Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/281 E. 2022/500 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/281 Esas
KARAR NO : 2022/500

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıya alacaklı tarafından, ——değerinde icra takibinde bulunulduğunu, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davalı tarafından ”—– usulsüzlük nedeniyle uğranılan zarar” açıklaması ile icra takibi başlatıldığını, bu açıklamanın izah edilebilir ve borç doğuran hukuki ilişki olmadığını, davalının zararını ve bu zararı doğuranın müvekkilinin olduğunu ispatlaması gerektiğini, davalının ———— işlemlerde bulunmasından kaynaklandığı iddiasında olduğunu, davacının söz konusu —— olmayan —-üyesi olduğunu ancak zarara sebep olan kararlarda imzası olmadığını, müvekkilinin alınan karar tarihi itibariyle—- olmadığını, müvekkilinin –tarihleri arasında söz konusu şirkette bulunduğunu, şirket yönetim kurulu kararları ve diğer —-incelendiğinde zarara sebebiyet veren kararların müvekkilinin üyeliğinin başladığı tarihten önce alındığını, ayrıca bu kararlarda imzasının bulunmadığını dolayısıyla da uğranıldığı iddia edilen zararla ilgili olarak sorumlu tutulamayacağını, öncelikle bu sorumluluk durumlarının ispatlanması gerekmekte iken davalı tarafın müvekkilinin doğan zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla mesnetsiz icra takibini açtığını, halbuki yönetim kurulunun geçerli bir devir ile yönetimi bir başkasına devrettiğini ileri sürerek müvekkili adına başlatılmış bulunan —– tarafları aleyhine daha büyük zararlara yol açmadan durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davalarının kabulüne, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile en az % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının ——– üyesi olduğunu, ———– bir şirket olduğunu, müvekkilinin de —- daha sonra—— hisselerini —–kişide yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde, şirketin tüm aktif varlıklarının yönetim kurulu başkanı ve onun gösterdiği kişilerin uhdesine geçirilmek sureti ile şirketin içinin boşaltıldığını ve—-göstermelik bir şirket haline geldiğini, —- gören şirket hisselerinin sıfır değer haline geldiğini——– kapatıldığını, böylece müvekkilinin zararlarına neden olunduğunu, yine davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde ayrıca Sermaye Piyasası Kanununa ve mevzuatına aykırı olarak işlemler yapıldığını, ticari defter ve belge dahi tanzim edilip tutulmadığını, davacının da dahil olduğu ——- hakkında nitelikli dolandırıcılıktan— dosyası ile dava açıldığını, ayrıca —— mevzuatına aykırılıktan da muhtelif asliye ceza mahkemelerinde davalar açıldığını, müvekkilinin aldığı hisse senetleri nedeni ile zararına ——- hakkında önce icra takibi başlattığını, itiraz üzerine de——- dosyasının sorumluluk davası ikame ettiğini, anılan dosyanın halen derdest olup halen ——– Adliye Mahkemesinde olduğunu, bu nedenle anılan davanın sonucuna kadar işbu davada ——— bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının yukarıda da değinildiği gibi müvekkilinin aldığı hisse senetlerinin değerini sıfırlayan yönetim kurulu üyelerinden olduğunu ve haklarındaki sorumluluk davasının derdest olup halen devam etmekte olduğunu, bu nedenle borçlu bulunmadığına ilişkin açtığı işbu davanın dayanağının bulunmadığını, davacının anılan şirkette imza yetkilisi olup kanuni temsilci olduğunu, dava dilekçesinde iddia ettiği gibi imza yetkisinin olmadığına dair iddiasının da yerinde olmadığını,—- davacı ise diğer üyelerden herhangi birisinin müşterek imzası ile şirketi temsil ve ilzam ettiğini, ———— getirtildiğinde bu hususun açıkça görüleceğini belirterek öncelikle davanın sonucu ile aynı sonucu doğuracak tedbir kararı verilemeyeceğinden tedbir talebinin reddine, davacının davasının hukuki dayanağı olmadığından davanın reddine dair karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacının dava dışı ——- —— olması nedeniyle alınan kararlar nedeniyle aynı şirkette hisse sahibi davalı aleyhine var ise oluşan zarardan dolayı 2004 sayılı İİK 72. Maddesi kapsamında borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının dava ——– olması nedeniyle alınan kararlar nedeniyle aynı şirkette hisse sahibi davalı aleyhine zararın oluşup oluşmadığı, alınan karar kapsamında zarar oluşmuş ise davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, —– dosyası kapsamında davacının borcunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
——— dosyası celp edilip incelenmesinde; davalının alacaklı, davacının borçlulardan biri olarak yer aldığı,—— alacak için şirkette yapılan usulsüzlük sebebiyle uğranılan zarar sebebine dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, davacı borçluya doğrudan Tebligat Kanunu 21/2. Maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 366/2 maddesi gereğince icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyelerinin, ——- komite olarak ve —- gidişini izlemek ve rapor hazırlamak görevleri verilebileceği, TTK 369 maddesi gereğince — üyeleri görevlerinin tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uygun olarak gözetmekle yükümlü olduğu, TTK 553. Maddesi gereğince, ilgili kişilerin seçiminde gerekli özeni göstermesi gerektiği, yönetim kurulu üyelerinin—- işlemlerinden ötürü cezai ve hukuki sorumlulukları mevcut olduğu ve oluşan zararların tazmini gerektiği açıktır.
6102 sayılı TTK’nın 555/1 maddesi uyarınca yönetim —- sorumluluğuna ilişkin tazminat davasında, dava açma hakkına sahip olan ortakların, sorumlu olduğunu düşündüğü ortak ve —— üyelerine karşı açtığı tazminat davasında şirketin uğradığı zararı ancak şirkete ödenmesini talep edebilir. Davalının doğrudan kendine ödeme yapılmasına ilişkin icra takibinde ve alacak davasında aktif husumeti bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı itibariyle Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davalı tarafça davacı aleyhine dava dışı—- ile zarara uğratıldığı iddiasıyla ilamsız icra takibi yapıldığı ve takibin itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği, davalı hisse senedi sahibinin icra takibini bizzat alacaklı sıfatıyla kendi adına yapmış olduğu, zarar eden şirkete ödenmesi yönünde bir talebinin bulunmadığı, —— esas sayılı dosyasının bulunduğu, esasında işbu davaya konu takip ile davalının ——- üyelerinin sorumluluğu sebebiyle alacak talep edildiği, sorumluluk davalarında tazminatın şirketin zarar etmiş bulunduğu iddiasına dayanması nedeniyle tazminatın şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği, ancak davalının kendi adına yapılan icra takibinde, tazminat talep etme hakkının yani aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, davacının hakkındaki takibe itiraz etmediği, ayrıca kötüniyet talep koşulları oluşmadığı mahkememizce benimsenmekle İİK 72. Maddesi gereğince kötüniyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.( Davada esasa yönelik inceleme yapılmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili maktu değerler esas alınmıştır.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE;——- sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 80,70 TL’den peşin olarak yatırılan 505,58 TL’nin mahsubu ile 424,88 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 505,58 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 107,25 TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam 169,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —–uyarınca hesaplanan ——maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve —– —– arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı asilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.