Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2021/1128 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/471 Esas
KARAR NO : 2021/1128

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —-, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacak mevcut olduğuru, iş bu alacak hakkında— dosyasında takibe konulduğunu, ancak davalı taraf 14.07.2020 tarihinde iş bu dosyadaki borca, faize ve ferilerine herhangi bir hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz bir şekilde itiraz etmiş ve neticesinde takibin durduğunu, davalı tarafın itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olduğundan takip konusu meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin dahi mevcut olmadığı bu halde davacı tarafından alım satım ilişkisine dayanan alacağın var olduğu iddiasının tamamen asılsız olduğunu, zira davacı tarafın iddia etmiş olduğu alacağa/borca ilişkin hiçbir hukuki delil ileri sürmediğini, yalnızca müvekkilinin ticari sır niteliğine haiz ticari defter ve kayıtlarını ve dahi —- mahkemeden talep ettiğini, davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde olduğu gibi işbu dava dilekçesinde de söz konusu alacağın hukuki dayanağının ne olduğu, bu dayanağın hangi tür belge niteliğine haiz olduğu, ne tür ve neye ilişkin alım satım ilişkisinin mevcut olduğu ve dahi böyle bir alım satım ilişkisi mevcut ise kendileri tarafından hangi— edimin ifa edildiğine dair hiçbir açıklama mevcut olduğunu, takip dosyasına yapılan itirazının kabulüne, davacının haksız icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının ikame etmiş olduğu işbu dava ve icra takibine dair kötüniyetli icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—— sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —– yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 22.06.2021 tarihli raporda, tarafların ticari defterlerinin incelendiği, davalı tarafın defterlerine davacının 6.453,42 TL alacaklı olduğu, davacının defterlerine göre de davacının alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı cari hesaba dayalı alacaklı olduğunu iddia etmiş olup bu hususu ispatlaması gerekmektedir.
Bu cihette tarafların ticari defterlerinde bilirkişice yapılan incelemede, tarafların defterlerini usulüne uygun tuttukları, davacının düzenlediği faturaların davalının defterlerine de işlendiği, buna göre takip tarihi itibariyle davalının ticari defterlere göre davacı şirkete 6.453,42 TL TL borçlu olduğunun tespit edildiği, bu haliyle davacının davalıdan bu miktarda alacağı bulunduğu anlaşılmakla, bu asıl alacağa yönelik yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmişitir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği—- anlaşılmakla anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.—
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının—- dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 6.453,42 TL asıl alacak, üzerinden aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Hükmedilen alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 440,83 TL harçtan peşin alınan 110,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 330,53 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4,86 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 164,70 TL harç ile 897,25 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 896,57 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10—— tarafından—- ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.