Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/96 E. 2022/523 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/96 Esas
KARAR NO : 2022/523

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından satın alınan —— araçta meydana gelen arıza nedeniyle —– tarihinde davalı yetkili ——– götürüldüğünü, burada —— değiştirildiğini, sonrasında davalı tarafından müvekkili şirkete, yapılan işlem karşılığında –fatura düzenlendiğini, müvekkilinin yapılan hizmet ve değişimin —-kaldığını beyan etmesine rağmen yetkililerce bu hususun dikkate alınmadığını ve müvekkilinin icra takibine dayanak fatura tutarını karşı tarafa ödemek durumunda kaldığını, her ne kadar fatura tutarı ödense de, dilekçe ekinde sunulan — — görüleceği üzere müvekkilinin satın almış olduğu aracın ——– kadar —–kapsamında korunduğunu, müvekkilinin de kendisine sağlanan——- güvenerek—-uygun olarak, araçta meydana gelen arızayı gidermek adına— başvurduğunu, taleplerini iş emrinde yazdırdığını, ancak davalının yükümlülüklerini ihlal ederek müvekkilden haksız şekilde fatura bedelini tahsil ettiğini, sebepsiz zenginleştiğini, bu sebeple davalı aleyhine garanti sözleşmesinden doğan fatura alacağından kaynaklı borcu nedeniyle—–ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın iddialarının hukuken dayanaksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan ———- hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığını, —müşterilerine sunulan bir ek hizmet olduğunu, bu hizmetin bir bedel karşılığı verildiğini, bu — ücretsiz olarak verilmesinin beklenilmesinin de—- akışına —- olduğunu, ek —-, müşteri lehine maddi menfaat sağlayabilecek türde bir hizmet olduğunu, ileride oluşabilecek arızalara karşı müşteriye peşinen bir — belgenin, şüphesiz ki bir bedel karşılığında ve ek bir hizmet olarak satılmasının söz konusu olabileceğini, davacının bu bedeli ödemediğini, davacının iddialarını hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere söz konusu — arıza ve onarımları kapsadığının da araştırılması gerektiğini, bunun için—- belge üzerinde herhangi bir —- — bulunmadığını, belgenin altında bulunan söz konusu imzanın da kime ait olduğunun belirsiz olduğunu, ancak imzanın müvekkili şirketi temsile yetkili birine ait olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıya araç onarımı için kesilen faturanın davacının ticari defterlerine itirazsız olarak işlendiğini, davacının ödemenin iadesini talep etmesinin mümkün olmadığını belirtmiş olup, davanın reddine, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; 2004 sayılı İİK 67. Maddesi uyarınca ——- davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile icra inkar tazminatına ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ——yapılan itirazın haklı olup olmadığı, bu doğrultuda taraflar arasında usulünce —– akdedilip edilmediği, akdedilmiş ise davacıya ait ——- araçta meydana gelen arızanın onarımının —- sözleşmesi kapsamında —- kalmadığı ile davacı tarafça tamirat kapsamında yapılan ödemenin iadesi talebinin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
——esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir ve Hukukçu Bilirkişi rapor içeriğine göre; ” davacının dava konu alacağının, taraflar arasında akdedilmiş olan “araç onarım sözleşmesine” (eser sözleşmesine) istinaden yapılmış haksız bir tahsilat niteliğinde olduğu iddia edildiğinden; akdi ilişkiden kaynaklanan bu tahsilatın iadesine yönelik davacı alacağı kanaatlerince, TBK.md.147/bent 6’da öngörülmüş olan 5 yılık tarihinden itibaren işlemeye başladığı, haksız olduğu iddia edilen tahsilatın iadesine yönelik icra takibinin ise, —–tarihinde başlatılmış olduğundan, zamanaşımı süresi içinde başlatıldığı, bu nedenle davalının zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı, yukarıda açıklandığı gibi davalı, “davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan “———– olup, bunun bir bedel karşılığında verildiğini; davacının ise bu bedeli ödemediğini” iddia edildiğini, bu durumda davalı, ———-müşterilere hangi şartlarla verildiğini detaylı olarak açıklaması ve bu şartları içeren ——– bir örneğini dava dosyasına sunması gerektiğini, eğer davalının sunmuş olduğu —-davacının ———faydalanması için bir bedel ödemesi yazılı ise, bu durum da davacı bu bedeli ödediğini ispat etmesi gerektiği, davalının —–müşterilere hangi şartlarla verildiğini detaylı olarak açıklamaması ve bu şartları içeren ——- dava dosyasına sunmaması nedeniyle dava konusu onarımın —–kapsamında olduğunun fiili karine olarak kabul edilmesinin gerektiği, dava dosyasında var olan deliller itibariyle; davalının, davacıdan tahsil etmiş olduğu —– tutarlı onarım bedelini davacıya geri ödemekle yükümlü olduğu ayrıca davalı, ——– davacıya verildiği farz edilse bile, söz konusu——– hangi —– kapsadığının da araştırılması gerektiğini; bunun için belgede ——– incelenmesi gerektiğini” iddia ettiği, bu durumda davalının, tamiri yapılan arızanın —- kapsamında olmadığını, zira kullanım hatasından vb kaynaklandığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, ne var ki davalı bu iddiasını ispata yönelik bir delil de sunmadığı, eğer davalı bu iddiasını ispat ederse bu durumda da söz konusu onarım bedelini davacıya iade etmekle yükümlü olmayacağını, davalının yukarıda sözü edilen delileri sunması halinde, ————-bir bilirkişinin de görüşünün alınması suretiyle bu deliller ışığında uyuşmazlığın değerlendirilmesinin faydalı olacağı, dava dosyasında şu anda var olan deliller itibariyle, davacının, davalıya ödemiş olduğu 5.707,44 TL’lik onarım bedelinin iadesini davalıdan talebe hak kazandığı; ayrıca bu ödemeyi yapmış olduğu —-avans faizi üzerinden işlemiş temerrüt faizi alacağına hak kazandığı; temerrüt faizi alacağının —- olduğu; davacının asıl alacağının, talep gibi takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği bildirilmiştir.
