Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/22 E. 2020/440 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/22 Esas
KARAR NO : 2020/440

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ——- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin——-satış müdürü olan (dava dışı ) ————- satış müdürü olarak çalışmakta iken, kendisi adına —— kurduğunu,———–hakaret ederek müvekkili şirket müşterileri ile ve 3. Şahıslarla görüşmeler yapmaya başladığını, müvekkili şirkete ait ürünleri müvekkil şirkette çalışıyor olmalarından istifade ederek dava dışı 3.bir şirkete (—– satılmış ve ürünleri müvekkili şirkete teslim ettirildiğini ve bedelini—- şirkette de satış müdürü olarak çalıştığı için müvekkili şirketin satış ekranından, sanki —— yapılacakmış gibi sipariş yapıldığını, müvekkiline ait iş bu siparişe konu ürünlerin müvekkilinin ——– konsiye olarak çıkarılarak irsaliye üzerinde ——- şeklinde yazıldığını, dava dışı——- edildiğini, ürünlerin ————– cihazlara müvekkili servis personeli tarafından kurularak çalışır durumda teslim edildiğini, anılan ürünlerin bedeli olarak —–tarihli ——— fatura ve sonrasında kesilen ——— müvekkiline anılan firma tarafından iade edildiğini, bunun üzerine——- tarafımızca ihtarname keşide edilerek anılan bu ürünler ile ügili davalı————–yapıldığının iddia edilmesi karşısında, bu ödemenin davalı şirketten alınamaz ise kendilerine rücu edileceğinin de bildirildiği, ürün bedellerinin tahsili için davalı aleyhinde İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün ——Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu şirketin icra takibine, asıl borca, faizine ve tüm fer’ilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durduğunu, davalının İstanbul Anadolu—— İcra Müdürlüğünün ———— Esas Sayılı dosyasına yaptığı vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle bu tutarın %20 oranında İ.İ.K. Uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili 19/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili şirketin tek hissedarı olan ——————çıkartırken haklı bir neden yaratma kurgusu içinde, yapmadığını bildiği bir olguyu yeni öğrenmiş gibi bir senaryo yaratabilmek için gerek dava dilekçesinde bahsettiği suç duyurusunu gerekse de huzurdaki dava ve davaya dayanak icra takibini başlattığını, faturası düzenlenmeyen, müvekkili şirkete tebliğ edilmeyen bir alacak için başlatılan icra takibinin tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle, ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve davacı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâli istemine ilişkindir.
Davalının usulüne uygun cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunması nedeniyle esasa girmeden bu cihette yapılan değerlendirmede;
Takip borçlusu davalı, ödeme emrine itiraz ederken icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamışsa, bu durumda sadece icra dairesinin ve İcra Hukuk Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu kural, takip hukuku açısından geçerli olup, mahkemede açılan itirazın iptâli davasında etkili değildir. ( Yargıtay ——
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin—– satış müdürü olarak çalışmakta iken, kendisi adına davalı————— kurduğunu,—– şirkette çalışan bir kaç kişinin—————————hakaret ederek müvekkili şirket müşterileri ile ve 3. Şahıslarla görüşmeler yapmaya başladığını, müvekkili şirkete ait ürünleri müvekkil şirkette çalışıyor olmalarından istifade ederek dava dışı 3.bir şirkete———- satılmış ve ürünleri müvekkili şirkete teslim ettirildiğini ve bedelini—- müvekkili şirkette de satış müdürü olarak çalıştığı için müvekkili şirketin satış ekranından, sanki 3.şahıs ——– yapılacakmış gibi sipariş yapıldığını iddia etmiş, davalı şirket vekili cevap dilekçesinde iddiaları kabul etmemiş, davalı şirket sahibi———- davacı şirketten işten çıkartılırken haklı bir neden yaratılmaya çalışıldığını ve mahkemenin yetkisiz olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili beyanlarında, taraflar arasında bir akdi ilişki olduğuna dair bir beyanda bulunmamış ve bu hususu belgeler herhangi bir delil ibraz etmemiştir. İddia bir nevi haksız fiile dayanmaktadır, bu cihette taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle de alacaklının ikametgahı mahkemesinin İİK madde 50 uyarınca yetkili mahkeme olamayacağı, olayda HMK madde 6.uyarınca genel yetki kurallarına göre, borçlunun ikametgahı yer mahkemesinin yetkili olacağı, borçlunun/davalının yerleşim yerinin —– o halde davalı aleyhine açılan dava da, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olacağı sebebiyle, yetkisizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Davalı vekilince cevap süresi içinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
HMK.nun. 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili ————Mahkemesine gönderilmesine,
HMK.nun. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı