Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/446 E. 2022/363 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/446 Esas
KARAR NO: 2022/363
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 27/11/2013
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekilinin— tarihli dava dilekçesinde özetle; — kapalı kasa kamyonetin—- tarihinde, müvekkili şirket tarafından, davalı —- bayisi, yetkili satıcısı ve aynı zamanda yetkili servisi olan davalı —- satın alındığını; kamyonetin satış bedeline istinaden tanzim olunan — fatura bedelinin ödenmesi akabinde trafikte,—– plaka numarası ile müvekkili şirket adına tescil edildiğini, dava konusu kamyonette satış sonrasında boya dökülmesinin ortaya çıkması ve bu durumun olağan olmaması üzerine, aracın satın alındığı, davalı —– başvurularak boya dökümü yaşanan parçaların değiştirilmesinin istenildiğini,—- imal ve ithal eden davalı —- tarafından yapılan inceleme neticesinde —–gerektiği beyan edildiğini, yeniden boyanmanın değer düşüklüğüne sebebiyet vereceğini, —— ayıptan ari misliyle değiştirilmesi talep edildiğini, talebin davalı —- kabul edilmediğini, bunun üzerine her iki davalıya hitaben tanzim olunan—– ihtarnamesi keşide edildiğini—– varsa aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi ya da araç bedelinin rayiç değeri üzerinden iadesi, durumun bunu haklı kılmayacak olması halinde araçtaki — onarılması, yeni parça montajının teknik açıdan mümkün olmaması halinde ise aracın onarılması yanında onarım nedeniyle aracın değerindeki eksikliğin satış bedelinden de indirilmesi” hususlarının talep ve ihtar edildiğini, ihtarname neticesinde de herhangi bir sonuç elde edilemediğini belirterek davanın kabulüne, dava konusu aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi yada araç bedelinin rayiç değeri üzerinden iadesine, araçtaki boya hasarlı kısımların komple yenisi ile değiştirilmek suretiyle onarılmasına, onarım nedeniyle araçtaki değer kaybı nedeniyle uğranılan zararın şimdilik——— temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu aracın satıcı veya üreticisi müvekkilinin olmadığını, müvekkilinin onarım hizmetini de vermediğini, müvekkilinin —– marka aracın yalnızca dağıtıcısı olduğunu, müvekkilinin hizmet veren konumunda olmadığını, davacı ile arasında hiçbir sözleşmesel ilişkisi bulunmayan davada davacının davasının husumet yönünden reddi gerektiği, tacir sıfatına sahip davacının ——öngördüğü ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediğini, davacının davalıdan — tarihinde satın aldığı aracın boyasında — ay sonra bozulmalar başladığının dava dilekçesinde açıkça belirtildiğini, davada bu ayıbın ihbarı için —– tarihinde davalı tarafa ihtarname gönderildiği, davacının imalat hatasının—- uyuşmazlık konusu haline getirmesi ihbar ve muayene yükümlülüğünün süresinde yerine getirmediğini, davacının derhal ihbar etme yükümlülüğünün zamanında yerine getirmediğinden davanın usulden reddi gerektiği, terditli talepli dava açılmasının usule aykırı olduğunu, tacir davacının—– seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanacağı açıkça hüküm altına alındığını, davacı, dava konusu aracı hasarsız ve eksiksiz olarak teslim aldığını, sorunsuz teslim aldığına dair bir teslim tesellüm belgesinin imzalandığını, davacının dava konusu hakkında eksik beyanda bulunduğunu, araç —- tarihinde hasarlı kazaya karıştığını, aracın orjinalliğinin bozulduğunu, değer kaybının bozulduğunu, davacı tarafın ihtarnamesi kendilerine — tarihinde ulaştığını, ihtarnamenin —- tarihinde aracın karıştığı kazadan sonra keşide edildiğini, boya kusurunun kesinlikle kabul etmediklerini, davacının taleplerinin terditli olduğunu, araç değişimi yada bedel iadesini talep etmekte olduklarını, davaya esas değerin —- olarak gösterildiğini, dava dilekçesinde — olarak belirtildiğini, davacı taleplerini terditli olarak sunduğunu belirterek davanın reddine, masrafların ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—-tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın müvekkili firmadan ——-Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa , haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür…” denildiğini, süresi içerisinde inceleme ve ayıp ihbarında bulunmayan davacının herhangi bir seçimlik hakdan yararlanması mümkün olmadığını, aracın garanti süresi içerisinde bulunması bu sonucu değiştirmeyeceğini,—- işlerlik kazanmış içtihatlarına göre ayıp ihbarı ve inceleme hususu tacirler için bir yükümlülük olduğunu, satılan mal yönünden zamanaşımı süresinden daha uzun bir garantinin verilmiş olması da ——–ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını, davacının dava dilekçesinde talep ettiği hakların ne olduğunu açıkça belirtmediğini, davacı alıcının bu şekilde terditli olarak dava açmasının usulen mümkün olmadığını, davanın öncelikle usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının söz konusu aracı —- tarihinde müvekkili firmadan eksiksiz ve sorunsuz bir biçimde teslim aldığını, aracın hiçbir sorunu olmadığını, yeterli incelemelerde bulunduğunu ifade eden teslim tesellüm belgesini de imzalamış olduğunu, satış tarihinden — aşkın bir zaman geçtikten sonra iş bu davanın açılması hakkaniyetle de bağdaşmadığını, satış sonrasında araçta boya dökülmesi meydana geldiği ileri sürülmesine karşın, davacı bu hususa ilişkin her nedense —- fazla bir zaman geçtikten sonra iş bu davayı ikame ettiğini, davanın reddi gerektiği, dava konusu araç üzerine satış tarihi olan —- tarihinden bugüne kadar—-tarafından rehin şerhi konulduğunu, söz konusu araç hukuki ayıplı durumunda olduğunu, aracın üzerindeki bu takdiyat nedeniyle iş bu araçla ilgili dava ikame edilemeyeceğini, dava konusu araç, —- tarihinde hasarlı trafik kazasına karıştığını, bu kaza sebebiyle aracın hasarlandığını, araçta değer kaybı meydana geldiğini, araç orjinallik vasfını yitirdiğini, dava dilekçesinde terditli olarak taleplerde bulunan davacı dava değerini —-olarak gösterdiğini, Aracın satış bedeli —– olduğunu, bu bedel fatura ile sabit olduğunu, bedel üzerinden harçlandırma yapılması gerektiğini, eksik harcın davacı yanca tamamlatılmasını belirtilerek haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılmış olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin —- tarihli arttırım dilekçesinde özetle; toplam —- dava değeri olarak kabul edilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, TBK’nın 219. ve 227. maddeleri kapsamında, dava konusu araçtaki ayıp nedeniyle davalıların sorumluluğuna karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememiz —- Karar sayılı karar ile “davanın kısmın kabulü ile kısmen reddine, — dava tarihi olan —-tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili, davalı —vekili ile davalı —– vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
——karar sayılı ilamında;
“Dosya kapsamından, davalı—- olduğu, davalı —- olduğu, dava konusu aracın —tarihli fatura ile —– bedelle davacıya satıldığı, aracın — yıllık——– bulunduğu, bu süre içerisinde araçta boya dökülmelerinin meydana gelmesi nedeniyle, davacı tarafından, —– belirtilen yükümlülüklerini yerine getirerek, işbu dava öncesinde ayıplı aracın misli ile değiştirilmesi için davalılara ihtarname gönderildiği, davalılar tarafından bu talebinin kabul edilmemesi üzerine işbu davanın açıldığı ve Mahkemece de yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde, davanın kabulüne, hüküm fıkrasında ise davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir. Bu durum, HMK’nın 298/2.maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer yandan, TBK’nın 227.maddesinde; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere
satılanın ücretsiz onarılmasını isteme
4.İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıdaki düzenlemeye göre, alıcı bu seçimlik haklarından sadece birisini kullanabilecektir.
Somut uyuşmazlıkta ise yukarıda da özetlendiği üzere, davacı vekili dava dilekçesinde aracın misli ile değiştirilmesi, araç bedelinin rayiç bedel üzerinden iadesi, aracın onarılması ve araç değer kaybı tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Başka bir deyişle, davacı seçimlik haklardan hangisini kullandığını belirtmemiş ve Mahkemece de bu konu açıklığa kavuşturulmadan usul ve yasaya aykırı karar verilmiştir.
