Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/406 E. 2022/322 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/406 Esas
KARAR NO : 2022/322

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; banka ile müşteri arasında kredi kartı— sözleşmeleri imzalandığını, —numaralı muhatapların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı taşıdıklarından borçtan sorumlu olduklarını, tüm uyarılara rağmen borcun ödenmediğini, takibe geçildiğini, itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, itirazın haksız, kötü niyetli ve alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu, keşide edilen ihtarnameye cevap vermediklerini, İİK 68.madde gereği ihtarnameye itiraz etmediklerinden borcun muaccel hale geldiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kefaletin müteselsil olmayıp adi kefalet olduğunu, asıl borçluya takip yapılmadan kefiller aleyhinde takip yapılamayacağını, hesap kat ihtarı ile temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz ve fer’lerinden davalıların sorumlu tutulamayacağını savunarak, kefiller açısından Tüketici Mahkemelerinde açılması gereken davanın görevsizlik nedeniyle görevli mahkemeye gönderilmesine ve mesnetsiz ve haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- sayılı dosyası celp edilip incelenmesi sonucunda; alacaklının davacı, borçluların ise davalılar olup,14.252,76 TL asıl alacak, —-işlemiş akdi faiz, —- temerrüt faizi, —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam 15.775,34 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların23/07/2019 havale tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilerine itirazlarını ileri sürdükleri, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediğinden yasal 1 yıllık kesin sürede eldeki davanın açıldığı anlamıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi rapor içeriğine göre; bankanın ——- kefiller ——–kadar müteselsil kefil sıfatı ile ———– imzaladıkları, imzaların 6098 Sayılı
Kanun’un 583 ve 584’ncü maddelerinde belirtilen şekil şartlarını taşıdığı kanaatine varıldığı, bu nedenle
Kefillerin ——– kullandırılan kredilerden sorumluluklarının bulunduğu, takdirin Sayın Mahkeme’de olduğu kanaatine varıldığı, asıl borçluya—–kullandırıldığı, ancak geri ödemelerde sorun yaşandığı, bunun üzerine; — tarihinde bankanın—- tarihinde kat ettiğini belirterek ———-Numaralı ihtarnameyi keşide ettiği, ödeme için——- ihtarnamenin kefillere tebliğ edildiği, asıl borçluya keşide edilen ihtarnamenin ise taşındı gerekçesi ile iade edildiği, ancak ihtarnamenin sözleşmede belirtilen adrese keşide edildiği, adres değişikliğine dair bir belge sunulmadığı, bu nedenle iade tarihinde
tebliğ edilmiş sayılması gerektiği kanaatine varıldığından hesaplamaların bu yönde yapılması gerektiği, 29.05.2019 tarihinde sürenin dolduğu ancak ödeme yapılmadığı, gün sonundan itibaren temerrüdün oluştuğu, —— tarihinde bankanın—– numaralı icra dosyasında; —- Asıl Alacak
547,32 TL İşlemiş faiz % 25,8 akdi faiz
576,43 TL İşlemiş faiz % 31,8 temerrüt faizi
31,41 TL % 5 ——+ 367,42 TL ihtarname masrafı
15.775,34 TL toplam şeklinde takibe geçtiği, 25.10.2019 tarihinde davalıların borçlarının bulunmadığı gerekçesi ile borca, faize ve fer’ilerine itiraz ettiği, takibin durdurulduğu—- Sayın Mahkeme’ye başvurarak itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ettiği, davalı —– numaralı ticari kredi ———-4 ay art arda ektrelerde belirtilen tutarın altında ödeme yapıldığı veya hiç yapılmadığı, akdi ve gecikme faizi takip tarihine kadar yapılan faiz hesabının tabloda gösterildiği, davalı asıl borçluya — numaralı kredili mevduat hesabı olarak bilinen —–kredisi kullandırıldığı, asıl alacak bankanın tahsis ettiği— borçlunun hesabı uzun süre artıya dönüştürmediği, bankanın hesabı kat ettiği,—– Banka alacağı bulunduğu, takip talebinde banka tarafından farklı hesaplama yapıldığının görüldüğü, hangi meblağlar üzerinden hangi günler için ve hangi oranların kullanılarak hesaplama yapıldığının sunulan belgelerde açık olmadığı, yapılan hesaplamalarda da farklılıklar bulunduğu¸incelemede hesaplanan asıl alacak tutarının bankanın yaptığı takip talebi ile yaklaşık olarak uyumlu olduğu, faiz hesabındaki farkın kaynağının bulunamadığı, takip talebi ile bağlılık ilkesi gereği banka talebinin esas alınması gerektiği, ihtamame masrafı adı altında talep edilen tutar için dosyaya bir belge aslı sunulmadığı, bu nedenle hesaplamaya dâhil edilmediği,
takip talebine bağlı kalarak faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka alacağının 15.395,59 TL olarak hesaplandığı, her iki kredi için takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarına yıllık % 31,80 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiği,Kefillerin kefaletinin müteselsil kefalet olması nedeniyle borçtan sorumlu bulundukları, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda — ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı asıl borçlu—–
—— limitli Kredi Genel Sözleşmesi —– kefiller—– kadar müteselsil kefil sıfatı ile —– imzaladıkları, imzaların 6098 Sayılı Kanun’un 583 ve 584’ncü maddelerinde belirtilen şekil şartlarını taşıdığı, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 15.395,59 TL olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; — sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %31,80 oranında faiz işletilmek suretiyle, 14.240,43 TL asıl alacak, 547,32 TL işlemiş akdi faiz, 576,43 TL işlemiş temerrüt faizi, — toplamda 15.395,59 TL üzerinden devamına, aşan istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.051,67 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.051,67 TL karar harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 113,10 TL tebligat-müzekkere-posta, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.043,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%98 Kabul) 1,018,67 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan—- hesaplanan — davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde —– esas sayılı dosyasının iadesine,
9-Arabuluculuk aşamasında —– ——- 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili —— incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
.