Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 E. 2020/296 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/14 Esas
KARAR NO : 2020/296

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacılar vekilinin ——- tarihli dava dilekçesinde özetle; davanın dayanağı —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———————- tarihinde karar bağlandığını, yargılama maddi ve hukuki olgu doğrultusunda dava konusu 68.650,00 TL alacağın, —– itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, ayrıca diğer alacaklarının da ortaya çıktığını, söz konusu İst. —–. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası kapsamındaki bilirkişi raporları ile ortaya çıkan diğer alacaklar dışında ayrıca huzurdaki —– tarihli talimatla —- tarihli hesap kapatma dekontu ile —yapıldığını belirtmişlerdir, bu ödemelere ilişkin imzalarda —- raporları ve mahkeme kararı ve davacının eli ürünü olmadığının sabit olan diğer talimat ve ödeme dekontlarındaki imzalar gibi davacının elinin ürünü olmayan takliden sahte imzalar olduğunu, davacının hesabından bu davaya konu toplam —- anlaşıldığını, bu konuda davalı tarafa Kadıköy —–. Noterliği’nin ——yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek , vekilinin hesabından takliden sahte imzalarla —– alacaklarının işleyen icra, temerrüt(avans) faizi ile birlikte tebliğden itibaren 7 gün içinde taraflarına ödenmesi,—– tarihinde ihtaren bildirildiğini, davalı kurumun bu güne kadar ödemede bulunmadığını, bu davanın dayanağı İst. And. —–. Asl. Tic. —– karara bağlandığını, bu kararı ile davalı bankanın aldığı mevduatları sahtecilere karşı özenle koruma görev ve sorumluluğunu ihlal ederek davacıyı zarara uğrattığının hukuken sabit olduğunu, davacının davalı bankadaki hesabından elinin ürünü olmadığı sabit usulsüz ödemeler kapsamındaki bu davaya —– ödenmesi için, Kadıköy — Noterliği’nin — numaralısı ile 14/06/2017 tarihinde keşide edilen ihtarname, muhatap —— tarihinde tebliğ alındığını, taraflarınca verilen sürede hiçbir ödeme yapılmadığını temerrüt gerçekleştiğini ve bu davanın açılması zaruriyetinin doğduğunu, İst. And.———-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ————- Sayılı kararlı dosyasındaki mezkur bilirkişi raporu ve dosya içeriğini dayanak göstererek, ———— tutarındaki alacağın açmış ve açacak oldukları dava haklarına halel gelmemek kaydıyla ve asıl alacak ve faiz ve ferileriyle ilgili ve sair her türlü fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı tutularak,—————– olay tarihinden itibaren, yıllık %9 oranından az olamak üzere, Devlet bankalarının bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faiz oranında ticari avans faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden davalı bankadan tahsilini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekilinin————— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı, davalı banka aleyhine ikame ettiği davada, İstanbul ———– Asliye Ticaret Mahkemesinin ————. sayılı dosyası kapsamında davalı bankaya dava ikame ettiğini;——— sayısı ile karara bağlandığını; mezkur davaya istinaden tanzim edilen bilirkişi raporları ile——– tarihli hesap kapatma dekontu——ödemeler yapıldığının belirlendiğini; bu ödemelere ilişkin imzaların kendi eli ürünü olmadığının sabit olduğunu; işbu nedenle hesabından toplam —– çekildiği anlaşıldığını; bu konuda davalı bankaya ihtarname keşide edildiğini; davalı bankanın işbu ihtarnameye karşın ödeme yapmadığını ve temerrüde düştüğünü; iddia etmek suretiyle, ortaya çıktığını iddia ettiği 16.000 USD alacağın, 09/07/2007 olay tarihinden itibaren yıllık %9 oranından az olmamak üzere, devlet bankalarının bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi oranında ticari temerrüt faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden davalı bankadan tahsili talebinde bulunduğunu, Davacının davalı banka aleyhine ikame ettiği işbu dava haksız ve hukuka aykırı olup, cevapta bulunma zarureti hasıl doğduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olup, davaya ilişkin yetkisizlik karar verilmesi gerektiğini, dava ile ilgili derdestlik itirazlarının olduğunu, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının iddia ettiği gibi bir alacak ortaya çıkmadığını, mezkur mahkeme kararının kesinleşmediğini, mezkur raporlarda davacının iddia ettiği gibi bir alacağın ortaya çıkmadığını, mezkur bilirkişi raporlarından davacının iddiasının gerçek olmadığı ve bu yönde bir tespit yapılmadığı, kanaate ulaşılmadığı açıkça görüleceğini, davalı bankanın temerrüde düşmediğini, bu sebeple davacının temürrüt faiz talebini kabul etmediklerini, mezkur bilirkişi raporlarında davacının iddia ve talep ettikleri gibi bir alacak sabit olmadığını, mezkur dava ile ilgili tanzim edilen bilirkişi raporlarında ——— alacağa hükmedilmesi kanaati yer almadığını bir an için anılan gibi bir durumun var olduğu düşünülecek olsa bile bilirkişi delilinin, takdiri delil olduğundan, davacının iddia ettiği gibi sabit olan bir alacağın varlığının, huzurdaki dava için söz konusu olmayacağını, bu sebeple davacının davalı banka aleyhine ikame ettiği huzurdaki davanın reddi gerektiğini, her türlü beyanda bulunma haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı banka aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilmiş olan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, ——— davalı banka nezdinde bulunan bir kısım hesaplarından rızası dışında çekilen TL ve döviz cinsinden paranın, davalı bankanın güven kurumu vasfında olması nedeni ile sorumluluğu kapsamında tazmini istemine ilişkindir.
TTK’nın 4.maddesinde yazılı davalar mutlak ticari davalardır ve görevli mahkeme —- Mahkemeleridir.TTK’nın 5 .maddesinde yazılı davalar ise genel hukuk davalarıdır.Bu davaların ticari dava sayılabilmeleri için her iki tarafında tacir ve davanın, tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir.Bir tarafın tacir olması o işi ticari iş haline getirse de ticari dava haline getirmez.
Her ne kadar bankacılık hukuku Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenmiş bir alan olsa ve mutlak ticari dava mahiyetinde olsa da 6502 sayılı yasanın 73. Ve 83. Maddeleri göz önünde bulundurulduğunda taraflardan biri tüketici ise o dava —– görülür. Mahkememizde yapılan yargılama neticesinde davacının tacir vasfında olmadığı anlaşılmış olup Yargıtay ——– sayılı ilamında da anlatıldığı üzere “Dava tarihi —- tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, ———, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek mahkememiz dosyasında da davacının da tüketici vasfında olması nedeni ile mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3–HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli … ANADOLU NÖBETÇİ —- MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yokluklarından verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
.