Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2022/184 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/601 Esas
KARAR NO: 2022/184
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 30/12/2010
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili davacı şirketin —-ticarini yapmakta olduğunu davalı—-ürünlerin bedelini tahsil edemediğini yapılan sözlü görüşmeler ve davalı şirkete gönderilen — tarihli ödeme ihtarlarında sonuç alınamadığını—- söz konusu alacağın — ödediğini bildirildiğini fakat müvekkili davacı şirketin —- böyle bir ödeme almadığını, müvekkili şirketin toplam alacağının — olduğunu belirterek fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla —- tarihinden itibaren başlamak üzere fiili ödeme günündeki ——- karşılığının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek —– uygulanacak — davalılardan alınarak müvekkili davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan —- vekilinin cevap dilekçesinde; davacı şirket ile dava dışı —— anlaşması imzalanmış olduğunu bu sözleşmeye göre — davacı şirketi — temsil ederek davacının üretimini yaptığı ürünleri bu —- satacağını sözleşmenin —- yıl süreli olduğunu ve henüz devam ederken davacı şirketin akdi feshettiğini bildirdiğini, bu durumda alınan — gereğince zamanından önce sözleşmenin feshinin bir şekilde getirildiğinde fesi isteyen tarafın diğer tarafa —-şart tazminatı ödemeyi kabul ettiğini, —– açık hükme istinaden —şirketinin davacı şirketten alacaklı olduğunu, ve bu alacağın talep edilmesine rağmen bu güne kadar ödenmediğini davacı şirketin dava dışı —— borçlu olduğunu, müvekkilinin dava dışı —– aynı zamanda —– olduğunu bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığını, dava dışı —– şirketinin—— saylı dosyası ile alınan alacağına yönelik devam eden davada huzurdaki davanın çok üstünde bir alacağının bulunduğunu bu alacağın varlığını gözetilerek takas ve mahsup itirazında bulunduklarını ve bu yöndeki tüm alacak haklarının saklı tuttuklarını her iki davalının da davacı şirkete borçlarını bulunmadığını alacak iddiasında bulunan davacı şirketin iddiasının kanıtlaması gerektiğini, bir an için bu alacağın varlığının düşünülse dahi müvekkili davalıların —– mahsup kuralları içinde davacıdan ferileri ile birlikte —-alacağın bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Davalı —- usulünce tebligat yapıldığı halde davaya yönelik cevap verilmediği belirlenmiştir.
Dava önce Mahkememizin — esas sayılı dosyasında görülmüştür.
Bu kapsamda davacı vekili tarafından davalı ——-düzenlenmiş faturalar, yazışmalar ibraz edilmiş taraflar arasında ticari bir ilişki olup olmadığı varsa davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı ve miktarı yönünden davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak—– bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin —-esas sayılı yargılaması neticesinde;
“Toplanan bu deliller ile mahkememizce denetlenip benimsenen bilirkişi raporu gereğince davacı ile davalılardan —- alım satımından kaynaklı ticari bir ilişki bulunduğu, taraflar arasında—- öncesinden süre gelen ve —-sonuna kadar devam eden bu ticari ilişki gereğince davacı şirketin üretimini yaptığı elektrik ve ———- yapmak suretiyle satışlarını gerçekleştirdiğini, ———davalı şirkete yapılan satışlara ilişkin olarak düzenlenmiş ve davcaı şirketin ticari defterlerinde davacı şirket adına borç kayıtlarını yapılmış olan faturalar ile gümrük çıkış beyannamelerini, çek listesi, nakliyat faturaları ile desteklenen ve netice itibariyle fatura içeren malların davalı şirket adına ilgili —- davalı şirkete teslim edilmek üzere teslim edildiği davalılar vekilinin bu malları kendilerine teslim edilmediği hususunda bir itirazın bulunmadığı gibi ve her hangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı gibi dolayısıyla alacağın dayanağı faturaların mündericatı ile kesinleşmiş olduğu davalı şirketin davacı şirketin alacağına itirazda bulunmadığı ancak davalı — üyesi ve — olduğu dava dışı şirket — var olduğu iddia edilen fakat dosyaya sunulmayan