Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/75 Esas
KARAR NO: 2023/639
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/02/2022
KARAR TARİHİ: 18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Yargıtay incelemesinden de geçmek suretiyle kesinleşmiş olan —— tarihli kararı ile tespit edilen 9.048,36USD bakiye alacağa istinaden —— sayılı dosyası ile başlatılmış ilamsız icra takibinin tamamına (fer’ileriyle birlikte) davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu, infaz olan —– dosyası ile başlatılmış ilamsız takibine aynı davalı/borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine açılmış itirazın iptali davası neticesinde ——-tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın —– kararı ile kaldırıldığını ve düzeltilerek yeni bir hüküm/karar verildiğini, —- işbu kararının da aynı davalı/borçlu tarafından temyiz edildiğini, kararın —– tarihli kararı ile onandığını, böylece ilk derece mahkemesinin işbu davaya dayanak gösterilen kararının kesinleştiğini, aynı kararda, asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren “3095 Sayılı Yasanın 4/a Maddesi uyarınca, Devlet bankalarının USD cinsi döviz ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranının uygulanmasına” dair karar verildiğini, kesinleşmiş olan ——- kararı muvacehesinde %2,5 oranındaki “nakdi teminat kesintisi” bakiye alacağı için aynı davalı/borçlu şirket aleyhine taraflarınca yeniden yasal takip başlatıldığını,—–kararında “…davacı taşeronca yapılan imalat bedelinin 361.934,54-Dolar, ödemelerin ise 271.641,66-Dolar olduğu, buna göre bakiye alacağın=90.292,88-Dolar olduğu, gümrük vergisi ile ilgili olarak her ne kadar sözleşme kapsamında fatura edilmiş tutar üzerinden denilmiş ise de %7 gümrük vergisi kesintisi hakediş bedeli üzerinden hesaplandığında 25.335,41-Dolar gümrük vergisi kesintisi yapıldığında davacı tarafın bakiye alacağının 64.957,47-Dolar olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.Maddesinde sözleşmenin konusunun davalı—— başkenti —- yapımını üstlenmiş olduğu (otomobil kavşağı inşaat işi ile yatay ve düşey trafik işaretleme işi) 2 ayrı işe ilişkin olmakla birlikte, hakedişin 2 ayrı iş için tek olarak düzenlenmiş olması ve %5 -nakdi teminat kesintisinin 18.096,73-Dolar olduğu, 332 nolu sözleşme kapsamında kesin kabulün davaya konu takip tarihinden (takip tarihi: 14/05/2010′ dur) sonraki tarih olan 31/08/2010 olduğu, takip tarihindeki şartlara göre değerlendirildiğinde nakdi teminat kesintisinin %2,5 olarak kabulünün gerekeceği, davalının yukarıda belirtilen işe ilişkin kesin kabul yapılmadığından kesin teminatın %2,5’u olan-9.048,36-Dolar -nakdi kesinti teminatı ödememekte haklı bulunmasına göre davacının bakiye alacağı olan 64.957,47-Dolar’dan mahsubu ile davanın 55.909,11-Dolar üzerinden ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesinde öngörülen faiz uygulanmak sureti ile devamına şeklinde yeniden hüküm kurulduğu…” şeklinde karar verildiği,——-Sayılı kararı gereğince 31.08.2010 tarihli kabul belgesinin imzalandığı günden bugüne kadar sözleşme kapsamında yapılan tüm işlerin kurum/idare tarafından kabul edilip hakedişlerinin de tamamen ödendiğinin açıkça belirtildiğini, takip tarihinin 14.05.2010 olduğu, %5 olan nakdi teminat kesintisinin ise 18.096,73-Dolar olduğunun,—— nolu sözleşme kapsamında kesin kabulün davaya konu takip tarihinden sonraki bir tarih olan 31.08.2010 olduğunun ifade edildiğini, ilk icra takibinin başlatılmış olduğu 14/05/2010 tarihindeki şartlara göre değerlendirilme yapılacak olur ise nakdi teminat kesintisinin %2,5 olarak kabulünün gerekeceği, kesin kabulün ise önceki ilk takip tarihinden sonraki bir tarihte yapılmış olması nedeniyle kesin teminatın %2,5’u olan bakiye 9.048.36-Dolar “nakdi teminat kesintinin’ davalı/borçlu tarafından ödenmesi gerektiğine hükmedildiğini, buna göre ilgili istinaf mahkemesinin davacının teminat alacağındaki %2,5 oranındaki kesinti haricindeki diğer tüm alacakları kabul ettiğini, bu kararın ——— tarihli kararı ile de onanıp kesinleştiğini, 14.05.2010 tarihli icra takip dosyasında davacının bakiye alacaklarının (teminat kesintisi alacakları da dahil) tamamen ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de işbu dilekçe ekindeki dayanak mahkeme kararlarında da açıkça görüleceği üzere davacı tarafça açılmış olan önceki “itirazın iptali” davasının, “% 2,5 oranındaki teminat kesinti alacağı takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı için” kısmen kabulüne dair karar verildiğini ve işbu karar, kesinleşmiş olduğu için de %2,5 oranındaki “nakdi teminat kesintisinden” bakiye