Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/119 E. 2022/257 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/119 Esas
KARAR NO: 2022/257
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 18/03/2020
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— tarihinde davacı hakkında—- geçici mühlet verildiğini,—tarihinde verilen ara karar ile sürenin — ay uzatıldığını, —tarihinde ise — yıllık kesin mühlet verildiğini, davacı şirket tarafından —- mühletinden önce davalıya tahsil amacıyla çek verildiğini, geçici mühlet kararının ilanından itibaren çek bedellerinin tahsil edilerek davacıya ödenmesi gerekirken ödenmediğini, bankanın bu eyleminin hukuka aykırı olduğunu, —– hükümleri gereği alacaklılar arasındaki eşitsizliği bozmamak adına herhangi bir alacaklıya ödeme yapılmadığını, davalı bankanın —- hükümlerini hiçe sayarak gelen bedelleri davacıya ödemediğini, bankanın bu bedelleri ödemesi için mahkemeye başvurulduğunu, mahkeme tarafından bu bedellerin ödenmesine karar verildiğini, kararlar uyarınca ödenmesi gereken çek bedellerinin davacıya ödenmediğini belirtmiş; şimdilik —-alacağın tahsil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından davacıya kredi kullandırıldığını, tarafların sözleşme ile bankanın rehin ve takas hakkını kabul ettiğini, davaya konu edilen çeklerin kredi borcuna mahsup edilmek üzere ciro ile borçludan teslim alındığını, tahsil edilen çek bedellerinin kredi borcundan mahsup edildiğini, davacı şirketin—— geçici mühlet kararının — tarihinde ilan edildiğini, davacı bankanın alacağının ise — tarihinden önce muaccel olduğunu, —- ara kararında çeklerin iadesine karar vermediğini, davacı bankanın yetkili hamil olarak çekler üzerinde her türlü tasarruf yetkisinin bulunduğunu belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı banka tarafından takasa konu edilen çek bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirketin davalı bankaya genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcu bulunup bulunmadığı, hangi miktarda borcu olduğu, davacı tarafından davalı bankaya verilen çeklerin davacı hakkındaki geçici mühlet kararı gereği takasa konu olup olamayacağı, çek bedellerinin iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi— tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacı müşteriye tahsis edilen krediler için — tarihli kredi komite kararı ile asgari risk tutarı kadar —- alınacağının kayıt altına alındığı, davacının çekleri çek tevdi bordroları ile ibraz ettiğini, — adet çek tevdi bordrosunun — tarihinden— bankaya teslim edildiği, çeklerin davacı tarafından beyaz ciro ile bankaya verildiği, davacı bankanın hesabı—- tarihinde kat ettiği, — tarihinde davacıya ihtarname keşide edildiği, ihtarnamede — alacağın – gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin —– tarihinde davacıya tebliğ edildiği, konkordatonun ilanı tarihinden önce davacının borcunun muaccel olduğu mütalaa edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık bedeli istirdada konu çeklerin —–hukuku çerçevesinde takas yasağına tabi olup olmadığı noktalarındadır. Başka bir anlatımla, —- talebinde bulunan ve geçici mühlet tedbiri temin eden davacının önceden ciro ederek davalı bankaya verdiği çek bedellerinin keşidecilerden tahsili halinde, bu tahsilin İİK’nın 294/4. maddesi delaleti ile İİK’nın 200 ve 201. maddelerindeki takas yasağına tabi olup olmadığı hususunun tespiti gerekmektedir
İcra İflas Kanunu’nun 294. maddesi “Mühlet içinde borçlu aleyhine—– tarihli ve ——- yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur. Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır. Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır. ——- mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak —- mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür. Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.” hükmünü amirdir.
İcra İflas Kanunu’nun 200. maddesinde; “Alacaklı alacağını müflisin kendinde olan alacağı ile takas edebilir. Aşağıdaki hallerde takas yapılamaz.
1 – Müflisin borçlusu iflas açıldıktan sonra müflisin alacaklısı olursa;
2 – Müflisin alacaklısı iflas açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa;
3 – Alacaklının alacağı hamile muharer bir senede müstenit ise.
—–Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin iflasları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lazımgelen hisse senedi bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımları veya konması taahhüt edilen ve fakat konmamış olan sermayeler bu şirketlerin borçlariyle takas edilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 201. maddesinde ise “Müflisin borçlusu iflasın açılmasından evvel alacaklısının aciz halinde bulunduğunu bilerek masanın zararına kendisine veya üçüncü bir şahsa takas suretiyle bir menfaat temin etmek için müflise karşı bir alacak ihdas ederse bu takasa mahkemede itiraz olunabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
—- tarihli ara kararı ile —– şirket hakkında verilen geçici mühlet kararının ilanından sonra doğan alacakların, bankalar tarafından davacının borcuna takas ve mahsup edilmesi mümkün değildir. Bu sebeplerle davacı vekilinin —- tarihli talebinin kısmen kabulü ile bankanın çeklerden dolayı tahsilatlar üzerine hapis hakkı kapsamında bloke koymasının, muaccel olmayan alacğaı ile takas etmesinin tedbiren önlenmesine, buna karşılık çeklerin davacı şirkete iade edilmesine yönelik talebin reddine” şeklinde;— tarihli ara karar ile ise “…İİK’nun 294/4 maddesi uyarınca geçici mühletin —– edildiği tarih esasa alınmak suretiyle, ilan tarihi ve sonrasında gelen paralara bankalarca bloke işleminin uygulanmasının önlenmesine, bloke konulmuş ise kaldırılmasına, borçlu şirket tarafından ödeme talep edilmesi halinde paranın —— projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanmasına” şeklinde karar verilmiştir.
— ara kararının incelenmesinde; geçici mühletin ilanı tarihi olarak —- esas alınmasına karar verildiği görülmektedir.
Anılan kanun maddeleri ve dosya kapsamındaki delil durumu uyarınca somut olaya gelinirse; takas yasağının geçici mühletin ilan tarihi olan —– itibarıyla başladığı, dava konusu çeklerin ilan tarihinden önce çek tevdi bordrosu karşılığı temlik cirosu ile devredildiği, davacı tarafından yapılan cironun tahsil cirosu ya da rehin cirosu olduğuna dair bir ifade bulunmadığından temlik cirosu olduğunun kabulü gerektiği, ilan tarihinden önce davalı bankanın çeklerin yetkili hamili haline geldiği, davalı banka tarafından hesabın —- tarihinde kat edildiği, davalı bankanın davacıdan kat tarihi itibarıyla alacaklı bulunduğu, başka bir anlatımla davalı alacağının ilan tarihinden önce muaccel olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte; davacı şirketin — tabi alacaklılar tarafından açılabilecek takasa itiraz davasını açması da mümkün değildir. ——– dava konusu çeklerin alacaklısı olmayıp, ancak müracaat borçlusu sıfatıyla geçici mühlet tedbirlerinden istifade edebilir. Açıklanan nedenlerle; davalı bankanın dava konusu çeklerin yetkili hamili olduğu, geçici mühlet kararının ilanından önce davalı bankanın ——- tarihli ara kararında çeklerin iade edilmesine dair karar verilmediği, alacaklılar arasındaki eşitliğin bozulduğundan bahsedilemeyeceği, davacının çek bedellerinin istirdadı isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın peşin alınan 2.220,08 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 2.139,38 TL karar harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 16.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —- Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/03/2022