Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/392 E. 2022/508 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2020/392 Esas
KARAR NO: 2022/508
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
—- maddesine göre — adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacı şirketin —- tarihinde ——- yaptırmış olduğu kazı çalışmaları sırasında davacı şirkete ait kablo ve güzergaha hasar verildiği, hasar nedeniyle şirket elemanlarınca hasarın tespit edildiği, hasar keşif tutarı ——-düzenlendiği, kurumsal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına, ivedilikle müteahhit firma tarafından zararın giderildiği, davacının uğramış olduğu zararın tahsili için——- icra takibi başlatıldığını, davalının işbu takibe itiraz ettiğini, haksız itirazın kabulünü talep etmektedir.
ll. SAVUNMA :
Davalı —– vekilince verilen, cevap dilekçesinde, açılan iş bu davada davalı idareye hiç bir sorumluluk ve kusur atfedilemeyeceğinden davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiğini, öncelikle dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, yani davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediği araştırılmasını, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğini., ancak bu husus açıklığa kavuştuktan sonra hakkaniyete uygun bir sonuca varabilmek mümkün olacağını,—— davalı idarenin yanı sıra davacı kurum da dahil olmak üzere altyapı tesisleri olan tüm kurumlara göndermiş olduğu ——–belirttiğini, davacı tarafın tesis üstüne tesis yapılamaz kuralını ihlâl etmiş olma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğunu, çünkü davalı idarenin kazı çalışması yaparken davacının tesislerine hasar verildiği iddia edildiğini, bu nedenle; davacıya ait kablolar ile davalı idarenin tesislerinin döşenme zamanının müzekkere yazmak suretiyle tespit edilmesi gerektiğini, davacıya ait tesisler davalı idarenin tesislerinden daha sonra kurulmuş ise; davacı kurumun bu tesisleri döşerken ——- Yönergesi gereğince davalı idareye de bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususlarında gelecek cevaplar neticesine göre kusur incelemesi yapılması gerektiğini, bu hususlar açıklığa kavuştuktan sonra hakkaniyete uygun bir sonuca varabilmek mümkün olacağını, bir an için davacıya ait kabloların davalı idareye ait tesislerden daha önce döşendiği tespit edilse dahi davacının davalı idarenin yeraltı tesisleri üzerine tesis yapmış olması durumunda, davalı idarenin davacının tesislerine zarar vermeden kendi tesisine müdahale etmesi hususunda fiili imkânsızlık söz konusu olduğunu, bir başka deyişle davalı idare, davacı kuruma bir çalışma yapılacağını haber verse bile kendisine ait tesislerin üzerine tesis yapıldığından davalı idarenin davacı kurumun tesisine zarar vermeden kendi tesisine müdahale etmesi fiilen imkânsız olduğunu, kaldı ki hasarın oluştuğu iddia edilen yerde davalı ——– tarafından ve—— elemanlarınca herhangi bir çalışma yapılmadığını, eğer hasar verilmişse bile; bu durum, o yerde iş yapan diğer müteahhit firmanın sorumluluğunu gerektirdiğini, davalı idarenin bu işi müteahhit firmaya ihale ettikten sonra müteahhit firma çalışanlarını seçme ve kontrol etme ve onlara talimat verme yetkisi bulunmadığını, dolayısıyla davalı idarenin işlerin yapılması sırasında gerek yüklenicinin yaptığı işi, gerekse de bu işin yapımında kullandığı elemanları seçme, kontrol etme yetkisi olmadığından bunların vermiş oldukları zararlardan da sorumlu tutulabilmesi hukuken mümkün olmadığını,
Davacının tespitlerini ve buna dair tutanakların davalıya tebliğ edilmediğini, gıyaplarına yapılıp düzenlendikleri ve idarelerine hiçbir savunma ve itiraz hakkı tanınmadıklarını, buna istinaden kabul edilmesinin mümkün olmadığını beyan etmektedir.
