Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/269 E. 2021/767 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/269 Esas
KARAR NO: 2021/767
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından, davalı şirkete mal satışından kaynaklı alacağının ödenmediğini; bu nedenle, davacının alacağının tahsil için —— dosyası üzerinden asıl borçlu ve ipotek veren aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını; davalıların, icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduklarını; bu nedenlerle, davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve davalı borçlular aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; icraya konu edilen borcun yasal kayıtlar ve yapılan anlaşmalarla ilgisi olmayan bir tutar olup tamamen şirketin zor durumundan faydalanmak ve teminatı nakde çevirmek amacıyla ayıplı olarak satılan ve şirket iflas eşiğine getiren malın bedelinin hileli şekilde kötüniyetli olarak tahsilini sağlamaya çalışmaktan ibaret olduğunu; şirketin zor durumuna sebep olan ve iddia edilen alacağa konu ticari malın — yılında davacı firmadan alınan —- bağlı askeri birliklere ihale sonucunda teslim edildiğini; davacı firma — taraflarına sunduğu uygunluk belgesi ve analiz raporlarında belirtilen spektlere uygun mal vermeyip, —- belirtmiş olduğu spektlere uygun olmayan ithali yasak ve taraflarınca kontrolü evrak dışında mümkün olmayan ayıplı malı verdiğini; ihale makamının muayene kabul ve tespit konusunca mal analiz için analize gönderildiğinde ve muayene sonucu —— uygun olmadığı için reddedildiğini; davacı firmanın durum hakkında bilgilendirildiğini; davacının, —- sonucu alınan raporda da malın yine reddedildiğini; bu nedenle, davalı firmanın ihale yasaklısı durumuna düştüğünü; bu nedenlerle, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davacı vekilince verilen —- kayıtlı yazılı açıklama ve ekinde sunulan —- veraset belgesinin incelenmesinde; davalı —- önce vefat ettiği görülmüştür.
Dava; davacı tarafından, davalı şirkete satılan malın bedelinin ödenmediğinden bahisle, tahsili için davalılar aleyhine giriştiği ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe, davalıların yapmış olduğu itiraza yönelik yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili —- tarihli ön inceleme duruşmasında; davalı —– hakkındaki davadan feragat etmiş olduklarını beyan etmiş olduğu; görülmüştür.
Başlangıçta; —- esasına kayıtlı olarak açılan davada; yapılan yargılama sırasında; bu mahkemenin kapatılması üzerine dava dosyasının—- kaydedildiği; bu dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda; — kararla davanın kısmen kabulü ile——- bölümü hakkında iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, itirazın iptaline karar verilen asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; iptaline karar verilen toplam miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye talebin reddine; alacaklı tarafın kötüniyetli olduğu davalı tarafça ispat edilemediğinden reddedilen bölüm yönünden borçlu tarafça istenen kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği; gerekçeli kararda kısa karara davalı —– aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine bölümünün eklendiği; kararın, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; karar, —-mahkemenin yargılamayı sonlandırdığı kısa kararda davalı —-hakkında herhangi bir hüküm bulunmadığı halde, gerekçeli kararda anılan davalı hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Böylece tevhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal,—— karar bozulmuştur.
Bozmadan sonra; mahkememizin —– kaydedilen davada usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin —-esas sayılı yargılaması sonucunda; davacı tarafından, davalı —- aleyhine açılan davanın, bu davalı yönünden davadan feragat edilmekle; HMK.nun. 307 ve 311.maddeleri dikkate alınarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından, davalı —- açılan davanın kısmen kabulü ile, —-dosyasında, davalının, —- yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak —– takip tarihinden itibaren yıllık —- değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit niteliği gözetilerek, kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarının —-davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir.
Anılan kararın da temyiz edilmesi üzerine —- sayılı ilamı ile;
“(..) Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali davasıdır. —-, ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı olduğu düzenlenmiştir. Davacı alacaklı ipotekli taşınmaz malikine ve asıl borçluya karşı zorunlu takip arkadaşlığı çerçevesinde takip yapmış ve her iki borçlu ödeme emrine itiraz etmiş iseler de icra müdürlüğünce, davalı —- tarafından itiraz dilekçesinin bizzat getirilmediği ve dilekçedeki imzanın huzurda atılmadığı gerekçesiyle itirazın kabul edilmediği, bunun üzerine, —- süresi içerisinde vekaletnamesini daha sonra ibraz edeceğini belirterek icra takibine itiraz etmiş, ancak vekaletnamesine icra dosyasında rastlanılamamıştır.
