Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2021/257 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/462 Esas
KARAR NO : 2021/257

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu ———–. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; hastalıkları —– ——— maluliyet ——— tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; hastalık nedeniyle ——- sigortalının tazminattan yararlanabilme şartının kalıcı sakatlığı itibariyle sigortalı olması gerektiğini, ancak davacının kalıcı sakatlığının sigortası sona erdikten sonra ortaya çıktığını, bu nedenle tazminat kapsamına alınamadığını, huzurda açılanan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemlidir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır.
6502 sayılı kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiştir. Aynı Yasa’nın 3/l. maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda; Sigorta poliçesinin———–davalı şirket arasında tanzim edildiği, davacı adına sigorta poliçesini yaptıran şirketin ticari amaçla hareket etmediği, şirketin faaliyet alanı dışında çalışanlarını sigortaladığı, bu noktada şirket çalışanı olan davacının tüketici olduğu ve davalı sigorta şirketi ile arasındaki —– sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmıştır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda, davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu dolayısıyla görevli mahkemenin —olduğu, buna göre 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlük tarihi olan 28.05.2014 tarihinden sonra, 05.10.2016 tarihinde açılan davada, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli —–NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.