Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2020/438 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/21 Esas
KARAR NO : 2020/438

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 11/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, davacı müvekkiline cari hesap ilişkisi içerisinde satın almış olduğu ürün bedellerini ödememiş olması sebebiyle borçlu olduğunu, davalı borçlu şirket hakkında, İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün —– Esas Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlu şirketin, icra takibine; asıl borca, faizine ve tüm fer’ilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durduğunu, ayrıca mükelleflerinin 5.000,00 TL (KDV HARİÇ) üzeri mal ve/veya hizmet alımlarını ve satışlarını bildirme yükümlülüğü bulunduğunu, bu sebeplerle, borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ve takibin aynen devamı için, davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün ——-sayılı dosyasına konu yapılmış 37.708,50 TL alacağa vaki itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle bu tutarın % 20’si oranında İ.İ.K. Uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları, faiz ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ——– tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa, iddia ve beyan edildiği gibi bir borcu olmadığını, davacı tarafın iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davacının, müvekkili şirkete hangi malı satmış, hangi malı teslim etmiş ve hangi malın bedelini müvekkili şirketten tahsil edememiş ise bu hususları ispat etmesi gerektiğini, bu ispat gerçekleştirilir ise, zaten, müvekkili şirketçe dava konusu bedelin de ödeneceğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacının icra dosyasına konu bedelin % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâli istemine ilişkindir.
Davalının usulüne uygun cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunması nedeniyle esasa girmeden bu cihette yapılan değerlendirmede;
Takip borçlusu davalı, ödeme emrine itiraz ederken icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamışsa, bu durumda sadece icra dairesinin ve İcra Hukuk Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu kural, takip hukuku açısından geçerli olup, mahkemede açılan itirazın iptâli davasında etkili değildir. ( Yargıtay ——–)
Davacı vekili beyanlarında, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu iddia etmiş, ancak cari hesap sözleşmesi ibraz etmemiş, yine mahkememizin davalı şirketle davacı şirket arasındaki mahkememizin —– Esas sayılı dosyasında, davacı vekili —- dilekçesinde ” müvekkili şirketin ——— olan (dava dışı ) —- müdürü olarak çalışmakta iken, kendisi adına davalı şirket—–şirketi kurduğunu—–müvekkili şirkette çalışan bir kaç kişinin ——— hakaret ederek müvekkili şirket müşterileri ile ve 3. Şahıslarla görüşmeler yapmaya başladığını, müvekkili şirkete ait ürünleri müvekkil şirkette çalışıyor olmalarından istifade ederek dava dışı 3.bir şirkete—–satılmış ve ürünleri müvekkili şirkete teslim ettirildiğini ve bedelini———Tarafından tahsil edildiğini,—–müvekkili şirkette de satış müdürü olarak çalıştığı için müvekkili şirketin satış ekranından, sanki —— yapılacakmış gibi sipariş yapıldığını ” belirtmiş, davalı vekili ise cevap dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki olmadığını beyan etmiştir.
Bu kapsamda; taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle de alacaklının ikametgahı mahkemesinin İİK madde 50 uyarınca yetkili mahkeme olamayacağı, olayda HMK madde 6.uyarınca genel yetki kurallarına göre, borçlunun ikametgahı yer mahkemesinin yetkili olacağı, borçlunun/davalının yerleşim yerinin de —— olduğu, o halde davalı aleyhine açılan dava da—– Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olacağı sebebiyle, yetkisizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Davalı vekilince cevap süresi içinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin ————Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
HMK.nun. 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili —- Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
HMK.nun. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.