sözleşmenin davacı şirketce tek taraflı olarak feshedilmesinden kaynaklı —- tazminat alacaklarından takas mahsubu yönünden talep ve itirazda bulunduğu, tüm bu nedenlerle davacı şirketin usul ve yasaya uygun tuttuğu ve dayanak belgeleri ile uyum içinde olduğu ticari defter dayanak belgeleri gereğince davalı —- faturalarına dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı — alacağı olduğu tespit edilmiştir. Ancak davacı vekili —- fiili ödeme günündeki —- karşılığının dava tarihi olan—-tarihinden itibaren işleyecek ——uyulunan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan —— alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı, davalı ——– borçlu olduğunu iddia ederek bu davalı yönünden de alacağın tahsilini talep etmiş ise de, mevcut deliller değerlendirildiğinde alacak isteminin bu davalı — ilişkilendirilmeyeceği görülmekle davalı —–hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile davalılardan—-ödeme günündeki—- tarihinden itibaren işleyecek — en yüksek faizi ile birlikte davalı —- alınarak davacıya verilmesine, —- tarihinden itibaren faiz isteminin reddine, davalı —-hakkında açılan davanın reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizin anılan hükmünün temyizen incelenmesi neticesinde ——
“(1) Davacı vekilinin temyizi yönündeki yapılan incelemede; dava faturalara dayalı mal satımına ilişkin alacağa yöneliktir. Davacı, davalı — diğer davalı şirketten tahsil ettiği mal bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu belirtmiş, davalı —-de davacıya ait malların yurtdışında münhasır satış yetkisi olduğunu kabul etmiştir. —– davalı şirket tarafından diğer davalı —-ödeme yapılmış ise davalı şirketin borcundan kurtulmuş sayılması gerekir. Mahkemece dava konusu faturalarla ilgili mal bedellerinin davalı şirket tarafından diğer davalıya ödenip ödenmediği konusundaki delillerin ibrazı sağlanarak, şayet davalı şirket diğer davalıya mal bedellerini ödemiş ise borçtan sorumlu tutulamayacağı, davalı —- mal bedelini ödemekle yükümlü olduğu hususu gözetilmelidir.
(2) Davalı —-temyizine gelince, kapalı fatura, faturaya konu malın bedelinin ödendiğine karine teşkil edip karinenin aksini iddia eden davacı tarafından yazılı delillerle ispatı gerekir. Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” şeklinde açıklanan gerekçe ile Mahkememizin—- esas sayılı kararının bozulmasına dair oyçoğunluğuyla karar verilmiş, aynı ilamda muhalefet gerekçesi;
“Davalı —- kendisinin —— olduğu dava dışı — davacı arasındaki ticari ilişkiyi açıklamış ve bu ilişki nedeniyle dava dışı bu şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunu kendisinin ise hiçbir borcunun olmadığını savunmuştur.
Davalı —– diğer davalı şirketle ilgili bir açıklaması yoktur.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun oluşturduğu bozma kararının —- nolu bendine, bu bentteki tesptileri dosya içeriğine uygun bulmadığımdan katılmıyorum.
Yerel mahkemenin davalı —— yönelik davanın reddine ilişkin kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan bu davalı aleyhine yapılan bozma kararına muhalifim.” şekinde dercedilmiştir.
Mahkememizce anılan bozma ilamına uyulmasına dair karar verilmiş, yargılamaya Mahkememizin—- sayılı esası üzerinden devam olunmuştur.
Davacı tarafça işbu davada, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin fatura bedellerini ödemediği, diğer davalıya bir kısım ödemeler yaptığı, davacı şirketin —–alacağının bulunduğu iddiası ile alacağın tahsilini talep edilmiştir.
Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamı kapsamında, davacı şirketin davalı şirkete yönelik alacak isteminin değerlendirilmesinde, istemin temelinin oluşturan satım ilişkisi nedeniyle kapalı fatura düzenlenmiş bulunduğu, kapalı faturanın, faturaya konu malın bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiği, davacnın ise karinenin aksini iddia ederek satım bedelinin ödenmediğini ileri sürerek davalıdan tahsilini talep ettiği, davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği Mahkememizce dikkate alınmıştır.
