Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2020/250 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/174 Esas
KARAR NO : 2020/250

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı ve davalıya ait —– plakalı aracın, alkollü sürücü —– sevk ve idaresinde iken, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, araçta yolcu olarak bulunan ———- olmak üzere toplamda 132.361,93 TL tazminat ödendiğini, sigortalı araçta yolcu olarak bulunanlara ödenen toplam 132.361,93 TL tazminatın ZMSS genel Şartları 4.maddesi hükümleri gereğince ödenmesi için davalı aleyhine İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün ————— Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak davalının itirazının haksız olduğunu iddia ederek, davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin her türlü faiz ve ferileri ile devamına, alacağın %20’si oranında icra ve inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın münhasıran müvekkiline ait araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle meydana gelmediğini, bilirkişi raporunda müvekkiline ait araç sürücüsünün alkol oranı ile ilgili yapılan değerlendirme ve tespitlerin hatalı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ZMSS poliçesi Genel Şartları’na aykırı davranmaktan kaynaklanan rücuen tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin ————— tarihli kararı ile davanın kabulüne dair karar verilmiş olup, işbu dosya davalı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——————Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
İstanbul———- Mahkemesi ———-.Hukuk Dairesi’nin —————- tarihli kararı ile;
” 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tükecici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bunun yanında aynı yasanın 83. maddesi uyarınca, eğer taraflardan bir tanesi tüketici ise onun yaptığı işlemler ile ilgili olarak diğer yasalarda bir düzenleme varsa, buna rağmen bu işlemin tüketici işlemi olduğu ve bu yasanın görev ve yetkiye dair olan düzenlemesini engellemeyeceği, belirtilmiştir.
Görevli mahkemenin tayininde davacı sigorta şirketi ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınmalıdır.
Somut olaya bakıldığında davacı ….———- davalı sigortalısı … ile arasındaki ilişki, 6502 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi ve sonuçlandırılması doğru olmamıştır.” kanaati ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına kesin olmak üzere karar verilmiş olup, mahkememizde ——- esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce de usul ekonomisi gözetilerek ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–.Hukuk Dairesi’nin ————sayılı ilamının kesin kararı doğrultusunda davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın, taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.