Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 E. 2022/338 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/318 Esas
KARAR NO : 2022/338

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili davacının, bir kısım mal ve eşyanın taşınması —- taşınması karşılığında davalı ile anlaşma yapıldığını, anlaşmaya göre müvekkilİ taşıma sırasında davalıya taşıma hizmeti vereceğini ve mal sağlayacağını, —-düzenleneceğini ve miktarında davalı tarafından ödeneceğini, söz konusu hizmetten kaynaklı müvekkili tarafından —- düzenlendiğini, davalı tarafından bu faturalardan bazılarına konu miktarların ödenmediğini, ancak davalı tarafından——–. faturaların ise hiç ödenmediğini, müvekkilinin alacağına kavuşmak adına icra takibi başlattığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ederek durdurduğunu, müvekkilini tüm hizmet sürecine üzerine düşeni yaptığını, gerekli mal ve hizmeti davalıya sağladığını, davalı tarafın ödemeleri usulüne uygun yaparken iş bitimine doğru hazırlanan son üç faturayı kötü niyetli ödemekten imtina etiğini, bunun üzerine yapılan icra takibine yapılan icra takibinde müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek için itirazda bulunduğunu, işbu sebeple davalı aleyhine icra inkar tazminatının da hüküm edilmesini, arz ve izah edilen sebeplerle ve ayrıca dikkate alınacak nedenlerle, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan, takibe borca, ferilerine, faiz oranı ve miktarına, yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline teslim edilen hiçbir ürün bulunulmadığını, faturanın herkes tarafindan tanzim edilen tek taraflı belge olduğunu faturaya itiraz edilmemesinin mal veya hizmetin verildiği anlamına gelmeyeceğini, faturanın içeriğine 8 günlük süre içeresinde itiraz bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğacağını, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımadığını, uyuşmazlık halinde işin yapılmış olduğunun kanıtlanması gerektiğini, ayrıca davalıya tebliğ edilmiş fatura içeriğinin kesinleşmesinin söz konusu olmadığını, davacının edimini yerine getirip getirmediği hususunda ispat yükünün davacıda olduğu da belirtilerek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini avukatlık ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
— esas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 3 adet faturaya ilişkin—- alacak + işlemiş faiz toplamı —-tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen — itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı tarafın —- kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “taraflar —- içinde sürdürüldüğü görülen mal/hizmet alım/satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, mahkemenin davalı şirket—– olduğu ——- tarafından dosyaya celp edilmiş olan ——– neticesinde, davalı şirket adına davacı şirket tarafından—– ayında —- adet belge karşılığı mal veya hizmet alımını — formunda beyan edilmiş olduğu, bu ilişki kapsamında davalı şirketin— gerçekleştirdiği -hizmet/mal alımları bulunduğu ticari defterlerde davalı şirket cari hesabına alacak kayıtlarının yapıldığı, davalı şirketçe davacı şirkete muhtelif tarih ve tutarlı ödemeler gerçekleştirildiği ve davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şitketin fatura borçlarından mahsup edildikleri, takip/dava dayanağı yapılan ve davacı şirketçe tanzim edilen faturanın davalı şirketçe yasal nitelikte bir itiraz konusu edilmeksizin ve benimsenerek ticari defterlerde kayda alınmış olması, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere münderecatı itibarıyla kesinleştiği kanaatine varıldığı, dosya kapsamı, davalı şirketin ticari defler ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler ve bu incelemelere dayalı yukarıda yer verilen tespit ve açıklamalar muvacehesinde davalı şirketin davacı şirkette takip/dava tarihi itibarıyla — tespit edildiği, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafın —- kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;” davacı yanın — ait incelenen ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılantespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, taraflar arasında taşıma işinden kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle davacı yan tarafından davalı adına tanzim edilen 3 adet faturadan kaynaklı—- tutarlı alacağı için icra takibi başlattığı, davalı yan tarafından takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı yanın — ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı yanın lehine delil niteliğinin bulunduğu, dosya münderecatında icra takip dosyası bulunmadığı ve talimat dosya olduğundan Uyap’tan da dosyaya ulaşılamadığı bu nedenle icra takip tarihinin bilinemediği; davacının ticari defterlerine göre; — tarihi itibariyle davalı yandan 33.473,37 TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonra herhangi bir işlem bulunmadığı, dosyaya sunulu banka ödeme dekontlarında fatura numaralarının yazılı olduğu ve alacaklı olunan —- tutarın icra takibine konu edilen faturalardan kaynaklandığı, dosyaya sunulu bilirkişi raporunda davalı — defterlerinin incelenmesi sonucunda davalı yanın davacı yana 21.418,87 TL borcunun olduğunun tespit edildiği, ” bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların— ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1).—- ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 33.473,37 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 21.418,87 TL borçlu olduğu, aradaki 12.054,50 TL farkın bulunduğu, bu farkın davalı tarafından düzenlenen iade faturasına ilişkin olduğu, iade faturasının davacıya tebliğinin yapıldığına dair belge bulunmadığı, davacının defterlerinde de bulunmadığı, iade hakkında ispat yükünün düzenleyen davalı tarafında olduğu, ispatın gerçekleşmediği, HMK. 221. maddesi gereği (—formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği—, davalının — bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından — bildirildiği, bu halde davalının —– formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (—- sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —- Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 33.473,27 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı, takip işlemi öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, iş bu davada davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile,– davalı/borçlunun — asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA, davacının fazlaya dair talebinin reddine,
2)İptaline karar verilen 33.473,27 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.286,56 TL’den peşin olarak yatırılan 408,45 TL’nin mahsubu ile 1.878,11 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 408,45 TL peşin harç, 132,00 TL tebligat-müzekkere-posta, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.952,65 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%99 Kabul) 1.932,69 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde– hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —- hesaplanan — alınarak davalıya verilmesine,
8—— tarafından karşılanan –ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi —–incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.