Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/398 E. 2022/147 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/398 Esas
KARAR NO : 2022/147

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ..—– davalı ….—- tarihinde %50 ortak olarak ——- ortaklık paylarını, — tarihli—- devrederek, ortaklıklarını sonlandırdıkları, ortaklığın sona erdiği tarihten sonra, davalının müvekkili ile ortak olduğu süre içerisinde, şirket hesabından kendi nam ve hesabına, çeşitli açıklamalar ile—- gerçekleştirdiğinin tespit edildiği, davalının, tam olarak ne kadar bir para transferi gerçekleştirdiğinin taraflarınca tespit edilememiş olmakla birlikte, davalının sadece —-, şirket hesabından —– kendi hesabına ——– para transferi gerçekleştirdiği ve bu suretle davacıya ait olması gereken %50 pay, hak ve alacağı da kendi hesabına aktararak sebepsiz zenginleştiği ve davacı müvekkilini ciddi derecede zarara uğrattığının anlaşıldığı, davalının sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle uğranılan zararın yalnızca tespit edebildikleri bir kısmının talep edilmiş olduğu, ancak davalı tarafından ——hesabına yapmış olduğu ödemelerin kabul edilerek—– yaptığı ve bu nedenle de bu bedellere hak kazandığı gerekçesi ile iade edilmeyeceğinin taraflarına ihtar edildiği, davalının, ticari ortaklıkta güven ilişkisini açık şekilde zedeleyerek davacıya ödenmesi gereken pay ve bedellerin bir bölümünü uhdesine geçirdiği, bu suretle sebepsiz zenginleşmiş olduğu, müvekkilini ciddi derecede zarara uğrattığı gibi son derece kötüniyetli bir yaklaşım sergileyerek müvekkilinin alacağına ulaşmasını engelleyerek zararın artmasını sağlama iradesi ile hareket ettiğini ortaya koyduğu; taraflarınca sadece —– yapılmış olan bir kısım ödemelerin tespit edilebilmiş olması, kâr payı mahrumiyeti, yapılan ödemeler nedeni ile doğrudan uğranılan zararların, şirket hesabından şahsi hesaba gerçekleşen sair para aktarımları ve sair zararın taraflarınca tespit edilmesinin mümkün olmaması nedeni ile şirkette mevcut bütün kayıt, belge, bilgi, evrak, ticari defter, —– sureti ile davalının davacıya ödemesi gereken pay, hak ve alacakları kendi hesabına alarak sebepsiz zenginleşmesinin ve bu suretle müvekkilinin uğradığı zararın dava sürecinde alanında uzman bir bilirkişi vasıtası ile tespit edilmesi gerektiği, huzur hakkı, ücret vb. ödemeler, —- veya genel kurul kararı ile alınmış bir kararın bulunmasına bağlandığı, şirket esas sözleşmesinde böyle bir düzenleme bulunmadığı, bununla birlikte, şirket esas sözleşmesinde ya da genel kurul kararlarında böyle bir düzenleme bulunmadığı gibi, bir an için aksi düşünülse dahi, davalıya huzur hakkı, hizmet —-. ödenmesi için sadece karar alınmasının da yeterli olmadığı, karara ek olarak, fiili çalışma şartının da gerçekleşmesi gerektiği, davalının böyle bir çalışmasının da olmadığı, bu çerçevede, davalının şirket ortaklık paylarının devri öncesinde, %50’si davacıya ait olması gereken pay, hak ve alacağı haksız ve hukuka aykırı olarak kendisine aktardığı, bu suretle davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği ve davacının maddi ve manevi zarara uğramasına sebebiyet verdiğinden bahisle davalı —— davacıya ait pay, hak ve alacaları, kendi hesabına aktarması/ kusurlu işlemi ve yükümlülük ihlali nedeniyle, belirsiz alacak niteliğinde olmak ve bilirkişi raporları ile tespit edildiğinde artırılmak üzere, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 45.000 TL tazminatın/alacağın, temerrüt tarihinden — reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (şirketin zararı bulunmadığından ve haksız işlem/zarar doğrudan, şirket ortaklık payları devri öncesinde davacı ortağa ödenmesi gereken pay, hak ve alacak üzerinden sebepsiz zenginleşme şeklinde gerçekleştiğinden) davacıya ödenmesin karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; tarafların eşit paylarla ortak oldukları şirketin işlerinin yürütülmesi için ilk günden beri bilfiil çalışan, tüm mesaisini şirket harcayan ve müdür sıfatını haiz olan ortağın müvekkili olduğu, davacının —– ikamet etmekte olup şirketin faaliyetleri