Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/134 E. 2020/444 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/134 Esas
KARAR NO : 2020/444

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacılar vekilinin 30/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——tarihinde tanzim edilen —– numaralı %100 yatarak ve ayakta tedavi kapsayan poliçesinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi nedeniyle oluşan maddi zararı giderme amacıyla ikame edildiğini, sigortalının akut bronşiolit nedeniyle — götürüldüğünü, sigortalının —-taburcu edildiğini, taburcu edilmesinin üzerine —–tedavi giderlerini karşılaması için Davalıya başvurulduğunu, davalının —-talebine yanıt vermediğini, sigortalı ——–nörolojik bir rahatsızlığının olmadığının ————–tarafından rapor edildiğini, yenidoğan sürecinde gerçekleşen ve geçici olan bu hususların —-kayıtlarında mevcut olduğunu, Davalı—-sigortalının babasının Müvekkilim namına gönderdiği itiraz e-postası Davalı Kurumca reddedildiğini belirterek Toplam 650,00 TL’nin Davalıdan alınarak Müvekkilime ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
— Güvenlik Merkezine, ———- Hastanesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 13/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının tedavisi için ilgili hastanede yaptığı ödeme ve sigorta prim miktarı açık ve net iken, davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinde hukuki yararının bulunmadığını, davacının talep ettiği alacağı belirlenmesi objektif olarak mümkün, ancak belirleyebildiği alacağını ispat etmesi kanunun öngördüğü şekilde ispatı mümkün değilse, buradada belirsiz alacak davası açılacağından söz edilemeyeceğini, davacının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirterek belirsiz alacak davası açılması yönünden davacının hukuki yararı olmadığından HMK da yer alan usul hükümleri uyarınca esasa girilmeksizin davanın usulden reddini, davacının kasten beyan yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle müvekkil şirketten gizlediği hastalıklarından doğan tedavi masraflarına ilişkin tüm taleplerinin reddini, poliçe bedeline ilişkin prim iadesine ilişkin tüm taleplerinin reddini dava masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
TTK’nun 4’üncü maddesine göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın anılan Kanunda tahdidi şekilde sayılan davalar ticari dava sayılmış, yine TTK’nun 5’inci maddesine göre ticari davalara bakma görevi ticaret mahkemelerine verilmiştir.
6502 sayılı TKHK’nun 3’üncü maddesine göre “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki
amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,
eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki
işlemi… İfade eder.”
Aynı Kanunun “Tüketici mahkemeleri” başlıklı 73’üncü maddesine göre “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Aynı Kanunun 83’üncü maddesine göre ise “(2) Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”
6100 sayılı HMK’nın 1’inci maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.
Davanın ticaret mahkemelerinde görülebilmesi için ya TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan kaynaklanması yahut her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması gerekmektedir. Her ne kadar sigorta hükümleri TTK’da düzenlenmiş ise de TKHK’nın 3 ve 83’üncü maddeleri gözetildiğinde TTK’da düzenlense dahi tarafı tüketici olan sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıklarda tüketici mahkemelerinin görevli olacağı açıktır.
Dava dosyası kapmasında feshedildiği iddia edilen sağlık sigortası poliçesi küçük —– lehine dedesi … tarafından imza edilmiş, dedesi tarafından lehtar küçük lehine imza edilen sağlık sigortası poliçesinin ticari veya mesleki bir yön bulundurmadığı anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlık bu yönüyle değerlendirildiğinde; küçük lehine yapılan sağlık sigortası sözleşmesinin tüketici işlemi olduğu kanaatine varılmakla Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin ve asli müdahil talebinde bulunanın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.