Davacı alacaklı, daha sonra her iki borçlunun takibe itiraz ettiğine dayanarak itirazın iptali davası açmıştır. Ancak —- ölmüş olduğu ön inceleme sırasında anlaşılmıştır. Aynı celsede davacı vekili, davalı —- yönünden davasından feragat ettiğini bildirmiştir. Mahkemece verilen ilk karar, —- tarihli kararı ile kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki çelişki nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır. Mahkemece verilen yeni kararda, —- göre ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olabilmesi, bu istemin hem borçluya hem de kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı olduğu, bu durumda, asıl borçlu ile ipotekli taşınmaz maliki arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu, davacı vekili —- tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı —- hakkındaki davadan feragat ettiği, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle feragatin diğer davalı şirketin durumunu etkileyeceği, ancak, bu duruma ilişkin olarak hatalı değerlendirme yapılarak, davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne karar verildiği, HMK’nın 298/2 maddesi uyarınca kısa karara uygun gerekçeli karar yazma zorunlu olduğu, davalılardan —- yönünden, davalı tarafından davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davalı şirketin yasal defter ve kayıtlarına dayalı cari hesabında davacı şirkete —- borçlu olduğu, ayrıca, davacı tarafından, aslı mahkemeye teslim edilen —- tutarlı çekten dolayı da borçlu bulunduğundan asıl alacağın —- olduğu, işlemiş faizin — olarak hesaplandığı, ancak ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmediğinden faize ilişkin — kısım yönünden davalı yönünden usuli kazanılmış hak olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin –asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam— üzerinden devamına, asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, diğer davalı— yönünden, açılan davanın feragat nedeniyle davanın esası hakkında hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı —-. vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte taşınmaz sahibi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip ve dava arkadaşlığı vardır. Bu bakımdan öncelikle, davalı borçlu —- takip dosyasında usulüne uygun bir itirazının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Bunun için—- yaptığı itiraz dilekçesinin kendisi tarafından getirilmemiş olması nedeniyle kabul edilmemesi sonrasında süresi içerisinde ödeme emrine itiraz eden vekilinin itiraz tarihinde geçerli vekaletnamesinin olup olmadığının araştırılması gerekir. Usulüne uygun vekaletnamesi yoksa davalı —- takibe itiraz etmediği anlaşılacağından, davanın yalnız davalı şirkete karşı açılması mümkündür. Ancak davalı borçlu —- itirazının geçerli olduğunun saptanması halinde takipteki her iki borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu dikkate alınarak mesele çözümlenmelidir. Bu son ihtimale göre eldeki dava incelendiğinde, davalı —- dava tarihinden önce öldüğü anlaşıldığından ve ölü kişiye karşı dava açılamayacağından, bu kişi hakkındaki davanın, nihai hüküm sırasında ölü kişiye karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle reddi gerekir. Ancak mahkemece zorunlu dava arkdaşlığı ilkesi gözetilerek davacı vekiline —- mirasçıları aleyhine işbu dosyayla birleştirilmek üzere itirazın iptali davası açması için mehil verilmesi gerekir. Aksi halde icra takibinin sürdürülmesi mümkün değildir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de ölü kişi aleyhine dava açılması mümkün olmadığından, açılmamış davadan feragat mümkün olmadığı halde, ölü davalı —- hakkındaki davanın feragat nedeniyle yazılı şekilde sonuçlandırılması doğru olmamıştır.” şeklindeki kanaat ile Mahkememizin —- esas sayılı kararının bozulmasına dair karar verilmiştir.
Bozma üzerine yargılamaya Mahkememizin—- sayılı işbu esası üzerinden devam olunmuş, bozmaya uyulmasına dair karar verilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama kapsamında davalı — adına borca itiraz eden vekili, — adına ihtarlı davetiye çıkarılarak — tarihini kapsar, davalı —- adına alınmış vekaletinin bulunup bulunmadığını bildirmesi istenmiş, usuli tebliğe rağmen Mahkememize beyan sunulmamıştır.
Mahkememizce— yazılarak —edilmiş ve anılan numaradan — Mahkememiz kalemince aranarak keyfiyet sorulmuş, buna ilişkin — tutanaklar tutulmuştur.
—- tarihli tutanak içeriğinden de anlaşılacağı üzere —- adına alınmış vekaletinin bulunmadığı beyan edilmiştir.
Gelinen aşama itibariyle —-adına alınmış vekaletinin bulunmadığı, dolayısıyla bu davalı/borçlu tarafından takibe süresi içinde itiraz olunmadığı, —- ilamında da işaret edildiği üzere, davanın yalnız davalı şirkete karşı açılmasının mümkün olduğu Mahkememizce gözetilmiştir.
Yapılan bu tespit çerçevesinde davaya konu itirazın iptali isteminin değerlendirilmesinde; davaya konu —-takip dosyası kapsamında;——-borçlularının —- olduğu; takibin—- fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu; —ödeme emrinin borçlu—- tebliğ edildiği; ——- tarihli dilekçe ile borca, takibe, işlemiş faize ve faiz oranına yönelik itirazda bulunulduğu, ——- tarafından ise takibe yönelik usuli bir itiraz sunulmadığı, davalı şirketin itirazına istinaden icra müdürlüğünce — tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür.
