Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/387 E. 2021/794 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/387 Esas
KARAR NO : 2021/794

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ——— diğer davalıların ise sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatını taşıdıklarından borçtan sorumlu olduğunu, davalılara yapılan tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen kullanım karşılığı ödenmesi gereken borcun bu zamana kadar ödenmediğini, hesabın kat edildiğini, ödenmeyen borç nedeni—— dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların ödeme emrine itiraz ederek takibi durduğunu, davalıların itirazının kötüniyetli olduğunu belirtmiş, davalıların —–yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılardan—————– kullandığını, diğer davalıların —- — kefaletinin müteselsil kefalet olmadığını, davacının asıl borçluya icra takibi yapmadan diğer davalılara icra takibi yapmasının mümkün olmadığını, davalılara usulüne uygun hesap kat ihbarnamesi gönderilmediğini, davanın kötüniyetli açıldığını belirtmiş, görevsizlik kararı verilerek dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında————- kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı——- sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek kat ihtarnamesi düzenlendiği, ödenmeyen alacaklar için icra takibi yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı şirket arasındaki—– tarafından hangi tutarda kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin hangi tutarının davalı tarafından ödendiği, davacının bakiye alacağının ne olduğu, kredi hesabının usulüne uygun kat edilip edilmediği, kefaletin geçerli olup olmadığı, davalıların kredi borcundan sorumlu olup olmadığı, bu itibarla——– sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
———– sayılı takip dosyasının incelenmesinde;——– borçlusunun davalılar olduğu, takibin takip talebinde yazılı kredi sözleşmesine dayalı toplam 38.065,49 TL’nin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan—– emrinin borçlulara — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince verilen 17/10/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi gereğince bankalara, diğer —– işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari davadır. Davalıların —–ve davacı ile— düzenlenen sözleşme tüketici sözleşmesi olmayıp, ticari kredi sözleşmesi mahiyetinde olduğundan mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi——- tarafından düzenlenen 07/06/2021 tarihli raporda; davacı bankanın tespit edilen asıl alacak tutarının 34.694,77 TL, takip tarihi itibariyle faizler ve ——dahil olmak üzere banka alacağının toplam 35.681,40 TL olduğu, %39 oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanması gerektiği tespit edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca süresinde itiraz edilmeyen bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Genel kredi sözleşmesi ticari nitelikte bir sözleşmedir. Ticari nitelikteki sözleşmedeki kefalet adi kefalet hükmünde olmayıp müteselsil kefalet hükümlerine tabidir. Kaldı ki, genel kredi sözleşmesinde kefaletin türü açıkça müteselsil kefalet olarak belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle davalı savunmasına itibar edilmemiştir.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Asıl borçlu şirketin açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olduğunun sabit olduğu, hesap kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğe çıkarıldığı, davalı asıl borçlunun sözleşmedeki adresine çıkarılan tebligatın iade edildiği, ihtarnamenin davalı kefillere ise tebliğ edildiği, verilen süre içerisinde borcun ödenmediği, bu itibarla davalı kefillere başvuru şartlarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı şirket ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalıların müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredinin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 35.681,40 TL olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
——-sayılı takibine davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,
34.694,77 TL Asıl alacak,
939,65 TL İşlemiş %39 temerrüt faizi,
46,98 TL %5 —-
olmak üzere toplam 35.681,40 TL yönünden tahsilde tekerrür olmamak ve mükerrer faiz uygulanmamak şartıyla yukarı belirtilen oranlarla takibin devamına,
Aşan istemlerin reddine,
Kabul edilen tutarın % 20’si olan 7.136,28 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.437,40 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.352,21 TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——— davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 2.384,09 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davanın kabul (%93) oranına göre hesaplanan 800,26 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu———– arabuluculuk ücretinin 1.227,60 TL’sinin davalıdan, 92,40 TL’sinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
İlişkin, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı