Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/71 E. 2019/653 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/444 Esas
KARAR NO : 2019/447
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 16/09/2011
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında ve ————— aldığı dağıtıcı lisansı doğrultusunda akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini ve——- ve logosu altında maliki olduğu veya intifa/kira sözleşmeleriyle hukuksal tasarruf hakkına sahip olduğu istasyonlarında gerek bizzat gerekse sözleşmeli bayileri vasıtasıyla sürdürdüğünü, şirketin 5 nolu davalı adına —————– parsel numarasında kayıtlı taşınmazın —-en başlamak üzere 20 yıl süreyle intifa hakkını ——-yevmiye nolu resmi senetle aldığını, bu taşınmazın —– markası altında akaryakıt istasyonu olarak kullanılması ve işletilmesine yönelik 1. Nolu davalı şirketle —– tarihli Bayilik ve İşleticilik Sözleşmesi imzaladığını, davalı bayii şirketin intifa hakkı müvekkili şirkete ait olan taşınmazı ve üzerindeki istasyonu sözleşme kapsamında — istasyonu olarak işletmeye başladığını ve sözleşmelerin sona erdiği —– tarihine kadar da — olarak faaliyette bulunduğunu,- nolu davalının intifa hakkına konu taşınmazın tesis tarihindeki maliki olduğunu, diğer davalıla————— Garanti ve taahhüt eden sıfatıyla imzaladığı davalı bayi şirketin sözleşmelerden kaynaklanan tüm borçlarını garanti ettiğini, Rekabet Kurumunun 2009 yılında dağıtım şirketleri ile bayileri arasındaki intifa/kira sözleşmelerinin ve bayilik sözleşmelerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkındaki Kanun kapsamında incelenmesi sonucu 12.03.2009 tarihinde resmi internet sitesinde duyuru yayınlayarak Rekabet Kurumunun verdiği emsal niteliğindeki kararlarla kurumun önceki kararlarının ve yerleşik uygulamasının değiştirildiğini ve 18.09.2010 tarihine kadar tüm sözleşmelerin ve bu kapsamda kira/intifa sözleşme sürelerinin süresinin 5 yıldan fazla olmayacağına ve bu tarih itibariyle de sözleşmelerin süresinin 5 yıldan fazla olamayacağına ve bu tarih itibariyle de sözleşmelerin süresinin sona ereceğine karar verildiğini, Müvekkili şirket ile davalılardan bayi şirket arasındaki dikey ilişki ve buna bağlı sözleşmelerle birlikte intifa hakkının ——-itibariyle sona erdiğini, dikey ilişkinin ve sözleşmelerin sona ermesinden dolayı müvekkilinin davalılara —— Noterliğinin————- yevmiye numaralı ve ——-yevmiye numaralı ihtarnamelerini göndererek sözleşmelerin —— tarihinde sona erdiğini davalılara bildirdiğini ve ekinde kurumun duyurusu nedeniyle müvekkilinin terkin etmek zorunda kaldığı intifa hakkının terkine yönelik tapuda işlem yapılması için gerekli vekaletnameyi davalılara gönderdiğini, kurumun yine sitesinde yayınladığı intifa hakkı ve benzeri etkiye sahip sözleşmelerle ilgili sık sorulan sorular ve cevaplar başlıklı yazıda; belirtilen anlaşmaların beş yılı aşan süreler bakımından 4054 sayılı kanunun 4. Maddesi kapsamında yasak bir anlaşma olarak değerlendirileceğinin ve aynı kanunun 56. Maddesi gereği geçersiz hale geleceğinin ve bu geçersizlik nedeniyle yerine getirilmiş edimlerin istenmesi halinde tarafların iade borcunun BK 63 ve 64. Maddelerine tabi olacağının, tarafların 5 yılı aşan süreler bakımından münasip bir tazminat ödemek durumunda kalabileceğini belirttiğini, bu duyuru sonucunda tarafların anlaşmalar gereği birbirlerine verdikleri her şeyin BK ‘nun 63. Ve 64. Maddeleri gereği iadeye tabi olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirket lehine süresi 25.05.2025 tarihinde bitecek şekilde tesis edilen intifa hakkının taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt istasyonunun davalı şirket tarafından işletilmesine yönelik imzalanan Bayilik ve İşleticilik Sözleşmesi ile protokollerin beş yılı aşan sürelerinin Rekabet Kurulunun duyuruları ve en son 13.05.2011 tarihli 298 sayılı kararı sonrası 18.09.2010 itibariyle geçersiz hale geldiğini, ortaya çıkan bu durum karşısında tarafların imzalana anlaşmalar doğrultusunda birbirlerine verdikleri her şeyin BK’nun 63. Ve 64. Maddesi kapsamında iadeye tabi olduğunu, Rekabet Kurlunun duyurusu ve müvekkilince gönderilen ihtarname ile Bayilik ve İşleticilik Sözleşmesinin sonlandırılması ve akabinde intifa hakkının tapudan terkin edilmesi nedeniyle istasyona yapılan yatırım, intifa bedeli/gayri maddi hak bedeli ödemelerinin —– tarihinden sonraki döneme tekabül eden bakiyelerin iade edilmesinin tüm davalılardan talep edildiğini, ayrıca müvekkilince davalılara -. Noterliğinin ——-yevmiye numaralı ve ————yevmiye numaralı ihtarnameler gönderilerek istasyon yatırım bedellerinin kullanılmayacak döneme ilişkin kısmı olan 146.542,00 +KDV, ödemelerin yapıldığı tarihlerden ——— tarihine kadar senelik % 24 oranı ile güncellendiğini ve bu miktarın 323.960,00 TL+ KDV olduğunu, bu bedelin 18.09.2010 tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep ettiklerini, Sözleşmelerin erken sona ermesi nedeniyle müvekkilince davalı bayii şirkete 2025 yılma kadar dikey ilişkinin devam edeceği inancı ile imzalanan sözleşmeler kapsamında 2005 yılında istasyona yapılan yatırım ve gayri maddi hak bedeli/hizmet bedeli adı altında yapılan ödemeler nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiğini, davalı bayii şirket ve sözleşmeyi birlikte imzalayan 2,3 ve 4 nolu davalıların müvekkili şirketin sözleşmenin 2025 yılma kadar devam edeceği inancıyla istasyonun saha işleri, beton ve dış cephe kaplamasının yapımı için ve ayrıca intifa bedeli olarak yaptığı ödemelerin kullanılmayacak olan süreye ilişkin kısmını(18.09.2010’dan sonraki kısmını) sürenin erken sona ermesi, intifa hakkının sona ermesi ve tapudan terkin edilmesi ile birlikte sözleşmelerin fes edilmiş bulunması nedeniyle müvekkili şirkete iade etme yükümlülüğü altında olduklarını, 2, 3 ve 4 nolu davalıların Bayilik ve İşleticilik Sözleşmesinin kefili ve garantörü olmaları nedeniyle iade yükümlülüğünü bu davalıların da yerine getirmek zorunda olduklarını, intifa hakkının süresinden önce erken terkin edilmesi nedeniyle ve istasyonun saha betonu için yapılan yatırımın istasyonda kalıcı sabit yatırım haline gelmiş olmasından dolayı taşınmazın maliki olan 5 nolu davalı şirketin de menfaati bulunduğunu ve bu nedenle onunda zenginleştiğini, onun da iade yükümlülüğü altında olduğunu belirterek;
Taraflar arasında imzalanan tüm sözleşmeler fesh edilmiş olup gayri maddi hak bedeli, yatırım bedeli veya hizmet bedeli olarak yapılan ödemelerden dikey ilişkinin süresinin erken sonlanması nedeniyle iadesi gerektiği halde iade edilmeyen ve davalıların sebepsiz zenginleşmesine neden olan toplam 323.960,00 TL+ KDV alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama ücreti ve masrafların davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalıların davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
Dava; davacı ile davalı …—–arasındaki 20/05/2005 tarihli bayilik ve işletmecilik sözleşmesinin rekabet kurulunun kararları gereği feshedildiğinden bahisle; davacı tarafından, davalı tarafın istifadesinde kalan kalıcı tesisler bakımından, bakiye intifa süresi için intifa bedeli yönünden davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın, davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
—-Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre; ———– sayılı taşınmaz üzerinde, davacı … lehine—- tarih ve—-yevmiye ile intifa hakkı tesis edildiği—– tarihinde ve —– yevmiye ile anılan intifa hakkının terkin edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce alınan 26/12/2013 tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Rekabet Kurulu, kendi Kurumsal İnternet sitesinden 12.03.2009 tarihinde kamuoyuna duyurduğu ve Akaryakıt Sektörü ile ilgili verdiği emsal Rekabet Kurulu kararlan İle İntifa/Kira Sözleşmesi vb. gibi tapusal haklara ilişkin sözleşmelerin Bayilik Sözleşmesi ile birlikte tek bir sözleşme teşkil ederek “Dikey İlişki” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini ve bu nedenle toplam sürenin. 5 vılı aşamayacağın] açıklamıştır. Uzun vadeli sözleşmeler kapsamında bayilere ödenmiş tutarların Rekabet Kanunu/4, ve 56.addeleri uyarınca yapılan atıfla BK 63.-64. madcfeieri uyarınca bayilerden geri talep edilebileceği de belirtilmiştir.Rekabet Kurulu’nun 5.3.2009 tarihli, 09-09/187-57 sayılı kararında, “Dikey anlaşmalarda yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin, 2002/2 Sayılı Tebliğ’in 5. maddesiyle uyumlu hale getirilmesine ilişkin geçiş sürecinin 18.9.2003 tarihinde başlayıp, 18,9.2005 tarihinde sona erdiğine, bu çerçevede; 18.9.2005 tarihinden önce yapılmış olan ve süresi bes vılı aşan sözleşmelerin, Rekabet Kurulu tarafından uygulanan “azami hadde indirme.” ilkesi gereğince 18/09/2010 tarihine kadar Teblig’de yer alan muafiyetten yararlanabileceğine ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına…” denilmiştir.RKHK. m. 56’ya göre, “Bu Kanunun 4 üncü maddesine aykırı olan her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararı geçersizdir. Bu anlaşmalardan ve kararlardan doğan edimlerin ifası istenemez.Daha önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği nedeniyle geri istenmesi halinde tarafların iade borcu Borçlar Kanunun 63 ve 64 üncü maddelerine tabidir. Borçlar Kanununun 65 inci maddesi hükmü bu Kanundan doğan ihtilaflara uygulanmaz”. Taraflar arasında akdedilen bayilik ve işletmecilik sözleşmesi 20/05/2016 tarihli olup, sözleşmenin 10. maddesinde süresinin 20 yıl olduğu kararlaştırılmıştır. Rekabet Kurulu’nun davaya konu kararında 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olan ve süresi beş yılı aşan sözleşmelerin, Rekabet Kurulu tarafından uygulanan “azami hadde indirme” ilkesi gereğince 18.09.2010 tarihine kadar Tebliğde yer alan muafiyetten yararlanabileceğine ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına…” karar verilmiş olmakla, dava konusu sözleşme 18.09.2010 tarihine kadar grup muafiyeti kapsamında yer almaktadır. Huzurdaki davanın açılma tarihi 16.09.2011 tarihidir. Dava tarihinde grup muafiyetinin devam etmediği anlaşılmaktadır. Davacı yanın huzurdaki dava konusu alacak talebi kalemlerinden biri davalıya göndermiş olduğu ihtarnamede de belirttiği üzere, 59.000,00 TL+KDV intifa bedelinin sözleşmenin geçersiz kaldığı döneme ilişkin güncellenmiş değerinin ödenmesine karar verilmesine dairdir.
