Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/139 E. 2022/533 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/139 Esas
KARAR NO: 2022/533
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 09/04/2020
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- günü davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan– sevk ve idaresindeki — plakalı aracın davacının kullandığı — plakalı— çarptığını, meydana gelen kazada davacının —- kırık meydana geldiğini, davacının —— kaldığını, iki ay evde tedavisine devam edildiğini, bakıcı masraflarının karşılanmadığını,— ceza dosyasında kovuşturma başlatıldığını, davalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunu, davacının yemek dağıtım elemanı olarak çalıştığını, aylık gelirinin — olduğunu, davalı sigorta şirketine — tarihinde başvuru yapıldığını, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, — engelli sağlık kurulu raporunda fonksiyon kaybının –olduğu sonucuna varıldığını, davacının kaza nedeniyle derin bir ıstırap çektiğini belirtmiş; şimdilik —geçici iş gücü kaybı ve — tedavi/bakıcı ücreti ile — manevi tazminatın davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza davasının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, genel şartlara göre davalının sorumluluğu bulunmadığını, maluliyet oranı bakımından içtihadi usul izlenerek rapor alınması gerektiğini, davalının tedavi masrafları ve bakım ücreti yönünden sorumluluğu bulunmadığını, dağıtım elemanı olarak çalışan birinin kazancının— olamayacağını, davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — tarihinde davalı sürücü—sevk ve idaresinde davalıya –poliçesi ile sigortalı — plakalı araç ile davalı sevk ve idaresindeki aracın çarpışması şeklinde meydana gelen kazada sürücü — kusuru bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu, davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, hangi miktarda maddi zararının oluştuğu, davalının bu zarardan sorumlu olup olmayacağı, hangi miktarda sorumlu olacağı ile manevi tazminatın takdiri noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
— yazılan yazıya cevap verildiği, davacıya rücuya tabi aylık bağlanmadığının bildirildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, — sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görüldü.
—yazılan yazıya cevap verildiği,— plakalı aracın davalı —adına kayıtlı olduğu görüldü.
– yazılan yazıya cevap verildiği, davacı — hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
— yazı cevabının incelenmesinde; ——tarihleri arasında teminat altına alındığı, açılan hasar dosyasının mahkememize gönderildiği görüldü.
— yazılan yazıya cevap verildiği, davacının tüm tedavi evrakının mahkememize gönderildiği görüldü.
— yazılan yazıya cevap verildiği, davalı –hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
—-tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davalı sürücü —– %75 oranında kusurlu olduğu, davacı —– %25 oranın kusurunun bulunduğu mütalaa edilmiştir.
—- tarafından düzenlenen— tarihli rapora göre; davacı — tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının —— hükümleri kapsamında tüm vücut engellilik oranının — olduğu, iş göremezlik süresinin — aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — bakıcı ve tedavi gideri talep edilebileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacının geçici iş göremezlik zararının — olduğu, sürekli iş göremezlik zararının ise —- olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince —tarihinde ıslah dilekçesi sunulduğu, artırılan kısım için eksik harcın da yatırıldığı, ıslah dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, —–davalılardan müteselsilen tahsilinin talep edildiği görüldü.
Maddi tazminatın (zararın) hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dağıtım elemanı olduğunu iddia etmiştir. Mahkememizce, meslek örgütlerinden dağıtım elemanının alacağı ücrete ilişkin gelir araştırması yapılmış, sosyal ve ekonomik durum araştırma raporu alınmıştır. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacının gelirinin kolluk tutanağı ve——- uygun tespit edildiği, hesaplanan tutar üzerinden ıslah yapıldığı anlaşılmıştır.
6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK 98. maddesinde yapılan değişiklik ve geçici 1. maddesi gereği, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinden —- sorumludur. Ancak, —, açıklanan madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve Kanun kapsamında olmayan tedavi giderlerinden –olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Bu itibarla, belgesiz tedavi giderlerine ilişkin denetime elverişli bilirkişi raporuna mahkememizce iştirak edilmiştir. Bununla birlikte, geçici iş göremezlik talepleri yönünden sigorta şirketinin sorumluluğu devam ettiğinden, bu yöndeki savunmaya da mahkememizce itibar edilmemiştir ——
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. Maddesinde (Borçlar Kanunu’nun md.44) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Dosyadaki belge ve bilgilerden, davacının motosiklet sürücüsü olduğu, kaza tespit tutanağında kask ve ekipman takılı olup olmadığının belli olmadığı, ancak trafik kazası sonucu kırık ve zedelenme meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davacının yaralanma biçimine ilişkin tıbbi değerlendirmeler dikkate alındığında koruyucu tedbirleri almadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, davacının koruyucu tedbirleri almadığı dikkate alınarak yukarıdaki yasal düzenleme kapsamında zarar kalemlerinden %20 oranında indirim yapılması gerekmiştir. Bunun yanında, TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan ve hakimin takdirine dayalı hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği dikkate alınarak hüküm kurulmuştur——
Tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre; — tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücü —- %75 oranında kusurlu olduğu, davalı — işleten davalı —— sigortacısı olarak zarardan sorumlu olduğu, kaza nedeniyle davacıda meydana gelen kalıcı maluliyet oranının yürürlükteki yönetmeliğe göre belirlendiği, davacının uğradığı maddi zararın denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, — uyarınca hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı —- geçici iş göremezlik talebi yönünden sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği ———- KTK. madde 98 uyarınca temerrüt tarihinin belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——- gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir ——–
Somut olayda; tarafların maddi durumları, ceza dosyasındaki beyanlar, kazanın meydana gelme şekli ve kusur durumu, davacının maluliyet oranı, dosya kapsamındaki deliller bir bütün olarak değerlendirilmiş; manevi tazminat tutarı aşağıdaki şekilde takdir edilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne;
Davacı —uğramış olduğu bedensel zarar için hesaplanan — geçici iş göremezlik zararı, — sürekli iş göremezlik zararı ve —belgesiz bakıcı ve tedavi gideri olmak üzere toplam—- maddi tazminatın, davalılar ——sakatlanma gideri poliçe teminat limiti ile ayrı ayrı sınırlı sorumlu —- müteselsilen tahsiline ve davacıya ödenmesine, aşan istemin reddine,
Kabul edilen tutara davalılar ——- tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacı tarafından, davalılar —- aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; — manevi tazminatın —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müteselsilen tahsiline ve davacıya ödenmesine, aşan istemin reddine,
3-Maddi tazminat davasında alınması gereken 3.524,69 TL karar ve ilam harcından 187,86 TL peşin harç ve 202,79 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 3.134,04 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davasında hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.366,20 TL karar ve ilam harcının davalılar ——- tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.507,79 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —- tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar manevi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 187,86 TL peşin harç ve 202,79 TL ıslah harcı toplamı: 452,79 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davacının kabul (%70) oranına göre hesaplanan 1.659,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalıların yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
12-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu— Hazine tarafından ödenen—— arabuluculuk ücretinin davalı —– 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle ——— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/06/2022