Davalı tarafça davacının takip dayanağı yaptığı——— kısmında bulunan imzaların o dönemdeki davalı şirket imza yetkililerine ait olmadığı, dolayısıyla ——— geçersiz olduğu itirazının incelenmesi için gerekli evrak asıllarının dosyaya kazandırılmasından sonra uzman bilirkişiden rapor aldırılmış, bilirkişi —— tarafından alınan bilirkişi raporunda; inceleme konusu———- —–” kısmında bulunan imza ile davalı şirket yetkilileri ———— karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan —- unsurları bakımından, sertifikadaki imzanın davalı şirket yetkilileri ———- olduğunu gösterebilecek nitelikte uygunluk veya benzerlik saptanmadığından, inceleme ——- kısmında bulunan imzanın, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davalı şirket yetkilileri ———– eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre; davacının adına kayıtlı ——–araçta meydana gelen arıza nedeniyle 23.07.2018 tarihinde davalı ——- götürüldüğü, burada aracın ——– —– değiştirildiği, akabinde davalı tarafından davacı şirkete, yapılan işlem karşılığında 5.707,44 TL tutarında fatura düzenlendiği, yapılan —– kapsamında kalması nedeniyle davacı tarafça ödemesinin kabul edilmediği ancak davalı şirket tarafından ——– kaldığı iddiasının dikkate alınmaması nedeniyle fatura tutarının ödendiği gerekçesiyle eldeki itirazın iptali davasına dayanak ———- üzerinden davacının takip başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli eldeki davanın açıldığı, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacıya davalı tarafça verildiği iddia —– ————geçerliliği ve hukuki yönden davalı şirketi bağlayıcılığının bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiği, davalı tarafça dayanak yapılan —— kısmında bulunan imzanın, belge tarihi itibariyle imza yetkileri olan davalı şirket yetkilileri ———— eli ürünü olmadığının ileri sürüldüğü, yapılan imza incelemesinde ——– bulunan imzanın, davalı şirket yetkilileri ——eli ürünü olmadığı yönünde tespit edildiği, dosyaya sunulan —— dava konusu aracın ————tarihleri arasında davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin sunulan ——— olduğunun anlaşıldığı, ——– yönetim ve temsil hususunun TTK 365 ve devam eden maddelerinde düzenlediği, buna göre şirketi borç ———evrakın geçerli olabilmesi için temsile yetkilendirilmiş kişilerce imzalanması gerektiği, yine TTK 372. Maddesinde —- tarafından düzenlenecek belgelerde şirket adına imza yetkisini haiz kişilerin şirketin unvanı altında imza atacakları, şirket tarafından düzenlenecek belgelerde şirketin merkezi, ——- numarasının gösterileceğinin düzenleme altına alındığı, bu haliyle belge tarihi itibariyle davalı şirket yetkililerinin imzasını taşımayan belgenin davalı şirketi bağlamayacağı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, usulüne uygun yemin davetiyesi üzerine duruşmaya katılan —— beyanında; gösterilen müşteri kısmında ——– satış elemanı——–ve imzasının yer aldığı, ——– altında yer alan —– kısmındaki imzanın kendisine ve şirketi temsile yetkili diğer yetkililer ———— olmadığını, şirketleri bünyesinde ——– ve şirketi borç altına ———olarak kendilerinin imza attığını, kendileri dışında çalışanların———- olmadığını,——- uygulamasında da böyle bir durum söz konusu olmadığını, kendisine gösterilen evrak altındaki imzanın kime ait olduğunu da bilmediğini, yetkililerin bilgisi dışında her hangi bir çalışanları tarafından imza atma olayı mümkün olmadığını, yaklaşık 35 yıldır, şirketlerinde böyle bir işlem yapılmadığını, tüm yetkililerin bilgisi dahilinde de çalışanlarca veya personelce borçlandırıcı imza atılmadığını ifade etmekle davalının dayanılan —- kapsamanda sorumluluğunun bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de davacının takibinde kötü niyetli olduğuna ilişkin delil bulunmaması ve yasal koşulları oluşmadığından bu talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatının koşulları oluşmadığından REDDİNE
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının başlangıçta alınan 97,47 TL harcın mahsubu ile 16,77 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan ——uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.