Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/332 Esas
KARAR NO : 2021/1333
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkiden doğan 11.520,83 TL açık hesap alacağını davalının ödemediğini , bundan dolayı —– ile takibe geçildiğini , davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu ,müvekkilinin alacağının likit olduğunu iddia ederek itirazın iptali ve takibin devamını ve borçlu —- aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davalı —– gösterdiğini, davacı şirketin ise aynı —— yaptığını, davalı şirketin açılış töreninde yapılması istenen — için —–kurulmasına karar verildiğini, davacının —–ödemesi gereken 65.333,00 TL’nin davacı tarafa —- ödendiğini, anlaşma gereği —- tarihinini açılış tarihi itibariyle —– tarihinde hazır edilmesi —– kurulduğunu, ——–hatalı yapıldığını, ——- yıkıldığını, ——– tekrar onarımı hususunda davacı ile bu kez 14.000 TL + KDV bedel üzerinden anlaşma sağlandığını ve işin yapımının yeniden davacıya devredildiğini, —– davacı şirkete —— ödendiğini, davacı şirketçe ——- işin ayıplı olduğunun tespit edildiğini, —- önlenmesi amacıyla—–çıkıp düşerek tehlike oluşturduğunu, çıkan ayıp sebebiyle iş yeri açılışının geciktiğini, bu nedenle zararın büyüdüğünü, onarım ve düzeltme işlemlerinin dava dışı —- şirkete yatılılan işe ilişkin anlaşma formu ve kesilen 2.500,00 TL+ KDV bedelli faturanın dilekçe ekinde sunulduğunu, davacı tarafın sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemiş olduğunu, onarım sözleşmesine ilişkin ödenen 5.000,00 TL den kalan bakiye kısım davacı tarafa ödenmemiş ve bu hususta iade faturası kesildiğini, sözleşme gereği üstlenilen edimin eksik ve ayıplı ifa edildiğini bu nedenle davacı tarafından açılan davanın reddedilmesini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasını talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik — faiz olmak üzere toplam 11.609,21 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacı vekili, ticari ilişkiden kaynaklı davacının 11.520,83 TL alacaklı olduğunu, cari hesaptan bu durumun anlaşılacağını iddia etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirket yapacağı açılış —— yerinde, —- kurulmasına karar verip —— ticari ilişkiye istinaden davacı—— bedel ise tek seferde davacı tarafa ödediğini, kurulacak sistemin teslim tarihinin 4 hafta olduğunu, ancak davacıdan kaynaklanan sebeplerle geç kurulduğunu montajının da eksik ve hatalı yapıldığını, davacının kendi kusurundan kaynaklanan —– gecikmeler sebebiyle ——— yıkıldığını, yıkılan işin daha sonra tekrar davacı tarafından onarıldığını, daha sonra yapılan onarım işlemi kontrol edildiğinde ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve bu kapsamda ayıbın davacıya mail ile bildirildiğini, daha sonra bu onarımın —– belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklı alacaklı olup olmadığı, davacının davalıya ayıplı teslimde bulunup bulunmadığı, davalıca davacıca yapılan takibe itirazın yerinde olup olmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Heyet tarafından düzenlenen 25.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın davalı tarafından adına düzenlenen —– kayıtlarına almadığı ve kayıtlar arasındaki farkın buradan kaynaklandığı, dava konusu —— söküldüğü ve —– yapıldığı, sökülüp tekrar takılmasından kaynaklı bazı montaj ve ayar sorunlarının olduğu tespit edildiği, montaj ayarlarının yapılması maliyetinin 3.000 TL olacağı, davacının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin şartların gerçekleşmediği, bu sebeple davalının ayıplı ifa savunmasının kabule şayan görülmediği, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacı taraf, ticari ilişki kapsamında davalı taraftan cari hesap kapsamında alacaklı olduğunu iddia etmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında tarafların ticari defterleri incelettirilmiştir. — tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın davalı tarafından —– tutarındaki —- kayıtlarına almadığı ve kayıtlar arasındaki farkın buradan kaynaklandığı belirtildiği, bu kapsamda davacının ticari defterlerine göre davalı taraftan 11.520,01 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf ticari defterlerle alacağını ispatladığından, bu cihette davanın bu miktar yönünden kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Davalı Tarafın —- Savunmaları Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davalı taraf ise, davacının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında — geç kurulduğunu—-yapıldığını, davacının kendi kusurundan kaynaklanan montajdaki gecikmeler sebebiyle—- işin daha sonra tekrar davacı tarafından onarıldığını, daha sonra yapılan onarım işlemi kontrol edildiğinde ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve bu kapsamda ayıbın davacıya mail ile bildirildiğini, daha sonra bu onarımın —- savunmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı, eser (istisna) sözleşmesi, TBK 470 – 486 maddeleri arasında yer alan hükümlerle düzenlendiği, TBK m. 470′ e göre istisna sözleşmesinin unsurları bir eser meydana getirme, eser —- ödenmesi hususunda anlaşma olduğu, bu halde eser teslim edilirken sözleşmede öngörülen gerekli nitelikleri taşıması gerektiği, aksi halde yüklenicinin ayıptan doğan sorumluluğu söz konusu olabileceği, — sorumluluğun doğması için gözden geçirme ve bildirim külfetlerinin yerine getirilmiş olması gerekiği, TBK. m. 474’e göre; “İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir”. Aynı şekilde TBK m. 477/2’ye göre; “İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır”, Aynı husus, TBK. m. 477/son’da, sonradan ortaya —- sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır” şeklinde ifade edilmiştir. Gözden geçirme ve bildirim süresi, eserin tam olarak teslimi anından itibaren işlemeye başlar.
Heyet tarafından düzenlenen 25.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu ——- tarafından söküldüğü ve tekrar tamiratı ile montajının yapıldığı, sökülüp tekrar takılmasından kaynaklı —- edilmiştir. — ayıp söz konusudur.
Davalı taraf süresinde yapılmayan işi davacı tarafa mail yoluyla bildirmiş, daha sonra —- davacı tarafla ile belli bedel karşılığında bu işin yapılması hususunda anlaştıkları, artık süresinde yapılmayan iş için zararların taraflar arasında karşılıklı anlaşma yoluyla giderildiğinin kabulü gerekeceği ve sonrasında yapılan işin de ayıplı olduğu savunması yönünden ise, davalı tarafından bu son ayıba ilişkin ihbara dair herhangi bir delil sunulmadığı, bu kapsamda, TBK m. 477/2’ye göre; “İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır”, hükmü gereği, ———–kabul etmiş sayılmıştır.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceğ—— anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———-
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının ——- Esas sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 11.520,01 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, takipten itibaren ticari faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacağın %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 786,93 TL harçtan peşin alınan 196,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 590,18 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 0,82 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 196,75 TL peşin harç toplamı: 251,15 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 117,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 2.517,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.517,32 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10—– arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzene karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.