Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/199 E. 2021/603 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2020/199 Esas
KARAR NO : 2021/603

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış olan sözleşme uyarınca davalının satın altığı malı süresinde ——yükümlüğü olduğunu, 11/02/2013 tarihinde akdedilen sözleşme ile davalıya —, davalıya faturalanan malın fatura tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde depodan çıkartılmasının gerektiğini, davalının sözleşme hükümlerini ihlal ederek söz konusu malı zamanında depodan çıkartmadığını, malları depodan — boşaltması gerekli iken 07/04/2013 tarihinde boşalttığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacının ödemek zorunda kaldığı — bedelini davalının ödemesi gerektiğini, davalı tarafından zamanında boşaltılmayan mallar yüzünden davacının kira süresini 30 gün daha uzattığını, bunun için de——-tarihleri arasındaki döneme ilişkin davalının depoda kalan ürünlerinin —dikkate alınarak yapılan hesaplama ile davalıya fatura edildiğini, davalıya gönderilen —— faturanın davalı tarafından haksız bir şekilde iade edildiğini, davalıya Kadıköy —- Noterliği’nin—— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturanın yeniden gönderildiğini ancak davalının haksız olarak faturayı iade göndermesinden dolayı huzurdaki davayı açmak zorunda kaldıklarını belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 19.343,09 TL alacağın dava tarihinden itibaren aylık ticari reoskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan —- tarihli sözleşme hükümlerine göre davacının—–içerisinde davalıya teslim etmesi gereken —–süresinde teslim etmediğini, —— —– dolayı davacının herhangi bir bedel ödemek zorunda oldu ise bundan davalının sorumlu olmadığını, süresi içinde teslim edilmeyen mallar sebebiyle davacının sözleşmeyi açıkça ihlal ettiğini, davacıya malların süresi içinde teslim edilmesi hususunda Adana —-. Noterliği’nin—–sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının söz konusu malları satmak için aldığını, mallar üzerinde davalının yaptırmış olduğu inceleme ve tespitler ile söz konusu malın sözleşmede kararlaştırılan niteliklere uygun olmadığının saptandığını, söz konusu malları davalı bu nedenle satmakta zorluk çektiğini, davacının sözleşmede kararlaştırılan nitelikte uygun mal teslim etmediği için davalının zarara uğradığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirtmiş, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davacı tarafından, davalıya satılan ürünün davalı tarafından sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim alınmaması nedeniyle, davacının dava dışı 3. kişiye ödemek zorunda kaldığı muhafaza ücretinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Başlangıçta mahkememiz — Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edişmiştir. Yargıtay—– Karar sayılı ilamında “Mahkemece —–hesaplanmış ise de davalı alıcı tarafından— içerisinde—- depodan mal alımı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların defter ve kayıtları ve —– üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak 31 gün içerinde hangi tarihte ne miktar mal alındığı tespit edilerek, mal alındığı dönemlere ilişkin depoda kalan mal miktarı göz önüne alınarak, son alınan dönem içerisindeki depo bedelinin hesap ettirilerek sonucuna göre alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken sanki —— doğru değildir.” şeklinde açıklanan nedenlerle mahkememizce verilen karar bozulmuştur. Bozmadan sonra yargılamaya mahkememiz ——Esas numaralı dosya üzerinden devam edilmiş, 22/09/2020 tarihli uyma kararı uyarınca bozma ilamının gereği yerine getirilerek anılan hususlarda bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi —— tarafından [Kırıkhan —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———Talimat sayılı dosyasından] düzenlenen 04/12/2020 tarihli esas rapora göre; davacı şirkette incelemeye esas sevk irsaliyelerinin bulunamaması nedeniyle —-günlük çekilen miktarın tespit edilemediği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —–tarihli esas rapora göre; davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemede sevk irsaliyeleri bulunmadığından—– —- depodan günlük çekilen miktarının tespit edilemediği mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay —– Karar sayılı bozma ilamı uyarınca bilirkişi raporu alınmış, bozma ilamının gereği yerine getirilmiştir. Alınan bilirkişi raporları ile depodan günlük alınan—–miktarı tespit edilememiştir. Öte yandan, depodan günlük alınan — miktarının tespit edilmesinin aşağıda açıklanan nedenlerle sonuca etkisi yoktur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesi uyarınca teslimat tarihi ve yeri belirlenmiş, fatura tarihinden itibaren 15 gün içerisinde malın depodan çıkartılacağı, depo masraflarının alıcıya yansıtılacağı kararlaştırılmıştır. Dava konusu mısırın alıcı tarafından süresinde teslim alınmadığı, 31 günlük bir süreçte malın tamamının parça parça teslim alındığı, bu nedenle davacı tarafından—— kiralandığı, buna ilişkin fatura düzenlenerek davalıya tebliğ edildiği sabittir.
Edimin ifa edilebilmesi için alacaklının ifaya katılması gerekli ise, alacaklı bunu yerine getirmelidir. Aksi takdirde alacaklı temerrütüne düşer. Kesin vadeli işlemlerde, yani ifada alacaklıya düşen bir fiilin yapılması için belirli bir sürenin tayin edildiği durumlarda, ifanın teklif edilmiş olmasına dahi gerek yoktur. Somut olayda, dava konusu—– teslimi için kesin bir vade belirlenmiş ise de teslim tarihinden sonraki 31 günlük bir süre içerisinde mal tamamen teslim alınmıştır. Bu itibarla, davalı …. temerrüte düşmüştür.
Alacaklı temerrütünde borçlunun edim yükümlülüğü devam eder. Ancak borçlu,—- alacaklının yararına yapmış olduğu masrafları ondan talep etme hakkına haiz olur. Sözleşme konusu malın muhafazası için yapılan ödemeler de bu kapsamdadır. Borçlu, bu masrafları ise vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edebilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 529. maddesinde, işsahibinin kendi menfaatine işin gerçekleştirilmesi halinde, işgörenin durumun gereğine göre zorunlu ve faydalı masraflarını faiziyle ödemek, gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği borçlardan kurtulmasını sağlamakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. İşgörence ileri sürülebilecek alacaklar bu şekilde ifade edilmiş ise de işgörenin işgörme faaliyeti sebebiyle malvarlığında meydana gelen her türlü eksilme ve kazanç kaybı bu kapsamda talep edilebilir. Yapılan masrafların işgörme ile illiyet bağı içerisinde uygun ve işsahibinin menfaatiyle orantılı olması gerekir. Masrafın niteliği ise, dürüstlük kuralı uyarınca işgörenin objektif farazi iradesine göre belirlenir.
Somut olayda, davacı —- saklanması için——– altına girmiştir. İşgörenin—– faydalı masraf yapması ve borç altına girmesi alacak hakkının muaccel olması için yeterli olup, sonucun gerçekleşmemesi sonuca etkili değildir. Açıklanan nedenlerle depodan günlük alınan — miktarına göre hesaplanacak depo bedelinin masraf olarak kabul edilemeyeceği, davacı borçludan yapması gereken masrafı başlangıçta belirleyebilmesinin beklenemeyeceği kanaati ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
——- dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.321,33 TL karar ve ilam harcından 330,35 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 990,98 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı ve 330,35 TL peşin harç toplamı: 358,40 TL ile aşağıda dökümü yazılı 3.993,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma hakkı olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.