Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/487 E. 2022/167 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/487 Esas
KARAR NO : 2022/167

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketten olan alacağının—- sayılı dosyası ile takip yapıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, davacı ve davalının tacir olduğunu, bütün belgelerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, fatura içeriğine herhangi bir itiraz yapılmadığını, davacının bakiye 17.780,00 TL alacağı bulunduğunu belirtmiş; takibe yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari hizmet alımından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetler karşılığı bedelin davalı tarafından ifa edilip edilmediği, ifa edilen tutarın ne olduğu, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
—- sayılı takip dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —— olduğu, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 17.790,00 TL tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi yapıldığı, — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından —- dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, 11/08/2020 tarihinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, davanın hak düşürücü sürede açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi— tarafından düzenlenen — ek raporda; davacı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibarıyla davalıdan 17.779,86 TL alacaklı olduğu, davalının kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibarıyla davacıya —- borçlu olduğu, ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı, davalıya —- edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal/hizmet tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir —-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan —- sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, ticari defterler ile alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu hizmetin sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 17,779,86 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibariyle 17,779,86 TL borcu bulunduğu, dava konusu faturaların davalının ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz veya iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği—— davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, davacının alacağı taşıma sözleşmesine dayalı olduğundan belirlenebilir ve bilinebilir nitelikte olduğu —- anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—-dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 17,779,86 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin anılan tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, aşan istemin reddine,
Kabul edilen 17.779,86 TL’nin %20’sine tekabül eden 3.555,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.214,54 TL harçtan peşin alınan 214,69 TL harç ve 87,00 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 912,85 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı lehine vekâlet ücretine (HUAK. 18/A) karar verilemesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 214,69 TL peşin harç ve 87,00 TL icra harcı toplamı: 356,09 TL ile 986,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında —ücretinin davalıdan tahsili ile— irat kaydına, 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için —müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.