ile doğrudan ilgilenmemekte, şirket için herhangi bir mesai yapmamakta olduğu, tarafların ortak oldukları şirketin ——–, davacının huzurdaki davada taraf sıfatının bulunmadığı ve davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davacının, —- tarihinde tüm hak ve borçlarıyla birlikte dava dışı —- devrettiği, bu tarih itibariyle şirketten herhangi bir alacağı yahut şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, bunun yanında davacının doğrudan davalıdan hak talep edebileceği bir hukuki dayanak da mevcut olmadığı, dava dilekçesinde ileri sürülen taleplerin ancak şirket tüzel kişiliği tarafından ileri sürülebilecek talepler olup bu nedenle davacının taraf ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, davacının talebine dayanak yaptığı iddiasının da —- olup itibar edilmemesi gerektiği, müvekkilinin şirket ile ilgili çoğu işlemi kendi başına ve kendi emeği ile gerçekleştirdiği, müvekkilinin harcadığı emeği karşılığı olan ve aktarımı yapılan meblağın bizzat davacı tarafından müvekkiline önerildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava, sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandırılan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekilince alacak istemi, sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandırılmakla birlikte, alacak isteminin temelde, tarafların geçmişte %50 ortak oldukları—– davalının, şirket hesabından kendi nam ve hesabına, çeşitli açıklamalar ile para transferleri gerçekleştirdiğinin tespit edildiği, davalının, %50’si davacıya ait olması gereken pay, hak ve alacağı haksız ve hukuka aykırı olarak kendisine aktardığı, bu suretle davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayandırılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri —– üzerinde inceleme yapılmasına dair karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesine, tarafların——- %50’şer oranda ortak iken hisselerini dava dışı — devrettikleri ve bu suretle şirket ortaklığından ayrıldıkları, —- edildiği, öncesinde davalının aynı zamanda anılan şirkette müdür olarak görev yaptığı,— itibariyle son bulduğu belirlenmiştir.
Tarafların, daha önceden hissedarı bulunduğu —– sözleşmesinde, — mali haklarına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi müdüre ödenecek ücrete ilişkin alınmış bir genel kurul kararı da bulunmadığı belirlenmiştir. Bundan başka, tarafların ortaklıklarını sürdürdükleri süre içine kar payı dağıtımına ilişkin TTK hükümleri ile kar payı — hakkında tebliğ hükümlerine riayet etmeksizin şirket gelirlerini paylaştırma yoluna gittikleri belirlenmiştir.
Davacı tarafça, şirket gelirlerinin %50’sinin kendisine ait olduğu, davalı —— hesabından para —– bunun yarısı kadar tutarın davacıya verilmeyerek, davalının sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla alacak istemli işbu dava açılmıştır.
——- karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, TTK’nın 556. maddesi göndermesi nedeniyle aynı kanunun —— sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine—– bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu olduğu, ancak, ortağın açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabileceği, somut uyuşmazlıkta davalının —– sırasında —- hesabından çekilen paralara ilişkin ileri sürülebilecek bir zarar/alacak iddiası doğmuş ise de, bu zararların/alacak istemlerinin dava dışı şirketin doğrudan, davacının ise, dolaylı zararı/alacak hakkı kapsamında olduğu, davacının hükmedilecek tazminatın ancak dava dışı şirket lehine verilmesi istemli dava açabileceği, bunun için de dava tarihi itibariyle hatta karar kesinleşinceye kadar şirket hissedarı bulunması gerektiği, davacının dava tarihi itibariyle —— bulunmadığı gibi, ortak olması halinde —– kaynaklı dolaylı zararının şahsına ödenmesini isteyemeyeceği gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 768,49 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 687,79‬ TL nin davacıya iadesine,
3——– göre davalı için takdir olunan —–ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5——- zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..