kalan-9.048,36USD alacağın ödenmesi için yeniden dava konusu yasal takibin başlatılması gereğinin hasıl olduğunu, bu yasal imkanın, dayanak mahkeme karar/larının kesinleşmesine müteakiben şimdi doğmuş ve muaccel hale geldiğini, davacı taşeron şirketin, taraflar arasındaki ticari ilişkiden/sözleşmeden kaynaklı/doğan tüm “yükümlülüklerini/edimlerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, takip ve dava konusu bakiye alacağın, ——–tarihli kararı ile muaccel hale geldiğini, davalı/borçlu tarafça ise kesinleşmiş olan dayanak mahkeme kararlarındaki %2,5’luk bakiye teminat kesinti alacağının, davacı şirkete ödendiğine dair herhangi bir yazılı delil ve/veya ödeme makbuzu ilgili icra dosyasına ibraz edilemediğini belirtmiş ve davalı/borçlu tarafından ———— dosyasına yapılmış olan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali/kaldırılması ile ilgili icra takibinin devamına, davalının en az %20 oranında icra inkar/kötüniyet tazminatı ödemesine, takip ve dava konusu olan döviz —– cinsinden alacağa, dayanak mahkeme kararında tespit edilen 31.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek olan yine ——– cinsinden vade farkı ile birlikte fiili ödeme tarihindeki —- efektif satış dolar —— kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle, Türk Lirası üzerinden ödenmesi ile yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 30.05.2007 tarihinde sözleşmenin imzalandığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın dava dilekçesinde de değindiği üzere istinaf mahkemesi tarafından huzurdaki dava konusu sözleşmeye ilişkin kesin kabulün 31.08.2010 tarihinde yapıldığı tespit edilmiş ve davacının huzurdaki davaya konu nakdi teminat alacağının “icra takibi ——– tarihi itibariyle talep edilebilir durumda olmadığı için” reddedildiğini, sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğine haiz olduğu göz önünde bulundurulduğunda alacağın 01.09.2015 tarihi itibariyle zamanaşımına uğramış olduğunu, nakit teminat alacağına konu ——-sayılı dosyasından yapılan yargılama süresince davacının eksik ve kusurlu işlerine ilişkin ikrarları bulunmakta olup yapılacak yargılamada bu ikrarların da dikkate alınması gerektiğini, davacının 19.10.2010 tarihli cevaba cevap dilekçesinin 2. Bendinde “Eksik yapıldığı veya hiç yapılmadığı iddia edilen sözleşmeye dayalı işler ise davalı/borçlu şirketten kaynaklanan nedenlerle yerine getirilememiş veya eksik yerine getirilmiştir.”; 3. Bentte “Yerine getirilemeyen veya eksik getirilenler ise davalı şirketten kaynaklanan veya davalı şirketin talebi ve onayı ile oluşan eksikliklerdir.” şeklindeki açık ikrarları ile sözleşme konusu işi eksik/kusurlu olarak ifa ettiğinin ikrar edildiğini, davacının açık ikrarları gözetilerek davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının işlemiş faiz talebinin, faiz başlangıç tarihinin, faiz oranının ve türünün de hatalı olduğunu, davacının, alacağın 27.11.2019 tarihli Yargıtay onama ilamıyla muaccel hale geldiğini iddia ettiği ancak faiz başlangıç tarihi olarak kesin kabulün yapıldığı 31.08.2010 tarihinin esas alınmasını talep ettiği ve icra takibindeki işlemiş faiz hesabını da buna göre yaptığını, buna göre davacının alacağın muacceliyetine ilişkin beyanları ile taleplerinin çelişkili olduğunu, kaldı ki davacının işlemiş faiz talep etmesi için yasal koşulların da oluşmadığını, davacı yanın icra inkar tazminat talebinin reddi gerektiğini belirtmiş ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatteyse haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki —— numaralı eser sözleşmesi kapsamında nakti teminat kesinti alacağının tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin İİK 67. Maddesi kapsamında itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —— bulunan bazı yerlerde yapılacak çalışma kapsamında asıl işveren——-olan, davacının taşeron olarak yer aldığı, 01/06/2007 tarihli sözleşmenin 13. maddesi kapsamında davacının nakdi teminat kesintisi alacağının bulunup bulunmadığı, var ise davalıdan talep hakkının bulunup bulunmadığı ve takibe itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
—— esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 01/12/2021 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 12.877,56 USD tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 07/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 10/12/2021 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımı, borç ve fer’iler yönünden itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, bu haliyle eldeki davanın yasal süresi içerisinde açılmış olduğu görülmüştür.
Taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri toplanılmış, —– Sayılı dosyası celp edilmiş olup uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi raporu aldırılmış, bilirkişi rapor içeriğine göre; 17.05.2022 tarihli celsede uyuşmazlık noktası “taraflar arasında Kazakistan’da bulunan bazı yerlerde yapılacak çalışma kapsamında asıl işverenin ——davalının ise taşeron olduğu 01.06.2007 tarihli sözleşmenin 13. maddesi gereğince davacının nakdi teminat kesintisi alacağının bulunup bulunmadığı, var ise davalıdan talep hakkının bulunup bulunmadığı, takibe itirazın yerinde olup olmadığı” şeklinde belirlenmiş olup aynı tarihli celsede yapılan bilirkişi görevlendirmesi gereğince tüm dosya kapsamı incelendiğinde takdir Mahkeme’ye ait olmak üzere—— olarak yazılı istinaf kararında-gerekçede takip tarihi itibari ile kesin kabulün yapılmamış olması-dolayısı ile bu tarih kontrol edilerek düzeltilmeli)tarihinde ——– sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibinin başlatıldığı ——– 14.04.2010 takip tarihli 133.545,61USD asıl alacak (sözleşmeye bağlı bakiye fatura alacağı) 14.04.2010 takip tarihli 6.608 USD asıl alacak (fatura alacağı) = 158.250,34USD=1USD 1,4832TL olarak toplam 234.716,90 TLnin yıllık %16’dan az olmamak üzere ticari faizi ile tahsili) ve davalı tarafça borcun tamamına (fer’ileriyle birlikte) itiraz edildiği; takibin durduğu; Davacı tarafça itirazın iptali için açılan davada —– kararı ile takip dosyasında davalının 42.501,88USD fiili ödeme günündeki —– efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına (davanın kısmen kabulüne) karar verildiği; Davacı tarafça —– kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, — kararında—- kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile —-sayılı icra takip dosyasında davalının 55.909,11USD yi fili ödeme günündeki —–efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 55.909,11USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasana 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsi döviz ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranının uygulanmasına karar verildiği, nakdi teminat kesintisinin %2,5 olarak kabulünün gerekeceği, davalının işe ilişkin kesin kabul yapılmadığından kesin teminatın %2,5’u olan 9.048,36USD’lik nakdi kesinti teminatını ödememekte haklı bulunduğu, davalı tarafça —– kararının temyiz edildiği; —– kararı ile kararın onandığı; kararın kesinleştiği, kesinleşmiş olan ——-kararı ile tespit edilen 9.048,36USD bakiye alacağa istinaden davacı tarafça davalı aleyhine 01.12.2021 tarihinde ——-sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığı; takipte 9.048,36USD’nin fiili ödeme tarihi asıl alacak (istenen:%1.3 yıllık diğer) 3.829,20USD fiili ödeme tarihi işlemiş faiz + 12.877,56USD fili ödeme tarihi toplam alacak = 156.056,71TL (1USD=12,1185 TL(29.11.2021)) tutarındaki alacağın icra gideri, vek.ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (yıllık %1,30 (TBB – Mevduat USD (Kamu Banka)) değişen oranlarda) faizi ile tahsilin talep edildiği, her ne kadar Mahkemece sözleşmenin 13. maddesine göre davacının nakdi teminat kesintisi alacağının olup olmadığı hususunun incelenmesine karar verilmiş ise de 09.02.2022 tarihinde — ortamında gönderilen ——adet ek belge incelendiğinde 01.06.2007 tarihli sözleşmeye rastlanmaması nedeniyle bu hususa yönelik değerlendirme yapılamadığı, takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, ancak davacı tarafından davalı aleyhine açılan ve delil olarak bu dosyaya sunulan belgeler arasında yaptığımız inceleme, ——— ilamının İstinaf Mahkemesi incelemesi ve ——- temyiz denetiminden geçerek kesinleşmiş olması dikkate alındığında ve hem yerel mahkeme kararında hem de istinaf mahkemesi kararının 3. sayfasında belirtildiği üzere davalının asıl işveren olarak üstlendiği işin kesin kabulünün 31.08.2010 tarihinde yapıldığı, zaten açılan ilk davada da taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3.2. maddesi ile belirlenen %5 oranındaki kesinti hakkında yine aynı sözleşmenin 13. maddesinde yarısının geçici, diğer