Davalı ——– vekillerince verilen cevap dilekçesinde, Davalının her zaman tek taraflı olarak düzenlenebilen delillere dayanarak alacak talebi ileri sürdüğünü, bu zamana kadar davacıdan davalı şirkete oluşan zararla ilgili sözlü ya da yazılı bir talepte bulunulmadığını, bu hasar ile ilgili olarak gerek davalı şirket yönetiminden gerekse de şantiye sahasından yapılmış olan araştırmalarda, iddia konusu hasardan haberdar olan birine rastlanmadığını, davacı şirket dava dışı ve tam ticari unvanını veremediği bir şirket eliyle hasarın giderimini sağladığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte davacını hasarın ederinden çok daha fazla bir bedelle tazmin yoluna gittiğini ve kamu ve tekel gücüne dayanarak müvekkil şirketlerin zararını arttırdığını, bu eylem ve işleminde kötüniyetli olduğunu, talep edilen miktar, fahiş tutarda bir bedel olduğunu, gerçekten öncelikle davacının bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, oysa davacının delilleri hasar keşif formu, işletme zarar tablosu, günlük şantiye defteri gibi delillerin tamamı tek taraflı ve her zaman düzenlenebilen belgeler olması hasebiyle delil olma vasfında olmadığını, bu delilleri kabul etmediklerini beyan etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, davacı şirketin —- tarihinde —-adresinde davalı —— yaptırmış olduğu kazı çalışmaları sırasında davacı şirkete ait kablo ve güzergaha hasar verildiği, davacının uğramış olduğu zararın tahsili için —— icra takibi başlatıldığını, davalıların işbu takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,— tarihinde —— diğer davalılara herhangi bir kazı çalışması yaptırıp yaptırmadığı, yaptırmış bir kazı çalışması var ise davacı şirkete ait kablo ve alt yapı tesislerine zarar verilip verilmediği, verilmiş ise zararın miktarının ne olduğu hususundadır.
—– dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlulara yönelik, ——- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, —— yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Öncelikli olarak, haksız fiile ilişkin yetki kuralları gereği zarar gören ikametgahı yer mahkemesinde takip açılabileceğinden davalıların yetki itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
—- cevabi yazısında,——– akdedildiği, —- gün olduğu, sözleşmenin — aralığını kapsadığı tespitleriyle, —- tarihinde vuku bulan olayın sözleşme süresi içerisinde olduğu,
Dosya muhteviyatına sunulan fotoğraflardan ve tanık tutanak mümzi beyanlarından davacıya ait kabloların Davalı —– bağlı yüklenici firmalar olan diğer davalılar tarafından kopartılarak işlevsiz hale getirildiği, bu nedenle tüm davalıların hasardan müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– tarafından düzenlenen ——– tarihli raporda; Davacının zararına binaen yapmış oldukları işlem neticesinde malzeme bedelleri ve işçilik ücretlerinin kadri maruf olduğu ve bu doğrultuda hasardan sorumlu Davalılardan —- talep edebileceği, işbu bedele icra takip tarihine kadar geçen sürede işleyen gecikme faizinin — — olmak üzere toplamda —- talep edilebileceği, belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu yerinde görülerek hükme esas alınmıştır.
Davalıların—- tarihinde—- adına yaptıkları kazı çalışması sırasında, davacı şirkete ait kablo ve alt yapı tesislerine hasar verdikleri, verilen hasarın — olduğu tespit edilmekle, bu miktar asıl alacak ve takibe kadar işleyecek faizi üzerinden dava haklı görülerek, bu miktarlar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Takibin dayanağının haksız fiil olması ve bu nedenle alacağın likit olmaması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —-sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 7.068,57 TL asıl alacak, 2.306,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.375,29 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 640,43 TL harçtan peşin alınan 125,41 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 901,26 TL’nin karar kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.008,48 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 125,41 TL peşin harç toplamı:179,81 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 247,45 TL posta ücreti ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 997,45 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 900,23TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2022