Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/341 E. 2023/7 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/341 Esas
KARAR NO : 2023/7

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin borçlu —— ait yükleri, karayolu ile tam ve hasarsız nakliyesini gerçekleştirdiğini, taşıma hizmeti için taşıma irsaliyesi ve fatura düzenlendiğini, fakat 11.200.-TL tutarlı hizmet bedelinin müvekkili şirkete ödenmemiş olmasından dolayı ——- sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davalı tarafından itiraz edildiğini, zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin ekonomik açıdan sıkıntı içinde olduğunu her an kaçma ve şirket malvarlığını kaçırma ihtimallerinin bulunduğunu ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazından dolayı %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—— esas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 22/05/2019 tarihinde asıl alacak 11.210,00 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 29/05/2019 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen 21/04/2021 tarihli rapora göre; ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davacı —— ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince sahipleri lehine delil niteliğinde olduğu, davacı —— tarafından davalı —— düzenlenmiş 31.05.2018 tarihli —— seri ve numaralı navlun faturasının davacı ve davalı kayıtlarında yer aldığı, davacı tarfından faturaya ilişkin 30.5.2018 tarihli ——seri ve numaralı irsaliyenin düzenlendiği ve irsaliye ile —— Limanından ——taşıması yapılan 2 adet zeytin ağacının, söz konusu irsaliye üzerine “2 adet zeytin ağacı taşıma sırasında muhtemelen çarpma sonucu aldığı ağır hasardan dolayı kullanılamaz ve satın alınmaz durumda teslim aldım.” açıklaması yazılarak—— tarafından teslim alındığı, teslim edenin —– şahit olduğu ve bu kişilerce de imzalandığı, davalı —– 31.05.2018 tarihli —– seri ve numaralı navlun faturasına yasaya göre itiraz süresi olan 8 gün içinde itiraz etmediği, 27.08.2018 tarihinde —– numaralı faturası ile davacı —— iade faturası düzenlediği, davacı —— 13.09.2018 tariinde, —— yevmiye numaralı—— Noterliği ihtarnamesi ile faturaya itiraz ettiği ve 27.08.2018 tarihli —– numaralı ——. faturasını süresi içerisinde iade ettiği, davacı ——kayıtlarına göre; davalı ——İle ticari ilişkisinin davaya dayanak 31.05.2018 tarihli faturadan ibaret olduğu, davacı——- davalı—– 31.12.2018 tarihi itibari ile 11.210.- TL alacaklı olduğu, davalı ——- kayıtlarına göre; davacı ile ticari ilişkisinin 31.05.2018 tarihli fatura ile bu fatura için düzenledikleri 27.08.2018 tarihli iade faturasından ibaret olduğu, 27.08.2018 tarihi itibari ile davacı —–. hesabının kapanmış olduğu, davalı —— 2018/05, 2018/06, 2018/07 dönemlerinde bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği —- Formlarında davacı ——- alış yaptığına ilişkin beyanı olmadığı tespit edilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 11.210,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya borcunun bulunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (——) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (——-.), dosyaya celp edilen vergi dairesi yazı cevabında mayıs 2018 ayına ilişkin davalının 5 adet belge ile mal / hizmet alım beyanında bulunduğu, davalının bu durumun aksini ispatlayamadığı, uyuşmazlığın 31.05.2018 tarihli ——seri ve numaralı navlun faturasından kaynaklandığı, işbu faturanın davacı ve davalı kayıtlarında yer aldığı, akabinde davalı—– 31.05.2018 tarihli —— seri ve numaralı navlun faturasına yasaya göre itiraz süresi olan 8 gün içinde itiraz etmediği, 27.08.2018 tarihinde—— numaralı faturası ile davacı —— iade faturası düzenlediği, davacı ——- 13.09.2018 tariinde,—— yevmiye numaralı ——Noterliği ihtarnamesi ile faturaya itiraz ettiği ve 27.08.2018 tarihli—– numaralı——- faturasını süresi içerisinde iade ettiği anlaşılmıştır. Teslim belgesinde hasar şerhi bulunduğundan davalı yetkilisinin isticvabına karar verildiği, isticvap beyanında” KDV dahil 11.210,00TL bedelli yurtiçi taşıma konulu fatura konusu taşıma işlemi —– tarafından yapılmadı, şöyle ki fatura konusu ürün—–alınmış olup, —— Türkiye arası benim işletmeme teslim edilmek üzere taşıma konusunda anlaşılmış ve ürünün ve nakliyenin bedeli ödendi, ancak bu fatura konusu ürün bana teslim edilmemiştir, bana göstermiş olduğunuz taşıma irsaliyesi başlıklı belge altında isimleri bulunan—– isimli kişileri tanımıyorum, ancak —– çalışan biri olarak tanıyorum, ancak çalışanımız değildir, şirkette yetkisi yoktur, bu faturaya konu ürünler bana teslim edilmeyip başka bir yere teslim edilmiştir, ben hem parasını verdiğim ürünümü teslim alamadım hemde fatura bedelini benden talep edilmektedir, ben alıcıdan bana teslimine kadar nakliye bedelini ödedim, benim satın almış olduğum ürün başka biryere teslim edilmiştir, dava konusu fatura da aslında teslim edecekleri yere kesilmesi gerekirken bana kesilmiştir, benim —– ile alım satım ilişkim mevcuttur, almış olduğum fidan ürünlerini bana geldikten sonra —— satıyordum, ancak fatura konusu olan ürün bana hiç gelmeden kanaatimce şöfor ikna edilerek doğrudan——-teslim edilmiş diye düşünüyorum, normal şartlarda her ürünü bizim firmamız teslim almaktadır, ” şeklinde ifade ettiği, takip konusu faturayı düzenleyene iade eden davalının iade sebebini ispatlaması gerektiği, davacı vekilinin 04/01/2023 tarihli beyan dilekçesi ekinde bulunan tutanak başlıklı belge, —— ait davalının alıcısı olduğu dekont örneği, ——esas sayılı dosyaları birlikte değerlendirildiğinde; taşıma anlaşmasının taraflar arasında yapıldığı, davalı yetkilisinin beyanında ifade ettiği üzere yurt dışından aldığı ürünleri dava dışı —— sattığı, takip konusu alacağa ilişkin taşıma hizmetinin de aynı şekilde olduğu, teslim belgesinde yazılı olan 2 adet zeytin ağacının hasar görmesi ile ilgili davalı tarafa sigortacısınca ödeme yapıldığı, davalının hasara yönelik ihbarda- bildirimde bulunmadığı, sigorta firmasınca taşımayı yapın akdi ve fiili taşımacılara karşı rücu davası açıldığı ancak davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, faturanın davalı kayıtlarında yer alması, davacının taşıma işlemini yerine getirmesi hususları gözetildiğinde davacının alacağının sabit olduğu, son celse davalı vekilinin de işleyişin anlatıldığı,—— tarafından mal bedeli ödenmeden o firmaya teslim işlemenin yapıldığı, tahsil için açılan davayı kazandıkları bildirilmiş ise de süresinde sunulmadığından savunmanın genişletildiği kanaatine varıldığı, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; —–İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle, 11.210,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20′ si icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 765,76 TL’den peşin olarak yatırılan 191,44 TL’in mahsubu ile 574,32 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 191,44 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 104,75 tebligat-müzekkere gideri, 850,00 TL, bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.016,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-.Arabuluculuk aşamasında yapılan ve—–tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8——Esas sayılı dosyasının kesinleşme ile birlikte iadesine,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.