Yargılama kapsamında alınan—- yıllarına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin incelendiğini; bu defterlerin noter açılış tasdikleri ile —– yıllarına ait kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olduğunun belirlendiğini; davalı şirketin yasal defter ve kayıtlarına dayalı cari hesabında davacı şirkete—-borçlu olduğunu; davalının, davacıya yapmış olduğu ödemelerin cari hesaptaki alacak bakiyesine göre ödeme yapıldığını; fatura bazlı ödeme yapıldığını; davalı yanın, ayıp iddiasına ilişkin olarak da —- hükmünce ticari satışda maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresinin düzenlendiğini; malın ayıplı olduğunun teslim sırasında —- gün içinde ayıbın satıcıya bildirilmesi gerektiği; maldaki ayıp açıkça belli değil ise —- inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu sürede satıcıya bildirmelidir; gizli ayıplar ise zamanaşımı süresi içinde ortaya çıkması kaydıyla, —-davacı yanın takip konusu faturaları incelendiğinde; faturaların ——– ait olduğunun görüldüğünü; davalı yan dava dışı kurumla — sözleşmeyi akdederek dava dışı kuruma sözleşmede belirtilen miktarda ısınma amaçlı kömür teslim etmeyi taahhüt etmiş ve taahhüt konusu kömür dava dışı kuruma teslim edildiğini; teslim edilen bu kömürden alınan numunelerin —– raporları ile tespit edildiğini; bu tespite göre kömürlerin ayıplı olduğunu; ayıbın niteliği hususunda da “inceleme neticesinde ortaya çıkabilecek nitelikte olmasından dolayı” açık ayıplı olduğu sonucuna ulaşıldığını; bu kapsamda, davalı yanın kanunda belirtilen süre içinde söz konusu kömürleri inceletmediği ve davacıya ayıp ihbarında bulunmadığının anlaşıldığını; davacı tarafın —–içinde ödenmesini davalıdan talep ettiğini; tebliğ şerhine göre bu ihtarnamenin davalıya adresinde bulunmamasından dolayı — muhtarlığa teslim edilerek — nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı; bu durumda davalı yanın— tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilerek; takip tarihi —- olmakla; talep edilebilecek temerrüt faizi yıllık —– etmediğinden—— hesaplandığı yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Davacı vekilince —tarihli oturumdaki beyanı kapsamında—— muhataplı, davalı şirket tarafından ciro edilen ve davalıdan sonra gelen ciranta konumundaki davacı tarafından, —– tutarlı çekin aslının dosyaya sunulduğu ve bu çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilerek karşılıksız kaşesinin vurulduğu hususunun tespit edildiği; görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu alacak yönünden yapılan incelemede ise; davacı tarafın ibraz ettiği faturaların tümünün davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve buna göre davacı tarafın asıl alacak olarak takip tarihi itibariyle—- davalıdan alacağı olduğu, her ne kadar davalı defterlerinde davacının alacağı— olarak kayıtlı ise de bu hususun davalı tarafça davacıya verilmiş ancak ödenmemiş muhatabı — keşide tarihli — miktarlı çek’in ödeme olarak davalı defterlerinde kayıtlı olmasından kaynaklandığı, ancak çek aslının davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edildiği ve bankaya ibraz edilmesine rağmen karşılığının olmadığının, anılan çekin bedelinin ödenmediğinin anlaşılmış olduğu, dolayısıyla davalı defterlerinde görülen davacı alacağı olan —- ödenmeyen çek bedelinin ilavesinin gerektiği, ilave edildiğinde de davacı defterlerinde kayıtlı olan — alacak kadar taraf şirketlerin kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiş, davanın —- asıl alacak üzerinden kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Takibe konu işlemiş faiz istemi yönünden ise davacı taraf davalıya — ihtarname gönderildiği, davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen önel sonucu —arihinde davalı şirketin temerrüde düştüğü, takibin ise —- olduğu Mahkememizce gözetilerek ve takip talebindeki yasal faiz istemi dikkate alınarak ——— hesaplama —— istifade edilerek, tespit edilen— asıl alacak yönünden işlemiş faizin—- olduğu, her iki hükmün yalnızca davalı tarafça temyiz edildiği gözetilerek işlemiş faiz isteminin —- üzerinden kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirketçe aşamalarda ileri sürülen ayıp iddiası yönünden ise, davalı tarafın satım konusu malı alır almaz gerekli muayeneyi yaptırması ve derhal satıcıya ayıp ihbarında bulunması gerektiği, bunu süresinde yaptırmadığı takdirde malın alıcı tarafından mevcut hali ile kabul edildiğinin kabulü gerektiği, davalı tarafça süresi içinde ve usulünce ayıp ihbarı yapıldığının ispat edilemediği, bu savunmasının dinlenebilir olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı —– yönünden ise, dava tarihinden önce vefat etmiş bulunduğu belirlenmekle ve ölü kişiye karşı dava açılamayacağından bu davalı yönünden davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı—–Esas sayılı takibine süresi içinde usulünce itiraz etmediği, ve dava tarihinden önce vefat ettiği belirlenmekle, davalı — yönünden davanın reddine,
2-Davanın davalı —- sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —- işlemiş faiz üzerinden aynen devamına,
Aşan istemin reddine,
Hükmolunan alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalı ——- davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli —- tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan — vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—- verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan —- davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen—-yargılama giderlerinin haklılık oranına—alınarak davacıya verilmesine,—- davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen— verilmesine, —- davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde—- nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2021