Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/211 E. 2021/1336 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/211 Esas
KARAR NO : 2021/1336

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —-, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; —dosyası ile devam eden takipte alacaklı olarak yer alan—- ticaret unvanının TTK hükümleri uyarınca— unvanının dosyaya mübrez — yayınlanarak tescil edildiğini, Bu sebeple her ne kadar davalı aleyhine baştatılan icra takibinde alacaklı Müvekkil ———– edildiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen — Sözleşmesi uyarınca; davalı sözleşmede belirlenen birimlerde —– —satın almayı, müvekkil şirket ise aynı miktarda —- davalıya satmayı taahhüt ettiğini, müvekkil şirket sözleşme gereği davalıya —–ağlamışsa da davalının belirtilen faturaları hiç ve/veya eksik ödemesi sebebiyle —- dosyası ile takip başlatıldığını, davanın kabulü ile davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin aynı koşullarla devamına, davalının itirazı, likit alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik tamamen kötüniyetli olmakla birlikte, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının iddia ettiği dava konusu alacak davacının cezai şart istemine ilişkin olduğunu, davacı yanın, müvekkil şirketin sözleşmeyi haksız yere feshettiğini iddia ettiğini, halbuki, ekte sundukları belgeden de görüleceği üzere dava konusu sözleşme davacı tarafından haksız yere feshedildiğini, davacının, ekonomik sebeplerle —– nedenle sözleşmeyi feshettiğini belirttiğini ve müvekkili şirkete başka bir ——- anlaşma yapabileceğini ihtar ettiğini, davacının, —– içerisine düştüğünü ve sözleşmeyi haksız yere kendisinin feshettiğini gizleyerek sayın mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacının iddia ettiği alacak zamattaşımına uğramıştır, zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu sözleşme basiretli tacir sıfatını taşıyan davacının kusuru nedeniyle davacı tarafından feshedildiğini, bunun neticesinde, müvekkil şirket zorunlu olarak —- pahalıya —- almak zorunda kaldığını, daha açık bir ifadeyle, davacının haksız feshi nedeniyle müvekkil şirketin zarara uğradığını, davacının davasını ve alacak iddiasını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, cezai şart istenebilmesi için iki temel şart gerektiğini, birincisi, cezai şart isteyenin kusurunun bulunmaması, ikincisinin de cezal şart talep edilenin kusurlu olması gerektiği, müvekkil şirkete atfedilebilecek bir kusur olmadığını, .davacının sözleşmeyi kendi kusuruyla feshettiğinden cezai şart talep edemeyeceğini, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı aleyhine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, ——- alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
———dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik—–işlemiş gecikme faizi olmak üzere toplam 24.532,93 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—— belirlemeler yapılmıştır.
Davacı ——– numaralı abonelik üzerinden——- imzalanmıştır.
Davacı — uygun olarak, — tarihinde fesh edileceği davalı şirkete bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesinde, dava konusu alacağın davacının cezai şart istemine ilişkin olduğu belirtilmiş olsa da, davacı şirketin takibe konu ettiği alacak, ceza yada cayma bedeli kapsamında olmayıp, davalının— kaynaklı ödenmeyen 2 adet tüketim faturasıdır.
Davalı şirket tarafından, —ödendiğine dair herhangi bir belge sunulmadığından 24.266,38 TL tutarındaki fatura bedelinden sorumlu olacaktır.
Tarafımdan davacı alacağı, 24.266,38 TL fatura bedeli, 628,90 TL gecikme faizi, — olarak hesaplanmıştır.
Davacı şirket tarafından, —-dosyası ile 24.266,38 TL asıl alacak ve 266,55 TL işlemiş gecikme faizi olmak üzere toplam 24.,532,93 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığından, Talebe bağlılık ilkesi gereği, davacı alacağının hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkemenin taktirindedir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı vekili, davalı şirketin davacı şirkete taraflar arasında tanzim edilen——- doğmuş cari hesap borcunu ödemediğini, iddia etmiştir. Bu kapsamda, iddiası ispatlaması gerekmektedir.
Davalı taraf ise süresinde davaya cevap dilekçesi sunmamış, lakin cevap süresi geçtikten sonra davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının sözleşmeyi kendi kusuruyla feshettiğini cezai şart talep edemeyeceğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafça fatura ve taraflar arasında imzalanmış elektrik satım sözleşmesi dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı elektrik şirketi—— numaralı abonelik üzerinden — imzalandığı, davacının iddiasının davalının — tüketiminden kaynaklı ödenmeyen— tüketim faturasına ilişkin olduğu,
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gereği 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun faiz oranları nazara alınarak bilirkişice yapılan incelemede, 24.266,38 TL fatura bedeli, 628,90 TL gecikme faizi, —- hesaplandığı, hesaplamanın denetime elverişli ve yerinde olması nedeniyle mahkememizce hükme esas alınarak,
Davacı şirket tarafından, —- asıl alacak ve 266,55 TL işlemiş gecikme faizi olmak üzere toplam 24.532,93 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığından, taleple bağlı kalınarak davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —-
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının —- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına
2-24.266,38 TL’nin %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.675,84 TL karar ve ilam harcından 296,31 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.379,53 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 350,71 TL harç ile 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 91,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 841,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8—- arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.