yarısının ise kesin kabul ile birlikte alt yükleniciye iade edileceğinin yazıldığı, kaldı ki istinaf kararında da bu husus belirtilmek suretiyle takip tarihi itibari ile kesin kabulün olmadığı gerekçesi ile davacının teminat kesintisi talep oranının % 2.5 olarak kabul edildiğinin belirtildiği, sonuç olarak kesin kabulün yapıldığı 31.08.2010 tarihinden sonra bakiye %2.5 oranındaki nakit teminat kesintisi talep hakkının muaccel olduğu kanaatine varılabileceği; bu aşamada işbu davaya konu bakiye teminat kesintisinin iadesi talebi hususundaki uyuşmazlığın davalının zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı hususu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu hususta yapılacak değerlendirmede zamanaşımı def’inin esasa ilişkin bir problem olması sebebiyle yapılacak değerlendirmenin 818 sayılı BK hükümleri (somut uyuşmazlığın eski BK zamanında gerçekleşmiş olması karşısında) kapsamında yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesinde sözleşmenin kurulması aşamasında alt yükleniciden alınan %5 oranındaki kesintinin işbu davaya konu %2.5 oranındaki miktarının kesin kabul şartına bağlandığı ve kesin kabulün de 31.08.2010 yapıldığı, alacağın bu tarih itibari ile muaccel olduğu, 818 sayılı BK m.126/4 hükmü uyarınca eser sözleşmelerinden doğan alacakların 5 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davacının iş bu davaya konu ettiği alacağı henüz muaccel olmadan icra takibine konu ettiği ve açtığı davada bu kısım yönünden her ne kadar gerekçede açıkça belirtilmemiş ise de yerleşik içtihadi kabul uyarınca zamansız istem gerekçesi ile reddedildiği, davacının başlattığı takip ve dava tarihi dikkate alındığında alacağın henüz muaccel olmadığı, ancak ilk davanın da itirazın iptali davası olması, yani takibe sıkı sıkıya bağlı eda davası niteliğinde bir tespit hükmü içerecek olması karşısında yerel mahkeme, istinaf ve Yargıtay denetimleri aşamasında davacının her işleminin söz konusu alacağın davalıdan talep niteliğinde olup olmadığının usul hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu hususun alanları dışında olması sebebiyle takdirin Mahkeme’ye ait olduğunu, Mahkemece davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, başka bir ifade ile ———– Kararına göre %2,5 oranındaki nakdi teminat kesintisi haricindeki (toplam %5 olan) geri kalan %2,5 oranındaki 9.048,36USD’lik nakdi teminat kesintisi üzerinde davacının alacaklı olduğuna karar verilir ise ve 818 sayılı BK m. 126/4 hükmü uyarınca alacağın zamanaşımına uğramadığı kabul edilecek olur ise bu kapsamda daha önceki dava konu talepleri içerisinde işbu dava konusu alacağın da olması ve ilk dava aşamasında alacağın muaccel olduğu ve yargılama aşamasında başkaca bir ihtara gerek kalmaksızın kesin kabul tarihi olan 31.08.2010 tarihinden bir gün sonraki tarih olan 01.09.2010 itibari ile temerrüdün oluştuğu kanaatine varılabileceği, muaccelliyete ilişkin diğer ihtimalde, yani ilk davanın ——– kararı uyarınca kesinleşmesine ilişkin olarak kesinleşme tarihi olan 27.11.2019 tarihinin muacceliyet tarihi olduğu, 01.12.2021 tarihinde ——- sayılı icra takibinde gösterilen 29.11.2021 faiz başlangıcının muacceliyet tarihi olabileceği, bu husustaki değerlendirmenin bir üst açıklamadaki değerlendirmeye göre Mahkememizce belirlenmesi gerekeceği, talep edilecek faizinin türünün ticari/avans faizi oldı ancak tüm hususların takdirinin Mahkeme’ye ait olduğunu beyan etmişlerdir.Tüm dosya kapsamı içeriği birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalının asıl işveren, davacının taşeron olarak 332 numaralı eser sözleşmesini imzaladıkları, dosya davacısının ödenmeyen fatura alacağının ve teminat alacağının tahsili için davalı-borçlu aleyhine 14.05.2010 takip tarihli ——- sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafça borcun tamamına (fer’ileriyle birlikte) itiraz edildiği, takibin durduğu, davacı tarafça itirazın iptali için açılan davada ——dosyasında davanın kısmen kabulü ile,—— esas sayılı takip dosyasında davalının —- ödeme günündeki —– satış kurulu üzerinden hesaplanacak TL