Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/137 E. 2020/306 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/137 Esas
KARAR NO : 2020/306
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 22/02/2016
KARAR TARİHİ: 24/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; ———– tarihinde vermiş olduğu —– sayılı kararında davalı —————— davacı ————- bedelindeki borcunu ödemesine karar verdiğini, kararın MÖHUK 54. maddesindeki tenfiz şartlarını taşıdığından bahisle anılan yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak ve ilam olduğu iddia olunan ——— tarihli kararın incelendiğinde ————– denildiğini, mezkur kararın tartışmaya mahal olmayacak biçimde bir ödeme emri olduğunu ortaya koyduğunu, davacı tarafın tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi delillerin takdir ve münakaşa edilmesi suretiyle verilen bir mahkemenin elverişli hükmü olmadığını,davacı tarafın bu yönü ile tereddüt içerisinde olduğunu, dosyaya sunulan ————alınan mütalaaya hacet duymalarından da bu durumun anlaşılacağını, ödeme emrine itiraz edilmediğinden bahisle bir kararın kesinleşmesinin bir mahkeme kararının, ilamın, yargı kararının varlığına dalelet etmeyeceğini, dava dosyasına sunulan ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulü dairesinde yapılıp yapılmadığı konusundaki yasal hak ve itirazlarını saklı tuttuklarını,———– Noterliğinin ———— yevmiye numaralı tercüme evraklarında dayanak edilen belgenin ihtiyati tedbir kararı olduğunun açık ve net bir şekilde tercüme olunduğunu, davacının tenfizini istediği ve dosyaya ibraz edilen kararın ilam niteliği taşımaması sebebiyle davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama önce ————-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– sayılı esasında yürütülmüş, davanın kabulüne ilgili kararın, tenfizine karar verilmiştir.
Anılan kararın, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; karar, ——————–kararı ile tenfize konu kararın nispi harca tabi davalardan olduğu, dava değeri ———– üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü oranında peşin harcın davacıdan tahsil olunarak yargılama yapılması gerektiğinden bahisle anılan kararın bozulmasına dair karar verilmiştir.
Bozmadan sonra; yargılamaya Mahkememizin ———- sayılı esası üzerinden devam olunmuş ve harca ilişkin eksikliğin davacı vekilince tamamlanması üzerine, ————— gelen cevabi yazı ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli kabul edilen bilirkişi raporu ile ———– tarihinde vermiş olduğu tenfizi talep edilen dava konusu ——– sayılı kararın, MÖHUK 50.maddesi uyarınca, yabancı mahkemeden hukuk davasına ilişkin bulunduğu ve İtalyan usul hukuku kurulları uyarınca kesinleşmiş ilam niteliğinde bir mahkeme kararı niteliğinde bulunduğu; davalı şirkete — tarihli ödeme emrinin [istinabe talebi üzerine ———- Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından——— tarihinde tebliğ edildiği; davalıya tebliği edilen ödeme emrinde —–günlük itiraz süresinin ———— Devleti Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 482.maddesi uyarınca] itiraz etmemenin sonuçlarının da açıkça gösterildiği; davalı şirkete savunma/itiraz hakkı tanındığı ve belirlenen sürede itiraz hakkının kullanılmadığı; bu kapsamda, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54-(1) a) ve b) fıkralarındaki koşulların oluştuğu ve aynı maddenin (c) ve (ç) fıkrasındaki olumsuz koşulların da bulunmadığı görülmekle” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararının da temyizi üzerine ————— sayılı kararı ile; “Somut olayda ise tenfiz isteyen tarafça mahkemeye alacağın varlığını gösteren belgelerle başvurulmuş, ————- tarafından davalıya ödeme emri çıkartılarak, altmış gün içinde itirazda bulunulabileceği ihtar edilmiştir. Tenfiz istemi de ödeme emrine rağmen altmış gün içinde itirazda bulunulmaması nedeniyle hâkimlikçe çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği yönündeki iddiaya dayanmaktadır. Açıklanan bu kapsamda ————- hâkimliğince çıkarılan ödeme emrinin kesinleşmiş olması, bu kararı teknik anlamda tenfizi kabil (yargılama sonucu verilmiş) bir ilam olarak nitelendirmeye yeterli değildir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş ve yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinden devam olunmuştur.