—-Tapu Sicil Müdürlüğümün ——tarihli intifa hakkının tesisine ilişkin resmi senedinde davacı lehine 20 yıl süreyle toplam —- TL bedelli intifa hakkı tesis edildiği görülmektedir. Davacı yan ödemiş olduğu İntifa hakkı bedelinin 59.000,00 TL + KDV olduğunu ifade etmektedir. Dosya kapsamından 1 nolu davalı ..————– tarafından davacı adına tanzim edilen 01/02/2005 faturanın; “20 yıllık intifa hakkı bedeli” açıklamalı ve 177.000,00 TL tutarlı olduğu görülmüştür. Bu durumda davacı yanın intifa bedeline ilişkin talebinin yerinde olduğu söylenebilecektir.
Bu durumda, davacı yanın kullanılmamış süreye ilişkin jcıstelyevshesabına göre talep edebileceği alacak miktar aşağıya çıkarılmıştır.
Sözleşme Başlangıcı
20.05.2005
Süresi
20 yıl Bitiş tarihi
20.05.2025 Ödenen tutar
59000
Sözleşmenin Fesih Tarihi
18.9.2010
Sözleşme toplam Gün
7305
Kullanılmamış Süre
5358
Kullanılmamış Sürenin Oranı
0,733470226
Kullanılmamış Süreye İlişkin Tutar
43.274,74
Kullanılmamış süreye tekabül eden tutar 43.274,74 TL’dir.
Davacı yanın talebi incelendiğinde güncellenmiş değerin ticari faizi ile birlikte talep edildiği, görülmektedir. Yargıtay’ın konuya ilişkin yerleşik uygulamasına göre, iade borcunun muaccel olduğu gün itibariyle, iadesi gerekli meblağın güncellenmiş değerinin muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek faiziyle iadesi talep olunabilir.
Denkleştirici adalet prensibine göre talep edilebilecek miktar, 76.759,63 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı yanın bir diğer talebi 137.854,00 TL + KDV kalıcı yatırını bedeline ilişkindir.İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———– K. Sayılı dava dosyasında konuya ilişkin verilen kararda, “… dava tarihi itibariyle hem intifa hem de bayilik sözleşmesi halen yürürlükte ve geçerli olduğu gibi üzerinde intifa tesis edilen ve işletme sözleşmesi gereğince davacının bayisi tarafından petrol istasyonu olarak kullanılmakta olan gayrimenkul üzerine davacı tarafça yapıldığrbildirilen kalıcı teknik yatırımların işletme sözleşmesinin bir gereği olarak süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlar olduğu, Zira sözleşmenin ifa edilebilmesi için her halükârda bu kalıcı teknik yatırımların davacı tarafça yapılmasının gerektiği…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, Yargıtay 19. HD. ———– Tarihli kararı ile onanmıştır. Anılan karar çerçevesinde davacı yanın kalıcı yatırımların bedelinin ödenmesine ilişkin talebinin kabul edilemeyeceği sonucuna varılabilecektir. Sebepsiz zenginleşme alacağı bakımından faiz talep edilebilmesi için, öncelikle sebepsiz zenginleşme alacağının doğması ve muaccel olması gerekir. Buna göre, dava konusu olay bakımından sebepsiz zenginleşme alacalı bakımından muacceliyel tarihi 18.09.2010 olup, işbu alacak bakımından muaccel olma tarihi olan 18.09.2010 gününden itibaren faiz talep edilebileceği kanaatini bildirmiştir.
Sebepsiz zenginleşme ilişkisinde, iadenin konusunun para olduğu durumlarda, sebepsiz zenginleşme alacağı için uygulanabilecek faiz, temerrüt faizi olabilecektir. Temerrüt faizi de, 3095 s.lı K.m.Pde açıklanan yasal faiz oranında talep edilebilecektir. Ancak, alacaklı tarafından, “———Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur” (3095 s.lı K.m.2/II). Bu düzenleme gereği, davacı yanın ticari faiz talebinin yerinde olduğu söylenebilecektir. Tarafların beyan ve delilleri ile yargılama kararları ışığında davacı yanın talep edebileceği alacak miktarının, 76.759,63 TL olarak hesaplandığı, Kalıcı yatırım bedeline ilişkin davacı yan talebinin kabul edilemeyeceği, davacı yanın 18/09/2010 tarihinden itibaren ticari faiz talep edebileceği şeklinde kanaatini bildirmiştir.