karşılığına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak 42.501,88 USD ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsi döviz ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranın uygulanmasına, her iki tarafın icra inkar tazminatı taleplerinin reddine dair karar verilmiş, kararın istinaf mahkemesince incelenmesi üzerine ——- tarihli kararında ise; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.maddesinde sözleşmenin konusunun davalı —– şirketinin —- başkenti ——– yapımını üstlenmiş olduğu (otomobil kavşağı inşaat işi ile yatay ve düşey trafik işaretleme işi) 2 ayrı işe ilişkin olmakla birlikte, hakedişin 2 ayrı iş için tek olarak düzenlenmiş olması ve % 5 nakdi teminat kesintisinin 18.096,73-Dolar olduğu,—— nolu sözleşme kapsamında kesin kabulün davaya konu takip tarihinden (takip tarihi 14/05/2010’dur) sonraki tarih olan 31/08/2010 olduğu, takip tarihindeki şartlara göre değerlendirildiğinde nakdi teminat kesintisinin %2,5 olarak kabulünün gerekeceği, davalının yukarıda belirtilen işe ilişkin kesin kabul yapılmadığından kesin teminatın %2,5’u olan 9.048,36-Dolar nakdi kesinti teminatı ödememekte haklı bulunmasına göre, davacının bakiye alacağı olan 64.957,47-Dolar’dan mahsubu ile, davanın 55.909,11-Dolar üzerinden ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesinde öngörülen faiz uygulanmak sureti ile devamına şeklinde yeniden hüküm tesis edildiği, işbu kararın ——- sayılı ilamı ile onandığı, onama kararının kesin olduğu, davacının çekişmesiz olan taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3.2 maddesine göre belirlenen %5 oranındaki teminat kesintisinin aynı sözleşmenin 13. Maddesine göre yarısının geçici kabul, kalan yarısının kesin kabulden sonra alt yükleniciye iade edileceği düzenlemesine dayanarak, %2,5 oranındaki teminat esinti bedelini daha önce aldığı kalan kesinti bedelini ise —- kararından sonra talep etmek için —- esas sayılı takip dosyasını açtığı, ilgili istinaf kararında da belirtildiği üzere, davalının asıl işveren olarak üstlendiği işin kesin kabulünün 31.08.2010 tarihinde yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3.2. maddesi ile belirlenen %5 oranındaki kesinti hakkında yine aynı sözleşmenin 13. maddesinde yarısının geçici, diğer yarısının ise kesin kabul ile birlikte alt yükleniciye iade edileceğinin yazılı olduğu, davacının talep ettiği kalan %2,5 oranındaki teminat kesinti bedelinin kesin kabulün yapıldığı 31.08.2010 tarihinde muaccel olduğu, aradaki sözleşme tarihi dikkate alındığında uyuşmazlığa 818 sayılı Borçlar Kanununun eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, buna göre Eski BK 126/1-4. Maddeye göre davacının alacağının tabi olduğu zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, bu 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmamasını gerektiren somut durumun bulunmadığı, buna göre davacının işbu davaya konu teminat alacağının 31.08.2015 tarihinde zamanaşımına uğradığı, davacının ise alacağı için bu süreden sonraki tarih 01.12.2021 de takip başlattığı, davacı yanca bu süre içerisinde daha önce açtıkları davanın devam ettiği, yeniden dava açmaları halinde derdestlik itirazına uğrayacağı ileri sürülmüş ise de;——- Dava veya defi, vazıyed eden hakimin salahiyeti olmaması veya tamiri kabil ve şekle müteallik bir noksan veya vaktinden evvel ikame edilmiş olması sebebi ile reddolunmuş olupta arada müruru zaman müddeti hitam bulmuş ise alacaklı hakkını talep etmek için altmış günlük munzam bir müddeten istifade eder. ” hükmünün yer aldığı, bu hüküm kapsamında davacının —– kesin olarak verdiği onama karar tarihi 27.11.2019 den itibaren 60 günlük zamanaşımı süresi içerisinde dayanak takibi başlatması gerektiği ancak bu süreye riayet edilmeden takip yoluna başvurulduğu, davalının borca itiraz dilekçesinde zamanaşımı açısından da itirazlarını ileri sürdüğü anlaşılmakla davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 1.817,24 harçtan mahsubu ile 1.547,39 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 26.905,34 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2023