Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/208 Esas
KARAR NO : 2022/226
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin——— bulunduğunu, davacı şirketin—- sattığını, satılan mallara —- düzenlendiğini, —— faturalara istinaden bir kısım ödeme yapıldığını, davacı şirketin ortaklıktan— bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ——– sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini belirtmiş; takibe yapılan itirazın iptaline, alacağın yıllık %10,50 oranında avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalıların süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalılar, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalılar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, faturalara konu mal ve hizmetin davalılara teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetler karşılığı bedelin davalılar tarafından ifa edilip edilmediği, ifa edilen tutarın ne olduğu, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı——– tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline———— ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçlular tarafından süresinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, —– takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, davanın hak düşürücü sürede açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarihli kök raporda; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibarıyla davalıdan 15.140,20 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının—– kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir——-
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını———davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan —— ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222’nci maddesinin———- ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu; bu şekilde tutulan defterlerin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği ve fakat diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir.
Usulüne uygun olarak tutulan defterlerin lehe delil teşkil etmesi, kural olarak sırf defterlerdeki kayıtlarla sınırlıdır. Bir diğer ifade ile aksine bir iddia bulunmadıkça usulüne uygun tutulmuş defterlerde bulunan — ayrıca bu kayıtlara dayanak kılınan belgelerin de —– araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Böyle bir gerekliliğin kabulü halinde usulüne uygun tutulan defterle usulüne uygun tutulmamış defterler arasında fark kalmaz ve defterlerin delil niteliği tamamen ortadan kaldırılmış olur.
Somut olayda, davacı yanın defterleri usulüne uygun tutulmuş olup takip konusu ettiği faturalar ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı taraf yargılamaya katılmamış ve bu kayıtların hukuka ve mali mevzuata aykırı olduğunu da iddia ve ispat etmemiştir. Diğer yandan davalıya yapılan uyarılı bildirime rağmen davalı defterlerini ibrazdan kaçınmıştır. Dava konusu mal ve hizmetin verildiği, davalının faturaya itiraz etmediği gibi defterlerini ibraz etmemek suretiyle davacı defterlerinin içeriğinin mahkemece delil olarak değerlendirileceğine ilişkin yasa kuralının uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;——- sayılı takip dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 faiz oranını geçmemek üzere değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Kabul edilen 15.140,20 TL’nin %20’sine —– icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.034,23 TL karar ve ilam harcından 258,56 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 775,67 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki—- maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı ve 258,56 TL peşin harç toplamı: 320,76 TL ile 1.817,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava — tarafından —- ücretinin davalılardan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak —- müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.