Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/327 E. 2021/918 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/327 Esas
KARAR NO: 2021/918
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari alım satım ilişkisi söz konusu olduğu, bu ilişki neticesinde davalı tarafından ödenmeyen borçların —- sayılı icra takibi başlatıldığı, icra takibine davalı tarafça itiraz edildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan — tarih aralığındaki cari —- anlaşılacağı üzere davalıya farklı tarihlerde ürün satışı yaptığı, davacı — ilişkiden doğan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiği, bu satış bedelleri toplamının —olduğu, bu satışlara ilişkin fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafın yalnız — tutarında ödeme yaptığı, bunun neticesinde— ödenmeyen bakiye borç miktarının bulunduğu, bu sebeple davalı borçlu işbu ticari ilişkiden doğan ifa yükümlülüğünü yerine getirmediği ve —-sorumlu olduğu, söz konusu cari hesap ekstresi incelendiğinde ve yargılama sırasında yapılacak bilirkişi incelemesinde de ortaya çıkacağı üzere alım, satım ilişkisinin karşılığı olarak kararlaştırılan bedellerin bir kısmı davalı tarafından davacı tarafa ödenmiş ise de icra takibine konu alacak miktarının ödenmediği, bu hususta davalı ile birçok defa iletişime geçilmiş olmasına rağmen davalı tarafından iş bu icra takibine konu olan alacak miktarının ödenmediği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden dolayı davanın kabulü ile davalı borçlunun borcunu ödemeyerek, haksız ve kötü niyetli bir şekilde borca itiraz etmesi sebebiyle itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmistir.
SAVUNMA:Davalı tarafça usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zabtı tebliğine rağmen davaya cevap verilmemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; fatura nedeniyle cari hesaba dayalı olarak başlatılan —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
— esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş olup;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- borçlusunun davalı — tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —-ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; —– göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu açık hesap alacağını oluşturan faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından yerinde inceleme sırasında haricen tarafıma sunulan sevk irsaliyeleri incelendiğinde takip konusu cari hesap bakiyesinin oluşturan tüm faturalara ait sevk irsaliyeleri raporun — kısmında incelendiği şekilde teslim alan kısmında—ve imzalarının bulunduğu HMK m.200 ve m.220 kapsamında imzalı irsaliyelerin isticvabı, itirazı halinde araştırılması mahkemeye ait olmak üzere, bu kişilerin davalı adına hareket eden kişiler olduğunun kabulü ile davacının —- içeriği malları teslim ettiğini ispat ettiği, davalı tarafın ise teslim tesellümü ispatlanan malların bedelini ödediğini ispat edemediğinden davacı şirketin — takip tarihi itibariyle teslim tesellümü ispatlanan fatura içeriği mallar karşılığı toplamda — alacağını talep edebileceği,
B-FAİZ: Detayları raporumuzun—– İncelemesi bölümünde açıklandığı üzere; Takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacı şirketin icra takibinde talep etmiş olduğu açık hesap alacağı yönünde hüküm kurulması halinde, davacının — kapsamında ayrıca ihtarata gerek kalmadan — sürenin tamamlandığı tarihlerden itibaren alacağın muaccel olduğundan—faiz hesaplandığı, ancak taleple bağlılık kuralı gereği —faiz talep edebileceği değerlendirilmiştir. Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için takipteki taleple bağlık kapsamında kanuni faiz talep edebileceği, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, dosyanın mevcut delil durumuna göre Davacının; Davalı tarafından ——dosyasına yapmış olduğu itirazın hükmolunacak davacı alacağı yönünden iptalini isteyebileceği, icra inkâr tazminatı ve sair hususların mahkemenin takdiri içinde kaldığı, yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —- geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —-Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. —–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi——-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, ancak —— defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtarına karar verildiği, ihtarlarıyla birlikte ara kararın davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, ayrıca davalının hazırlanan bilirkişi raporuna da herhangi bir itiraz -beyan dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin taraflar arasında tedarik anlaşması bulunmadığından yerinde olmadığı, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; —-takip sayılı icra dosyasında — asıl alacağa yönelik davalının yaptığı itirazın İPTALİNE , takibin —- üzerinden aynen devamına, fazlaya dair talebinin REDDİNE,
2- Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı —- eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan— bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —– davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7—- dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair miktar itibari ile kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021