Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/288 E. 2021/964 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/288 Esas
KARAR NO: 2021/964
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 24/07/2020
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında cari hesap şeklinde ticari ilişki bulunduğunu, davacının takip tarihi itibariyle borçlu şirketten —– miktarında alacağı bulunduğunu, ticari defterler incelendiğinde alacağın miktarının anlaşılacağını, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptal edilmesi gerektiğini belirtmiş, —- sayılı dosyasında yapılan itirazın ——alacak için iptaline, alacak miktarı üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HMK’nın emredici hükümlerine uygun olmadığını, davalı şirketin ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu, icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını, davacının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında—- —- bulunup bulunmadığı, —— kapsamında davacı tarafından bedeli ödenmiş ancak teslim edilmeyen veyahut ayıplı teslim edilip iade alınan mal ve hizmet bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki açık hesap gereği davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla —– takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
—- takip dosyası içeriğine göre; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı—- —– tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı———– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde —-olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—— tarihli yazı cevabına göre; taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair faturanın da yer aldığı — gönderildiği, davalı şirket tarafından faturaların vergi dairesine bildirildiği görülmüş, —–dosya içerisine alınmıştır.
Bilirkişi—– tarihli raporda; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihinde davalıdan —cari hesap alacağı bulunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, —– —-göre davalı tarafından davacıdan ——-iade mal alındığı tespit edilmiştir.
Davacı, cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle—– aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ——
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor ve ——– cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim/iade edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini kesin süre içerisinde ibraz etmediği,—-maddesi gereği — formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği —–bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının — aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —- halinde alacaklının ———- davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan —– alacaklı olduğunun sabit olduğu, anılan asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği, takibin devamında davacının korunmaya değer hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67/2. maddesi, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaya itiraz edilmeksizin ticari defterlere işlendiği, davalı tarafından herhangi bir ödeme definde bulunulmadığı, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
—- takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın — asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
Kabul edilen —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.040,08 TL karar ve ilam harcından 2.010,02 TL peşin harcının mahsubuna, bakiye 6.030,06 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.131,49 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 2.010,02 TL peşin harç ve 7,80 TL vekalet harcı toplamı: 2.072,22 TL ile 965,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —- hazine tarafından ödenen ———- göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2021