Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/338 E. 2022/972 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/338 Esas
KARAR NO : 2022/972
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, asıl borçlu —–bankanın kredi borçlusu olduğunu, kredi borcuna karşılık tahsil edildiğinde borçtan düşülmek üzere——- tutarlı çek verdiğini, ancak çekin karşılığının çıkmadığını, takibe geçildiğini, takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını, itirazın haksız ve kötü niyetli, icra takibini uzatma amaçlı olduğunu, alacağın likit olduğunu iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı—– cevap dilekçesinde özetle, çek bedelinin diğer davalı—- zamanından önce ödendiğini, dekont ve makbuzların dosyaya sunulacağını, diğer davalı —–diğer davalı —- çek bedelini ödendiği bilgisinin alındığını, ancak —- çek yaprağını iade etmediğini, —– diğer borçlarından dolayı teminat olarak bankaya sunulması ve diğer borçlardan dolayı ödemelerin krediye sayılıp çeke mahsup edilmemesi nedeniyle kullanılamayacağını, yetki itirazında bulunduklarını, çek bedelinin haricen ödendiği halde çeke mahsup edilmediğini, bedelin çek teminatı olarak tahsil edildiği halde tekrar tahsil edilmeye çalışılarak sebepsiz zenginleşilmek istendiğini, çek bedelinin süresi içinde ibraz edilip edilmediğinin belli olmadığını savunarak, yetki itirazları doğrultusunda ve yine husumet yokluğu ile dava şartı eksikliğinden davanın reddine karar verilmesini, müvekkili aleyhine açılan işbu itirazın iptali davasının öncelikle yetki itirazı doğrultusunda ve yine husumet yokluğu ile dava şartı eksikliğinden reddine ve yine esasa girilmesi halinde davanın davalı müvekkili bakımından reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: —– takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine—- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, takip dayanağının; —– adet çek olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçlulara—- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu—– tarafından—– tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca, ferilerine, borçlu —- itiraz dilekçesi ile borca, faize ve ferilerine ve borçlu ——- tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği ve bu haliyle eldeki davanın yasal süresi içerisinde açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ————
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi, İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. HMK 7. Maddesine göre davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin hüküm altına alındığı, Somut olayda; davalı şirketin yerleşim yerinin —- olduğu anlaşılmakla ——yetkili icra dairesi olduğu, usulüne uygun başlatılmış bir icra takibi bulunduğu anlaşıldığından davalı borçlu—— yetkiye yönelik itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve işini esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davalı borçlu——- itiraz dilekçesinde yetkiye itiraz etmiş ise de yetkili icra dairesini göstermediğinden usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Takip dayanağı çekin incelenmesinde; —–tutarlı, keşidecisinin —– olduğu, lehtar tarafından davalı ——- ciro edildiği, bu firma tarafından davacı bankaya devrinin gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davacı banka ile davalı ——– arasında genel kredi sözleşmesinin bulunduğu, kredi borcuna mahsuben takip konusu çekin davacı bankaya verildiği, ancak çekin karşılığının bulunmadığı gerekçesiyle ilamsız takip yoluna başvurulduğu, davalı borçluların itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Anılı çekin davalı —-tarafından davacı bankaya tahsil amaçlı verildiğinin —tarihli çek teslim alma formundan anlaşıldığı, her ne kadar davalı —— çek karşılığının ödendiğini iddia etmiş ise de sunulan dekontlardan anılı çeke istinaden yapıldığının tespit olunamadığı, işlemin esasında kredi nedeniyle ikame olunan takip olduğundan kredi sözleşmesi kapsamında davacının alacağının tespiti için rapor aldırıldığı, bilirkişi raporunda özetle; davacı bankanın ——-avans faizi toplam takip talebi ile bağlı kalarak faiz ve fer’ileri dahil olmak üzere bankanın ——-alacağının bulunduğu hesaplanmış, davacının asıl alacak ve anılı çekten kaynaklı —- alacaklı olduğu ve alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile,—- davalılar/borçluların —-işlemiş faiz olmak üzere toplam alacak —–yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 oranı ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen 35.750,00 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.442,08 TL’den peşin olarak yatırılan 468,92 TL’nin mahsubu ile 1.973,16 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 468,92 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 447,45 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.509,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde ———- dosyasının iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, — Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022