Dava; yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine; ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından, tenfizi talep edilen ——————sayılı kararın ilam niteliğine haiz bulunup bulunmadığı; tenfiz kararına konu olup olamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce bu tenfiz isteminin yargılaması sırasında ————müzekkere yazılarak dava konusu kararın tenfizi mümkün bir mahkeme ilamı olup olmadığı hakkında hukuki görüş sorulmuş olup ——— tarihli yazı cevabında dava konusu ————- tarihinde vermiş olduğu ——— sayılı kararın tenfiz davasına konu olabilecek bir mahkeme ilamı netiliğinde olup olmadığı hususunda———— sayılı cevabi yazının gönderildiği — metin olmadığı anlaşılmakla davacı vekili tarafından yeminli tercüme bürosuna tercümesinin yaptırıldığı, buna göre ————— tarafından;
“(..) ödemeye dair mahkeme kararına yasada belirtilen süre içerisinde itirazda bulunulmazsa söz konusu karar kesinleşmiş mahkeme kararıyla hukuki açıdan aynı statüye sahip olur. Bu nedenden dolayı—– tarafından alınan mahkeme kararı altında imzası bulunan yetkilinin görüşü uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararı statüsüne sahiptir” şeklinde açıklama yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu kararın, ——–yönünden tanıma ve tenfiz koşullarına uygun olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılmak üzere dosya, ———————– edilmiş, alınan rapor, dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır.
——————– sayılı kararı ile;
“Yabancı devletin usul hukukuna tabii olarak verilmiş olan bir mahkeme kararının, mahkeme ilamı niteliğinde olup olmadığı ve kesinleşme şartları, hiç şüphesiz ki münhasıran kararın verildiği ülkenin usul hukuka göre tayin ve tesbit olunur.
Bu durum, bilindiği üzere milletler arası alanda gerekse Türk Mahkeme uygulanmasında kabul edilmiş bulunan, usul hukukunda ——— prensibinin, diğer bir deyişle mahkemenin kendi usul hukukuna tabii olması prensibinin bir gereğidir.
Nasıl ki, Türk Mahkemesinden verilmiş bir “mahkeme ilamını” yabancı bir devletin kendi usul hukuku kurallarına göre bir icra emri veya emirname olarak nitelemesi düşünülemez ise, aynı şekilde yabancı bir mahkeme kararının mahkeme ilamı niteliğinin Türk usul hukuku hükümlerine göre belirlemesi de söz konusu olamaz.
Nitekim, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda tenfiz için 54. maddede öngörülen usul hukukuna ilişkin şartlardan, kararı veren mahkemenin tabii olduğu usul hukukuna göre değerlendirilebileceği ilkesinden hareket edildiği açıktır.
Bu bakımdan kendi usul hukuku hükümlerine göre “ ilam” niteliğinde kabul edilen bir mahkeme kararını Türk İcra Hukukunda yer alan bir düzenlemeye benzeterek, belirli bir miktar paranın ödenmesi ihtarını içeren emirname veya “ödeme emri” olarak nitelemek olanaksızdır. Öyleyse, tenfize uygun yabancı bir mahkeme ilamının, 5718 sayılı Kanunda sınırlı olarak sayılan şartları taşıması halinde tenfize karar verilmesi gerekir.” şeklindeki görüşü açıklanmıştır.
Mahkememizce de, yukarıda anılan ——de vurgulandığı üzere — usul hukukuna tâbi olarak verilmiş olan bir mahkeme kararının, mahkeme ilamı niteliğinde olup olmadığının münhasıran ——usul hukuka göre tayin ve tesbit olunacağı, bunun yanında —————– gelen yazı cevabı ile davaya konu kararın kesinleşmiş mahkeme kararı statüsüne sahip olduğunun bildirilmesi karşısında ve tenfiz istemi yönünden —————— maddelerinde ve Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/1-a ve b maddesindeki koşulların oluştuğu ve aynı maddenin (c) ve (ç) fıkrasındaki olumsuz koşulların da bulunmadığı kanaatiyle, Mahkememiz önceki hükmünde direnilmesine ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizden verilen ———- esas sayılı kararda, davacı lehine maktu vekalet ücreti verildiği ve bu kararın, davalı tarafından temyiz edildiği; bozma kararı sonrası vekalet ücreti yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak işbu kararda; davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin ———— sayılı kararında direnilmesine,
2-Davanın kabulü ile ————- sayılı kararın tenfizine,
3-Tenfize konu kararın, nispi harca tabi davalardan olduğu gözetilerek —— dava değerinin harç karşılığının ———————- üzerinden hesaplanan —- karar ve ilam harcından 18,40 TL peşin harç ile 74.481,60 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 224.552,47 TL karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvuru harcı ve 18,40 TL peşin harç ile 74.481,60 TL tamamlama harcı toplamı: 74.518,40 TL ile aşağıda dökümü yazılı 970,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/06/2020