Bu çerçevede bozma üzeri yargılamada davacı vekiline — tarihli celsede, — nolu bozma sebebine ilişkin, kapalı faturalar yönünden beyanlarını varsa delillerini sunması için süre verilmiş, Mahkememizin anılan ara kararı gereğince davacı vekilince sunulan ——– tarihli dilekçe ile;
“(..)Faturalar, yurtdışına kesildiği için açık-kapalı uygulaması yurtdışında mevcut bir uygulama değildir.
Yapılan bilirkişi incelemesinde faturaların banka aracılığı ile ödenmediği açık bir şekilde tespit edilmiştir. Ayrıca fatura —– çıkış beyannameleri, çeki listesi, nakliyat faturaları ile fatura içeriği malların davalı şirkete teslim edildiği, davalıların teslim ile ilgili bir itirazı olmadığı gibi faturaların ödendiğine dair bir belgede sunamadıkları görülmüştür. Bütün bu hususlar davalıların fatura bedelini ödemediğinin kanıtıdır.” şeklinde beyan sunulmuştur.
Davacı vekilince sunulan bu beyanın, Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edilen yazılı delille ispat külfetini yerine getirmeye yeterli bulunmadığı, uyuşmazlık konusu satım ilişkisi kapsamında düzenlenen kapalı fatura tutarının ödendiği yönündeki karinenin, aksini iddia eden davacı tarafça keyfiyetin ispat olunamadığı kanaatiyle Mahkememizin —tarihli celsesinde davacı vekiline yemin deliline dayanıp dayanmayacağı sorulmuş, davacı veklince sunulan —– tarihli beyan dilekçesi ile yemin deliline dayanmayacakları bildirilmiş olmakla davalı şirket yönünden açılan davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı——- yöneltilen istem yönünden ise bozma ilamında “davalı —— davacıya ait malların yurtdışında münhasır satış yetkisi olduğunu kabul etmiştir.” ön kabulüne dayalı olarak ” Şayet davalı şirket tarafından diğer davalı —– ödeme yapılmış ise davalı şirketin borcundan kurtulmuş sayılması gerekir. Mahkemece dava konusu faturalarla ilgili mal bedellerinin davalı şirket tarafından diğer davalıya ödenip ödenmediği konusundaki delillerin ibrazı sağlanarak, şayet davalı şirket diğer davalıya mal bedellerini ödemiş ise borçtan sorumlu tutulamayacağı, davalı—- —– mal bedelini ödemekle yükümlü olduğu hususu gözetilmelidir.” şeklinde bozma gerekçesi açıklanmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmakla bu bozma sebebi yönünden taraf vekillerine süre verilerek delillerinin ibrazı istenmiş, davacı vekilince tercümesi sunulan mail yazışmaları Mahkememizce tetkik edilmş, içeriğinde fatura konusu tutarın davalı şirket tarafından —— ödedik” ibarelerine yer verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce dosyanın tetkikinde, davalı —, davacıya ait malların yurtdışında münhasır satış yetkisi olduğunu kabul etttiğine ilişkin bir beyanına rastlanmamış, yargılamanın tüm aşamalarında uyuşmazlık konusu satım ilişkisinin tarafı olmadığını, kendisinin dava dışı —– zamanda genel müdürü olduğunun, davacı şirket ile dava dışı —-tarihinde— imzalanmış olduğunun, bu sözleşmeye göre ——– davacı şirketi —— temsil ederek davacının üretimini yaptığı ürünleri bu—— münhasıran satacağının kararlaştırldığının ifade edildiği belirlenmiştir.
Bu tespitler çerçevesinde Mahkememizce bozma ilamı kapsamında inceleme yapılmakla birlikte, bu davalı yönünden delil durumunda bir değişiklik bulunmadığı, davalı —– uyuşmazlık konusu satım ilişkisinin tarafı olmadığı gibi, —— uhdesinde kaldığının da, ispat külfeti üzerinde bulunan davacı tarafça ispat olunamadığı kanaatiyle bu davalı yönünden de davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın her iki davalı yönünden sübut bulmadığından reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 8.966,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.885,7‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —– tarafından yapılan 54,00 TL posta yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı — verilmesine,
5-Davalı —- yapılan 32,20 TL posta yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı ——– verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalılar için takdir olunan 47.287,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Bakiye gider avansının ve harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ——- Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren —– içinde ———- temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/02/2022