—-Asliye Hukuk Mahkemesinin ———Talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporundan özetle; dava konusu tesislerin halen faal olduğunu işletmecisinin —-icaret Sicil Nolu —- Vergi Dairesinin —- vergi sicil numaralı mükellefi ———– olduğu tesisin davalılar tarafından kullanıldığına dair bir emareye rastlanmadığı görülmüştür şeklinde kanaatini bildirmiştir.
— Asliye Hukuk Mahkemesinin ——–Talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda Dava konusu tesislerin keşif tarihinde ———— bayisi olarak faal durumda kullanıldığı,dava konusu kanopinin keşif tarihi itibari ile —– TL bedel edeceği, dava konusu saha betonunun keşif tarihi itibari ile ——–TL bedel edeceği, dava konusu dış cephe kaplamasının keşif tarihi itibari ile 12.902,67 TL bedel edeceği şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı … şirketi ile davalı —– arasında bayilik ve işletmecilik sözleşmesinin aktedildiği, davalı gerçek kişilerin bu sözleşmede müteselsil kefiller başlığı altında imzalarının bulunduğu, daval———- şirketinin ise bayilik faaliyetinin yürütüldüğü, intifa hakkının tesis edildiği taşınmazın maliki olduğu görülmüştür.
Davacı şirketin, davalı .——— işletmekte olduğu akaryakıt istasyonuna 20 yıl süreli intifa hakkına istinaden kalıcı yatırım niteliğinde yapılan tesislerin inşasını sağlayarak sübvansiyon desteğinde bulunduğu; ancak, intifa süresinin, Rekabet Kurumu’nun 12/03/2009 tarihinde yayınlanan bir genelgesi ile söz konusu sözleşmelerin (5) yıldan fazla olamayacağına karar verildiği; taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurulu Tebliğleri uyarınca (5) yılın sonunda 18/09/2010 tarihi itibariyle sonlandırıldığı; davacı lehine, davalı ———-taşınmazı üzerine tesis edilen intifa hakkının 28/06/2011 tarihinde terkin edildiği; bu durumda, davacı … şirketinin davalı bayi tarafından işletilmekte bulunan akaryakıt istasyonuna yapmış olduğu kalıcı nitelikteki yatırımlardan iadesi mümkün olmayan kısım yönünden davalının sebepsiz zenginleşmiş olduğunun kabulünün gerektiği; bu kapsamda Yargıtay 19. Hukuk dairesinin ————karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere, mahallinde talimat mahkemesi vasıtasıyle keşif icra edildiği, davacı tarafça faturası ibraz edilen kalıcı yatırımların hali hazırda mahallinde bulunduğu, başka bir bayi şirket vasıtasıyla akaryakıt istasyonu olarak faaliyet sürdürüldüğü tespit edilmiş, anılan yatırımların sözleşmenin son bulmasından sonra da davalı malike ait taşınmaza değer kattığı belirlenmiş, bu değerin ——– tarihi itibariyle ———–TL olduğu teknik bilirkişilerce belirlenmiş, denetime elverişli, dosya kapsamına, delil durumuna uygun bu tespite Mahkememizce de iştirak olunmakla rapor hükme esas alınmış, davacının bu tutarın ödenmesi talepli —– Noterliğinin ——– yevmiye numaralı ———–tarihli ihtarnamesinin davalı ——————- tarihinde tebliğ edilip 10 gün içinde ödenmesini talep ettiği gözetilerek ——– tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle davalı ———— Şirketinden tahsiline dair karar verilmiştir.
