Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/307 E. 2021/581 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2020/307 Esas
KARAR NO : 2021/581

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, —— seri nolu———– bedelli çekten —-davalı ve diğer cirantalardan olan alacağı için Bursa ——– Esas sayılı icra takip dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulardan ————– borca ve yetkiye itiraz ettiğini belirtmiş, davalının haksız itirazının iptalini, %20 oranından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin adresinin——– olduğundan bahisle yetkisiz mahkemede açılan davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının davacı tarafa takip konusu çekten dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını, borca konu çekten dolayı davalının sebepsiz zenginleştiği iddialarının da asılsız olduğu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Başlangıçta Bursa—-Asliye Ticaret Mahkemesi ——- Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada verilen yetkisizlik kararı üzerine yargılamaya mahkememiz esas numarası ile devam edilmiştir.
İİK. 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmasının gerektiğinden, ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olup olmadığının tespiti gerekir. Mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir.
İİK’nin 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’a atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.
Dava, TTK. 732. maddesi kapsamında sebepsiz zenginleşme iddiasına dayandırıldığından, mahkemenin yetkisinin HMK’nun yetkiye dair genel hükümlerine göre belirlenmesi gerekir (Benzer yönde; İstanbul BAM. ———— Karar)
6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesinde, bir miktar para alacağına ilişkin davaların alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davalı keşideci, davacı ise hamil olduğundan davanın tarafları arasında akdi ilişki bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından TTK’nın 732. maddesine dayalı davada, TBK’nın 89/1 hükmü uygulanamaz (Benzer yönde; İstanbul BAM. ——— Karar). Dava konusu takipte borçlulardan yalnızca —– yerleşim yeri——- olup, anılan borçlu eldeki davanın tarafı da değildir. Takibin davalıyı sırf kendi yerleşim yerinden başka bir yere getirmek amacıyla ———– İcra Müdürlüğü’nde başlatıldığı, davalının icra dairesinin yetkisine usulüne uygun olarak itiraz ettiği, yetkili icra dairesinde başlatılan bir takip bulunmadığı, Bursa —-. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen yetkisizlik kararına karşı yasa yoluna da başvurulmadığı anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 590,09 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 530,79 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki — göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.