Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/283 E. 2021/1261 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/283 Esas
KARAR NO: 2021/1261
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/07/2020
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takip borçlusu —- konusunda anlaşmış olduğunu, bu anlaşma üzerine davalı tarafın ——-tarihinde müvekkili şirkete siparişini geçtiğini, müvekkili şirketin iş bu ürünü siparişe uygun şekilde süresinde hazırladığını ve —- faturayı düzenleyip davalıya ilettiğini, yine davalı şirket ile müvekkili şirketin; davalı şirketin —değişiminin müvekkilince —- tarihinde iş bu ürünü müvekkile teslim ettiğini, müvekkilinin de ——-tarihinde davalının talebini tam olarak yerine getirdiğini ve bırakılan ürünün tip değişimini yaptığını, buna ilişkin müvekkilince —-fatura kesilerek davalıya teslim edildiğini, bu iki ürünle ilgili şifahi veya yazılı bir ayıp ihbarı olmadığını, buna karşın davalı taraf bu iki ürünün de fatura kesim tarihlerinde ödemelerini peşin olarak yapması gerekirken, ——-Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu —— tarafından borca ve ferilerine itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu bildirmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) uyarınca davacı delillerini davalıya tebliğ etmekle yükümlü olduğunu, buna rağmen hâlihazırdaki davada davacıya ait delillerin tamamı müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olduğunu, bu durum HMK’nun açık hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde, müvekkili şirketin tüm borcunu ifa etmiş olduğundan huzurdaki davanın reddi gerektiğini, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu bakımdan davacının icra inkâr tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, bir diğer yandan, davacının haksız şekilde müvekkili şirket aleyhine icra takibine girişmesi sebebiyle, davacı aleyhine %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, 2004 sayılı İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
——celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine — tarihinde asıl alacak olarak —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından — günlük süre içerisinde verilen —- dilekçe ile borca ve ferilerine yönelik itirazların sunulduğu, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —–yılları ticari defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı, ticari defterlerin tasdik açısından sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunmadığı, davacı tarafın defter kayıtlarına göre davalı adına—-tutarında ——- adet fatura düzenlendiği ve bu alacak bakiyesinin—– tutarında tahsilat yaptığını, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve dönemsel olarak beyan sınırını aşan faturaların dönem itibariyle davacı — beyan edilen adet ve tutarların,
—-
—–
—-yılları ticari defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı, ticari defterlerin tasdik açısından sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunmadığı, davalı taraf kayıtlarına göre takip tarihi olan —-bu faturayı —-beyan ettiği, davalının bağlı olduğu——- tarafından dava dosyasına gönderilen—- ettiğinin görüldüğü, dava dosyası ve tarafların ticari defterleri üzerinde görevlendirme ile sınırlı olarak yapılan incelemeler sonucunda; taraflara ait —- yılları ticari defterlerin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı, ticari defterlerin tasdik açısından sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunmadığı, her iki tarafın defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan — alacaklı olduğu görüldüğünü, tarafların davacı tarafından düzenlenen — tutarında—— döneminde beyan ettiği tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, —— göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —–geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —–aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesi ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, —– yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —— göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının —- aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının —– HMK’nın 222. maddesi uyarınca –alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği——— davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, hatırlatıldığı halde davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ; —- icra dosyasına davalının yaptığı itirazın iptaline; takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.049,30 TL’den peşin olarak yatırılan 362,33 TL’nin mahsubu ile 1.686,97 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 362,33 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 73,25 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.135,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9—— dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
10- Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
23/11/2021