Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 E. 2023/302 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/476 Esas
KARAR NO : 2023/302

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı takip alacaklısına vermiş bulunduğu çekin süresi içinde tahsil edilmesi için ibraz edilmediği için kambiyo senedi vasfını kaybettiğini, davaya konu icra takibinin belgesiz olarak genel ilamsız icra takibi yapılmak sureti ile müvekkilinden alacak talep edildiğini, takip konusu edilen alacağın takip tarihinde 10.000,00TL olduğunu, davacıdan 23.000,00 TL talep edildiğinden itiraz edileceğinin bildirildiğini, takibin bu rakam üzerinden başlatıldığını, davalı takip alacaklısı alacağını hiçbir belgeye dayandırmaksızın yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan ve yasal süresi içinde ibraz edilmemiş bir belge ile yapmaya çalıştığını beyan ederek İİK 72/3 maddesi kapsamında——Esas sayılı dosyasının tüm dosya hesabının yapılması için derkenar verilerek bakiye alacağın nakit olarak dosyaya ödenmesi mahkemenin % 15 oranında belirleyeceği teminatın nakit olarak icra dosyasına veya mahkeme veznesine yatırılmak sureti ile dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesine, tüm dosya borcu ödenmiş olacağından dava sonuna kadar takibin durdurulması ve tüm hacizlerin fek edilmesine, yargılama neticesinde müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin ve tarihlerinin dikkate alınarak anapara ve ferileri yönünden bu kısım için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının her ne kadar borcun miktarının 10.000,00 TL olduğunu iddia etse de söz konusu borç ilişkisine dayanan —–sayılı icra takibindeki miktara itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacının belli tarihlerde bazı paraların ödendiğini iddia etmekte ise de taraflarına yapılan bir ödeme bulunmadığından bu iddialar gerçeği yansıtmadığını da ileri sürerek öncelikle davada görevsizlik kararı verilmesıne, eğer mahkememiz görev konusunda aksi kanaatteyse, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —-.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı icra takip dosyası kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır—— esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacının borçlu, davalının alacaklı sıfatıyla yer aldığı, —— seri nolu 30/09/2016 keşide tarihli, 23.000,00 TL çek açıklamalı, 03/04/2017 tarihli ödeme emri ile ilamsız takip işleminin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Davanın; ibraz süresinde ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını yitiren çeke istinaden davacı aleyhine başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, çek hesabının bağlı olduğu banka cevabına göre bahse konu çekin ibraz edilmediği, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çek kambiyo vasfını haiz olmayıp adi yazılı senet niteliğinde olduğu,( Yargıtay —– HDnin —–esas) davalı tarafça süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı ilamsız takip yoluna başvurulduğu, davanın kambiyo senedin dayalı menfi tespit istemi olmadığı, tarafların sıfatına bakıldığında, davacı şirketin tüzel kişi tacir vasfına haiz olduğu ancak davalının tacir araştırması yapıldığında ise tacir sıfatının bulunmadığı, davalı gerçek kişinin dava dışı şirketlerde yetkili/ ortak olduğunun vergi dairesine yazılan yazı cevabında bildirildiği, şirket ortağı ve yetkilinin ise tacir sıfatının bulunmadığı, eldeki davanın ticari dava mahiyetinin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiş, verilen kararın usule ilişkin olması nedeniyle HMK 397. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere; tedbirin etkisinin aksi belirtilmedikçe nihaî kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği, eğer şartları oluştuğu kanaatine varılarak tedbire karar verilmişse, ortaya kesin bir nihaî karar çıkıncaya, yani uyuşmazlık tam olarak açıklığa kavuşuncaya kadar etkisini sürdürmesi ilkesi benimsendiği, ancak, mahkemece bunun aksine de karar verilebileceği, özellikle, tedbir kararı verildikten sonra, asıl hükümde tedbir talep eden haksız çıkmışsa, mahkeme hükümle birlikte tedbirin de kaldırılmasına karar verebileceği, bu durumda kanun yoluna başvurulduğu aşamada tedbirin kalkmış olacağı, bununla birlikte, örneğin usule ilişkin bir karar verilmişse, bu tedbirin kaldırılması için yeterli bir sebep oluşturmayabileceği, mahkememizce usule ilişkin karar verildiğinden tedbir kararının devamı şeklinde hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
6-Mahkememizin verdiği 15/10/2020 tarihli, icra veznesine ödenen paranın davalıya ödenmemesi hakkındaki ihtiyati tedbir kararının nihai kararın kesinleşmesine kadar devamına,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.