortakların şirketi iyi idare edemediği sebepleri ileri sürülmüştür.
Mahkememizce ileri sürülen iddiların tetkiki yönünden bilişrkişi incelemesine dair karar verildiği, davalı tarafça ticari kayıtlarının sunulmaması üzerine davalı şirket adına HMK’nun 222. maddesi ihtarlı davetiye tebliğ edildiği ancak ticari kayıtlar ibraz edilmediğinden incelenemediği, bu nedenle şirketin zarar ettiği, faaliyetinin devam etmediği, kötü yönetildiği vs. iddialar yönünden inceleme yapılamamıştır.
Bununla birlikte dosyaya intikal eden ve davalı —– tarafından davacıya gönderilen —- tarihli ihtarname içeriğinden, bundan başka —— esas sayılı davada davacısı —- tarafından, davalısı ——-yönelik tazminat davası ikame edilmiş olduğu hususları hep birlikte gözetildiğinde, davacı yönünden davalı şirket ortaklığından çıkmasına ilişkin haklı sebeplerin meydana geldiği, ortaklar arasındaki güven ve itimadın, ortaklık bağının zedelendiği; davacının ortaklıktan çıkma talebinin hukuki zemininin oluştuğu kanaatiyle davanın davalı şirket yönünden kabulü ile davacının, davalı şirket ortaklığından haklı nedenlerle çıkmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacının müşterek müdürlük görevinin sonlandırılması istemi yönünden ise, müdürlük görevinden istifanın tek yanlı irade beyanı olup, istifanın şirketçe veya Mahkemece kabulüne gerek bulunmadığı, dolayısıyla bu yönden dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı değerlendirilmekle, davacının şirket müdürlük görevinin sona erdirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar ——– yönünden açılan davanın usulden reddine,
2- Davalı şirkete yönelik açılan davanın kısmen kabülü ile;
a) Davacının, TTK.’nun 638/2. maddesi uyarınca haklı sebeple, —-numarasında kayıtlı —– ortaklığından çıkmasına
Karar kesinleştiğinde; keyfiyetin —— yazı ile bildirilerek, ticaret siciline tesciline ve usulen ilanına,
b) Davacının müşterek müdürlük görevinin sonlandırılması istemi yönünden davanın reddine,
3-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL haçtan mahsubu ile bakiye 125,25 TL harcın davalı —— alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru ve 54,40 TL peşin harç olmak üzere 108,80 TL’nin davalı——- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 5.831,70 TL yargılama giderinin reddedilen kısmın yalnızca müdürlük görevinin sonlandırılması istemine ilişkin olması nedeniyle takdiren 4.831,7‬0 TL’sinin davalı ——–alınarak davacıya verilmesine, bakiye tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ——– alınarak davacıya verilmesine,
7-Red olunan dava yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı ———- lehine takdir olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/02/2023