Mahkemece karara dayanak yapılan —- tarihli bilirkişi raporu ve —- tarihli bilirkişi ek raporlarının incelemesinde; HMK’nın 279.maddesine aranılan koşullara uygun olarak düzenlenmediği gibi, dosya kapsamına hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
O halde öncelikle, davacıdan TBK’nın 227.maddesi gereğince davacıya tanınan seçimlik haklardan hangisini kullandığı sorularak bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra, aralarında kimya ve makine mühendisi bulunan ve üniversitelerden seçilecek bilirkişi heyetinden rapor alınarak, boya hatasının imalat hatası olup olmadığı ve aracın bu nedenle gizli ayıplı olup olmadığı saptanıp taraf ve yargı denetimine elverişli rapor alınarak, davacının seçimlik haklarından sözleşmeden dönerek bedelin iadesi veya aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakkını kullanması halinde bu seçimlerin tarafların hak ve menfaatleri gözetilerek aşırı bir dengesizliğe neden olup olmayacağı da değerlendirilerek sonucuna göre HMK’nın 297. ve 298. maddelerine uygun bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. “gerekçesi ile davacı vekilinin, davalı — ile davalı —-vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince mahkememiz kararının kaldırılmasına, dosyanın işlem yapılmak üzere Mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda yeniden yargılama yapılmıştır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, —-tarihli bilirkişi heyet raporuna itirazlar üzerine aldırılan —- tarihli rapor içeriğine göre; “Davacının davalı taraftan — tarihinde almış olduğu, ——- garantisinden önce boya dökülmesinin imalat hatası ve gizli ayıp olduğu, aracın dış kat boyasının dava tarihinde — bedelle yapılabileceği, aracın trafiğe çıkış tarihi olan —- tarihi ile dava tarihi olan — tarihi arasında kullanıldığı — dikkate alındığında aracın ——- değer kaybına uğrayacağı, bilirkişi—tarihindeki raporunda aracın onarım bedelini —-iken kendi heyet raporlarında — olmasının sebebinin bilirkişi —- aracın onarım bedelini — tarihine göre değerlendirme yaparken, heyet raporunda araçtaki onarım bedeli dava açış tarihi olan —-olarak belirlendiği” tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine nazaran; davalı —- olduğu, davalı —- satıcısı olduğu, dava konusu aracın — tarihli fatura ile —- bedelle davacıya satıldığı, aracın —- yıllık boya garantisinin bulunduğu, araçtaki boya dökülmesi şeklinde gerçekleşen bozulmanın üretim hatası şeklinde gerçekleşen gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirdiği, üretici veya ithalatçı firmanın ayıplı araçtan ötürü sorumlu olması için araca ait garanti belgesinde garantör olarak imzasının bulunması gerektiği, dosyakapsamına sunulan garanti belgesinde davalı — —– olarak imzasının bulunduğu, TBK 49. Madde ve garanti kitapçığında imzası bulunması sebebiyle davalı —— de sorumluluğunun bulunduğu, davacının seçimlik hak olarak aracın onarılması ve onarım nedeniyle uğranılan zararın tespiti ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili olarak bildirildiği, yapılan bilirkişi incelemesinde aracın —bedel karşılığı boyanabileceği, bu boyama sebebiyle — araçta değer kaybının oluşabileceğinin tespit edildiği, ihtarnamenin davalı tarafa tebliğinden itibaren —- olduğu, tespit edilen miktarın ıslahla artırılan miktarın altında kaldığı, davacının davasının kısmen kabulü ile; —-tazminat alacağının — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya dair talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; —tazminat alacağının —-tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya dair talebinin reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 273,24 TL’den peşin olarak yatırılan toplam 76,87 TL’nin mahsubu ile 196,37 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 28,05 TL ilk dava masrafı, 76,87 TL peşin harç, 338,00 TL tebligat-müzekkere-posta, 4.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.667,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%89 Kabul) 4.148,71 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 28,05 TL ilk dava masrafı, 76,87 TL peşin harç, 338,00 TL tebligat-müzekkere-posta, 4.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.667,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%89 Kabul) 4.148,71 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılardan—– tarafından harcanan 130,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 14,44 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile anılan davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılardan—-tarafından harcanan 21,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 2,36 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile anılan davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 500,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022