İntifa bedeli yönünden ise; dosyaya sunulan, intifa bedeli açıklamalı fatura ve davacı tarafça —. Noterliğinin —-yevmiye numaralı ——– tarihli ihtarnamesinde intifa bedeli tutarı olarak 59.000 TL talep edilip, bu talebine nazaran ve sözleşmenin son bulması nedeniyle intifa hakkının davacı tarafça kullanılamadığı sürenin, gün bazlı olarak hesap edildiği 26/12/2013 tarihli bilirkişi raporundaki tespite itiraz etmemiş olması, bilakis bu tutarı kabul ettiği yönündeki beyanları, 26/12/2013 tarihli heyet raporunda; kullanılmamış süreye tekabül eden intifa bedelinin, denkleştirici adalet prensibine göre güncellenerek yapılan hesabın, Mahkememizce denetime elverişli, dosya kapsamına, delil durumuna uygun bulunmakla tespit edilen değere iştirak olunarak, ——– TL’nin davalı bayi ——— şirketinden tahsiline, —-. Noterliğinin —-yevmiye numaralı ———–tarihli ihtarnamenin davalı …—– şirketine tebliğ edilemediği, iade döndüğü değerlendirilmekle, dava tarihi olan 15/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı … ——- tahsiline dair karar verilmiştir.
Davalı …, … ve …’e de anılan talepler yönünden husumet yöneltilmiş, bayilik sözleşmesini garanti ve taahhüt eden sıfatı ile imzaldıkları, davalı bayi şirketin sözleşmelerden kaynaklı tüm borçlarını garanti ettikleri ileri sürülmüş ise de; davacı şirket ile davalı bayi arasındaki sözleşmenin 15. maddesinde ” Bayi/İşletici Şirketin ortakları… … ve … ve … .——– sözleşmenin feshini ve taşınmazın ve tesislerin tahliye ve telimini talep etmesi halinde bu talebin derhal yerine getirileceğini garanti etmektedirler. Tahliye Teslimi garanti edenler, tahliye ve teslimin gecikmesi sebebiyle doğacak cezai şart borcunun tamamından gerek kendi aralarında ve gerek Bayi/İşletici ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmayı ve ödemeği kabul etmişlerdi.” ibarelerine yer verildiği, buna göre davalı gerçek kişilerin üstlendikleri sorumluluğun yalnızca, sözleşmenin feshi sonrasında taşınmazın tahliye ve teslimi sürecine ilişkin olduğu, tahliye ve teslimin gecikmesi halinde sorumluluk üstlendikleri, sair yönlerden bir tekeffüllerinin bulunmadığı bu itibarla davaya konu talepler yönünden pasif husumetlerinin bulunmadığı değerlendirilmekle; davalılar …, … ve … yönünden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …, …, … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davalılar ———–yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile;
275.971,34 TL’nin 20/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı ———- şirketinden tahsili ile davacı şirkete verilmesine, aşan istemin reddine,
76.759,63 TL’nin ise 15/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı …———— tahsili ile davacı şirkete verilmesine, aşan istemin reddine,
3-Alınması gerekli 24.095,05 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.810,85 TL harç ve tamamlama harcı olarak yatırılan 1.717,41 TL harç olmak üzere toplam 6.528,26 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 17.566,79 TL harcın 12.323,34 TL’sinin davalı ——– şirketinden, kalan 5.243,45 TL’nin davalı …———– tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davanın red edilen kısmı yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı … için takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-Davanın kısmen kabul edilen 275.971,34 TL yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili yararına 22.508,28 TL nispi vekalet ücretinin davalı ————–alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen kabul edilen 76.759,63 TL yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili yararına 8.793,56 TL vekalet ücretinin davalı .———-alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 4700 TL bilirkişi ücreti ve 1.044,45 TL posta gideri ücreti ve 6.549,56 TL harç toplamı olmak üzere toplamda 12.294,01 TL yargılama giderinin davanın her bir davalı için kabul edilen kabul ve red oranları gözetilerek 9.270,77 TL’nin davalı ———-, 2579,30 TL’nin ise davalı ..———– alınarak davacıya verilmesine, kalan 443,93 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/05/2019