Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/370 E. 2021/643 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/370 Esas
KARAR NO : 2021/643

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalı …——— seyir halinde iken kaza yaptığını, kazada davacının ciddi şekilde omuzunda yaralanma olduğunu ve uzun süre tedavi gördüğünü araçta bulunan davacının araç sürücü olmadığını, araç sürücüsünün ——- olduğunu, davacının kaza sonrası uzun tedavi aşamaları geçirdiğini ancak tüm çabalara rağmen sağ omuzunda meydana gelen omuz çıkığı ———– eşlik ettiği—- olarak iyileşmediğini, çalışma gücü ve meslekte kazama gücünde azalma meydana geldiğini ileri sürerek alacağın belirsiz olması sebebiyle öncelikle belirsiz alacak davası olarak kabulüne meslekte kazanma gücü, işgücü kaybı nedeniyle yaşanan ve yaşanacak olan mağduriyetin giderilmesi adına zarar gören davacı için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 20,000.00 işgücü kaybından kaynaklanan maddi tazminatın, kaza tarihi olan 15 02 2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesi- (değişik madde —–Zarar görenin, —— sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce — yazılı başvuruda bulunması gerekir.—- başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü gereği — yürürlük tarihli 6704 sayılı torba yasa ile — — kapsamındaki zararların dava yolu ile çözümü öncesi sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, bu değişiklikle trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanların sigortacıya dava açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvurmak zorunda olduğunu, esasa ilişkin davacı vekili tarafından, davacının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat talepli huzurdaki dava ikame edildiğini, yapılan talebin, haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, içbir surette işbu davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; —- olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlandığın belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; tarafik kazasından kaynaklı tazminat isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere ‘Dava şartı olarak arabuluculuk’ başlıklı 5/A maddesi eklenmiş olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içerir ticari davalar hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Yasanın yürürlük tarihi 01.01.2019’dur. 7155 sayılı Kanun’un 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine ‘arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olarak kabul edilmesi halinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmesinin — düzenlenmiştir.
Davacı vekiline — son tutanağının ibrazı için tensiben 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağı sunulmuş, incelenmesinden arabulucuya başvurunun 22.09.2020 tarihinde yapıldığı, anlaşamamaya dair son tutanağın– düzenlendiği anlaşılmıştır. Davanın— tarihinde açıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu, dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair beyan bulunmadığı ve davacı vekili tarafından anlaşamama son tutanağının davadan sonra yapılan işlem üzerine sunulduğu, davanın itirazın tazminat talepli ticari davalardan olduğu ve zorunlu arabuluculuğa dair dava ön şartının yerine getirilmediği, son tutanak davadan önce arabulucuya başvuru gerçekleşmiş olmak kaydıyla sonradan sunulabilir ise de, arabuluculuk dava ön şartının tamamlanabilir dava şartlarından olmadığı, bu hususun — BAM — HD nin —– Karar sayılı ilamında da belirtildiği anlaşılmış olup arabuluculuk dava şartı tamamlanabilir olmadığından usulden red kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 sayılı TTK nın 01/01/2019 tarihinde yürürlüğü giren 5/A maddesinin 1 fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan HMK 115 madde uyarınca usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar harcının başlangıçta alınan 341,55 TL peşin harçtan mahsubu ile 282,25 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —– uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.