Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/118 E. 2022/420 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/118 Esas
KARAR NO: 2022/420
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- davalı — sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile davalı — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın çarpıştığını, —- plakalı araçta yolcu olan davacının kaza sonucu yaralandığını, araç sürücülerinin karşılıklı olarak kusurlu olduğunu, kazanın şiddetiyle yola fırlayan davacının tamamen kusursuz olduğunu, davacının pazarlama işiyle uğraştığını, herhangi bir işte çalışamayan davacının kazancından mahrum kaldığını, davacının kaza nedeniyle manevi zarara da uğradığını, davalıların maddi ve manevi zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, — manevi tazminat, şimdilik — maddi tazminat ve — kazanç kaybı ile tedavi giderinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin —– Mahkemeleri olduğunu, kazanın meydana gelmesindeki tüm kusurun —- ait olduğunu, davacının emniyet kemeri takmadığını, müterafik kusurun dikkate alınması gerektiğini, maddi tazminattan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, maluliyetin tespiti gerektiğini, davalıdan manevi tazminat talep edilmesinin haksız olduğunu, davacının fahiş miktarda manevi tazminat talep ettiğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının fiili ve hukuki bağlantısı bulunmaması ve kusuru olmamasına rağmen dava açıldığını, fahiş miktarda manevi tazminat talep edildiğini, kaza tarihinden itibaren faiz istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; —-aracın davalı nezdinde —- sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçede belirtilen teminat limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminat limiti dışında bulunduğunu, sigorta sözleşmesini yapan tarafın— olduğunu, davalının bu nedenle sorumlu olmadığını, kusur ve gerçek zarar miktarının tespiti gerektiğini, — tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davalının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;— tarihinde sürücü —sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketinin— olduğu — plakalı aracın— sevk ve idaresindeki — plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada sürücü —- kusuru bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu, davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, uğradıysa hangi miktarda maddi zararının oluştuğu, davalıların bu zarardan sorumlu olup olmayacağı ile hangi miktarda sorumlu olacağı, davacının zararın artmasına yol açıp açmadığı ile manevi tazminatın takdiri noktalarında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nin genel yetkiyi —- maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda; davacının yerleşim yeri —- olduğundan yetki ilk itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde;– plakalı aracın — başlangıç ve bitiş tarihleri arasında –sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, ayrı ayrı —teminat limiti belirlendiği görülmüştür.
— tarihli yazı cevabına göre; dava konusu — plakalı aracın kaza tarihinde — kayıtlı olduğu görüldü.
— tarihli yazı cevabına göre; dava konusu —plakalı aracın kaza tarihinde — adına kayıtlı olduğu görüldü.
—- tarihli yazı cevabına göre; davacının sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görüldü.
—- tarihli yazı cevabı ile davacıya herhangi bir aylık bağlanmadığı ve geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı bildirilmiştir.
— tarihli yazı cevabına göre; davalı —sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görüldü.
—-yazı cevabına göre; davalı —- sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görüldü.
—- tarihli yazı cevabına göre; davalı —–sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görüldü.
—– yazılan yazıya cevap verildiği, davacıya ait tüm tedavi evrakının mahkememize gönderildiği görüldü.
—- tarafından düzenlenen — tarihli rapora göre; davacı —tarihinde geçirdiği trafik kazası sebebiyle — çerçevesinde vücut engellilik oranının — olduğu, iş göremezlik süresinin — aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacının – ay süre ile bakıcı desteğine ihtiyaç duyduğu, toplam — belgesiz bakıcı ve tedavi gideri olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen—- tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü — %75 oranında kusurlu olduğu, davalı — %25 oranında kusurunun bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi— tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacının —- sürekli iş göremezlik zararı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince harcı da yatırılan — havale tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebinin—-çıkarıldığı, talep artırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalarda sunduğu beyan dilekçeleri ile geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu savunmuştur. Geçici iş göremezlik talepleri ve belgesiz tedavi giderleri yönünden sigorta şirketinin sorumluluğu devam ettiğinden, bu yöndeki savunmaya da mahkememizce itibar edilmemiştir —–
Davalı taraf, davacının emniyet kemeri takmayarak zararı ağırlaştırdığını ve müterafik kusurlu olduğunu belirterek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Kaza tespit tutanağında emniyet kemeri takılı olup olmadığının belirsiz olarak işaretlendiği ——-görülmektedir. Öte yandan, kaza sonucu davacının araçtan fırladığı dosya kapsamı ile sabittir. Şu halde; davacının emniyet kemeri takmadan yolculuk ettiği dikkate alındığında yerleşik — uygulamasına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekir —- Bunun yanında, TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan ve hakimin takdirine dayalı hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği dikkate alınarak hüküm kurulmuştur —-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; —- tarihinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücülerin kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının— iş göremezlik ile — belgesiz bakıcı ve tedavi gideri zararının oluştuğu, davalının sigorta şirketinin — gereği zarardan sorumlu olduğu, davalı — ise işleten olarak sorumluluğunun bulunduğu, hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, kazaya neden olan aracın ticari kullanıma özgülendiği, ticari avans faizi talebinin yerinde olduğu, temerrüt tarihinin KTK. madde 99 belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından; maddi tazminat davası yönünden taleple bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir:—- gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —- gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir —–
Somut olayda; tarafların maddi durumları, ilk ifadeleri, kazanın meydana gelme şekli ve kusur durumu, davacının maluliyet oranı ve dosya kapsamındaki deliller bir bütün olarak değerlendirilmiş; manevi tazminat tutarı aşağıdaki şekilde takdir edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne;
Davacı —- uğramış olduğu bedensel zarar için hesaplanan — geçici iş göremezlik zararı, —sürekli iş göremezlik zararı ve — belgesiz bakıcı ve tedavi gideri olmak üzere toplam — maddi tazminatın, davalılar —— sakatlanma gideri poliçe teminat limiti ile ayrı ayrı sınırlı sorumlu olmak üzere) müteselsilen tahsiline ve davacıya ödenmesine, aşan istemin reddine,
Kabul edilen tutara davalılar — kaza tarihinden itibaren, davalı —- tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
2-Davacı tarafından, davalılar — aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; —manevi tazminatın — kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan —- müteselsilen tahsiline ve davacıya ödenmesine, aşan istemin reddine,
3-Maddi tazminat davasında alınması gereken 12.458,24 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 779,00 TL harcın mahsubuna, bakiye 11.679,24 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davasında hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.366,20 TL karar ve ilam harcının davalılar —–tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 21.216,46 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —— tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Yukarıda açıklanan nedenlerle maddi tazminat davasında davalılar lehine vekalet ücretine karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı —– manevi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (m.3/2) göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalı —– verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 779,00 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın kabul oranına (%72,83) göre hesaplanan 2.080,39 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
12-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —- Hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 990,49 TL’sinin davalılardan, 369,51 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle — Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/05/2022