Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/388 E. 2023/1087 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/388 Esas
KARAR NO:2023/1087
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:10/09/2020
KARAR TARİHİ:28/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davalı araç maliki —- olan ve davalı —- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı aracı ile davacı —- tarihinde arkadan çarptığı ve ağır derecede yaralandığını, davalının kaza yerinin terk ettiğini, kazadan dolayı —- kararı ile davalının cezalandırıldığını, müvekkilinin kazadan ötürü bedensel zararının olduğunu, davalı araç sürücüsü —— —- tam kusurlu olduğunu müvekkilinin kusursuz olduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu, konu ile alakalı arabuluculuğa başvurulmuş ise de anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin kaza sonrasında 1 yıl kadar tedavi gördüğünü, geçici iş görememezlik nedeniyle çalışamadığını ve kazanç kaybına uğradığını, şimdilik toplamda 1.250,00 TI. Tazminatın kaza tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesi taleplerinin olduğu” şeklinde beyanda bulunarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davahılar —-ve ——- vekilinin davaya
Cevap Dilekçesinde özetle; Müvekkillerine yönelik açılan davanın haksız olup zaman aşımına uğradığını, kazanın — olması nedeniyle yetkili mahkeme yerinini —- ili olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, usulden red olunması gerektiğini, davaya konu olay neticesi ne gibi bir maddi ve manevi zarara uğradığının belli olmadığını, davacının —-raporuna göre asli kusurlu olduğunu, ağır kusurlu davacının kendi eylemi sonucunda hak sahibi olduğunu iddia etmesi hukuk düzeninde korunamaz bir iddiadan ibaret olduğunu, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş ve —— uygulamasına göre mümkün olmadığını, netice itibarı ile haksız usule aykırı davanın reddi gerektiğini” şeklinde beyanda bulunarak talep etmiştir.Davalı —– vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili, dava dilekçesinde her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunmuş olsa dahi manevi tazminat —–eminat kapsamında bulunmadığını, —- plakalı kazaya karışan araç müvekkil şirkete — tarihleri arasında geçerli olmak üzere —— numaralı—— sigortalı olduğunu, karşı tarafça sunulan sağlık raporuna açıkça itiraz ettiklerini, maluliyet oranının tespitinin teknik konu olduğunu, oranın doğruluğunun teyit ettirilmeden kabul edilemeyeceğini, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gider tazminatına ilişkin müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, — raporuna göre yaya —– asli kusurlu olduğunu, faize ilişkin olarak sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğunun da bulunmadığını, bu nedenlerde dolayı müvekkil şirket aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir. Davacı vekilince verilen 04/12/2023 havale tarihli feragat dilekçesinde; maddi ve manevi tazminat talepli dosya kapsamında davalı tarafların tamamı ile sulh olunduğunu; herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını; beyan etmiştir. Davalı—— havale tarihli feragat dilekçesinde; davacının feragatini kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını; davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini; talep etmiştir. İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 226,28 TL harçtan mahsubu ile bakiye 43,57‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2023