Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/450 E. 2021/1372 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/450 Esas
KARAR NO: 2021/1372
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 05/10/2020
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
1Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile—- imzalandığını, — müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile taraf olduğunu,
borcun ödenmemesi üzerine — sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, takip öncesi muacceliyet uyarısı yapıldığını, itirazın süreci uzatmaya yönelik olduğunu, arabuluculuk sürecinin, görüşme yapılmasına rağmen anlaşamama ile sonuçlandığını, iddia ederek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın itirazın tebliğinden itibaren 1 yıllık süresi içinde açılmadığını, şirket yöneticisi olduğunu ancak anlaşmazlık nedeniyle tüm ilişiğini kestiğini, şirketteki hissesini tüm aktif ve pasifleri ile—devrettiğini, imza itirazı bulunduğunu, yasal yolların tüketilmediğini, asıl borçlu —- iletişime geçtiğini, borcun yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu, halledeceğini
bildirdiğini, ancak icra dosyasına ödeme girişiminde bulunmadığını, muacceliyet ihtarının tebliğ edilmediğini, asıl alacak, — sözleşme hükümlerine ve bankacılık mevzuatına uygun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davacı bankanın müşterisi ile imzaladığı——-konu borcun ödenmemesi üzerine aynı sözleşmede müteselsil kefil olarak sorumluluğu bulunan davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
—–esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre;—— imzaladığı, imzalanan sözleşmelere davalı—– müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imza attığı, kefalet başlığı altında borç taksitlendirmesine ilişkin hüküm bulunduğu, ayrıca taksitli kredilere ilişkin hükümlerin de bulunduğunun görüldüğünü, —- borçtan sorumlu olmadığı hususunda tereddüt hasıl olduğunu, şöyle ki; kefil açısından ya taksitli ticari kredilerle ilgili bölüme kefilin imza koymak sureti ile; bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verildiği, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlandığı ve bu koşulların kabul edildiğinin belli edilmesi gerekmekte ya da özel olarak taksitli ticari kredinin şartlarının kabul edildiğinin beyan edilmesi gerektiğini, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlendiğini, sözleşme örnekleri dosyaya sunulduğunu, kefalet ve taksitli krediler için düzenlemelerin bulunduğunu, bankanın hesabı istediği anda kat edebileceğinin görüldüğünü, her ne kadar —- aktif ve pasifi ile üçüncü kişiye devrettiğini, borcu bulunmadığını beyan etse de, kefaletin karşılıklı olması nedeniyle banka onayı olmaksızın kefaletten kurtulmanın mümkün bulunmadığı, bankanın kefil için de ayrıca takip başlatabileceği kanaati oluştuğunu, yapılan incelemeye göre; davacının takip tarihinde asıl alacak olarak —- borçtan sorumlu bulunup bulunmadığı hususunun hukuki bir konu olduğunu, zira —- çerçeve sözleşmeler olarak kabul edilmesi ve taksitli ticari krediler açısından özel olarak bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verildiğini, bunların içeriğini öğrenme imkânı
sağlandığı ve bu koşulların kabul edildiğinin belli edilmesi gerektiği ya da özel olarak taksitli ticari kredinin şartlarının kabul edildiğinin beyan edilmesi gerektiğini, aksi takdirde sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmesi bulunduğunu, — kefalete ve taksitli kredilere ilişkin düzenlemeler bulunmakla birlikte, takdirin Sayın Mahkememize ait olduğu,” yönünde görüş bildirmiştir.TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama ve denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davalı ——— sorumluluk altına girdiği, davalı tarafça sözleşme imzalanmadığı iddiasının ileri sürüldüğü ancak duruşmada gösterilen imzalı belgeler altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, ayrıca davacı asıl borçlu şirket ile ilgisi olmadığı, hissesini devrettiğini ileri sürmüş ise de kefalet sözleşmesinin karşılıklı olduğu, tek taraflı olarak kefaletten kaynaklı borçtan kurtulmanın mümkün olmadığı, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin asıl borçlu ve davalı tarafından ödenmediği, somut olayda genel işlem koşullarının değerlendirilmesi sonucunda; bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, genel işlem koşullarının üç aşamalı denetime tabi tutulması gerektiği, söz konusu denetim aşamalarının; yürürlük (kapsam) denetimi, yorum denetimi ve içerik denetimi olduğu, somut olayda; genel kredi sözleşmesinin şaşırtıcı ve dürüstlük kuralına aykırı hükümler içermediği, bila tarihli müşteri bilgilendirme formunun düzenlendiği, formun davalı kefil tarafından şartsız şekilde imzalandığının anlaşıldığı, —- kefalete ve taksitli kredilere ilişkin düzenlemelerin bulunduğu ve davalı kefil tarafından kabul edildiği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam — olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;—-Esas sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin,
—asıl alacak,
— işlemiş faiz üzerinden aynen devamına, aşan istemin reddine,
2-Hükmolunan toplam alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.167,07 TL’den peşin olarak yatırılan 170,78 TL’nin mahsubu ile 996,29 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 170,78 TL peşin harç, 62,20 TL ilk dava masrafı, 756,75 TL tebligat-müzekkere-bilirkişi, ücreti olmak üzere toplam 989,73 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%88 Kabul) 870,96 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen 150,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 18,40 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde —- dosyasının iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9- — kesinleşince iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,—–Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021