Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/590 E. 2022/311 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/590 Esas
KARAR NO: 2022/311
DAVA : Kooperatif
DAVA TARİHİ : 04/02/2013
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı— ortak olduğunu, kendisine —- tahsis edildiğini, müvekkilinin davalı —— çeşitli tarihler arasında —- aidat ve ara ödemesi yaptığını, müvekkilinin — yılında yapılan —- — yedek listesinin —- tarihlerinde yapılan — katıldığını, davalının müvekkilini —– yıllarında yapmış olduğu hiç bir —— çağırmadıklarını, davalı —- toplantılarının yapılacağı sırada işine geldiği gibi hazirun cetveli yaparak istediklerini toplantıya aldıklarını, istemediklerini ise almadıklarını, sorduklarında kendilerinin üye olmadıklarını kendi defterlerinde isimlerinin olmadıklarını, ortaklarının kabul etmediklerini belirterek müvekkilinin —— üzerinde —– ortak olduğunun tespitine, —- müvekkilinin adına tespiti, şayet daire verilmediği takdirde —- tutarında aidat ve ara ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; ortaklığın tescili ve yapılan ödemenin karar altına alınması taleplerinin aynı davada yer almasının hukuken mümkün olmadığını, bu konuda öncelikle ortaklığın tespiti talebi incelemesi gerektiği için ödemelerin tespitine ilişkin talebin reddi ve ayrılması gerektiğini, davacının müvekkili kooperatif üyesi oldukları yönündeki iddiaları gerçek dışı olduğunu, hiçbir üyelik ilişkileri bulunmadığını, kooperatifin üyeliğini gösterir —- üye tespit dosyası ile sabit olduğunu, davacının ödeme yaptıkları iddiası gerçek dışı olduğunu, hiç bir ödeme belgesinin kendilerine tebliğ edilmediği, davacının müvekkili —– eski yöneticisi olan ve ——zarara uğratan — kişinin oğlu olduğunu, — yılında görevden alındığını, —- zarara uğrattığını, zimmet, sahte belge düzenlemek vs.suçlaması ile bir çok dava açıldığını, bir çok davada yargılandığını, huzurdaki davada olduğu gibi aynı zaman diliminde —- karşı — tarafından —- akrabaları tarafından veya onun yönlendirmesi ile —- hiç tanınmayan kişiler tarafından kampanya halinde üyelik tespit davaları açıldığını, açılmaya da devam ettiğini, huzurdaki davanın aynı kampanyanın ürünü olduğunu belirterek davacının davasının reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; — tespiti, — adına tespiti, olmadığı takdirde — ödenmiş olan — tutarında aidat ve ara ödemenin tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce —–1-HMK 316 ve 1163 sayılı yasanın 99 maddesi gereği dava basıt yargılama usulüne tabi olup, dosyanın —— tarihli celselerde müracata bırakıldığı, HMK 320/son maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine dair hüküm göz önüne alındığında davanın açılmamış sayılmasına,” karar verilmiş olmakla hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
—— ilamında
“Davacı sigorta şirketi tarafından — tarihinde açılan huzurdaki davanın —-esasına girilerek yargılamasının yürütüldüğü, —-sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekilince temyizi üzerine —–kararıyla hükmün bozularak yargılamaya devam edilmesi için kararın bozularak dosya mahkemesine iade edilmiştir.
Bozma ilamına uyulmasından sonra yeniden yapılan yargılama sonunda yargılamaya devam eden ——kararıyla tekrar davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir.
6723 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 6100 sayılı Kanunun geçici 3. Maddesinin 2. fıkrasına göre—-göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar —- değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar — gönderilemez. Böylece —– faaliyete geçmesinden önce, aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında —– tarafından kanun yolu incelemesi yapılacak, bu dosya ve işler —– gönderilmeyecektir.
——- göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında yapılan temyiz başvuruları, kesinleşinceye kadar ——-tarafından sonuçlandırılır.
—– göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar —– hükmü getirilmiş olup —— adliye mahkemelerine gönderilemez.” şeklinde ayın fıkraya ek cümle eklenmiştir.
Buna göre —- tarihinden önce verilmiş olan ilk derece mahkemeleri kararlarının —–tarafından bozulması üzerine ilk derece mahkemelerince esas hakkında yeniden yargılama yapılarak verilecek kararlar hakkında istinaf yoluna başvurulamayacağını—– bu ek cümle eklenmek suretiyle açıkça hüküm altına almıştır.
Böylece mahkemece verilen hükmün de yukarıdaki madde gereğince kanun yolu incelemesinin—- tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın temyiz incelemesi için ilgili —- gönderilmek üzere mahkemesine iadesine ” karar verilmiş, —–Dava, —- gereğince basit yargılama usulüne tabidir. Bu tür davalarda, HMK’nın 320/4. fıkrası gereğince “Dava bir kez takipsiz bırakılır ve yenilenmesinden sonra tekrar takipsiz bırakırsa davanın açılmamış sayılmasına” karar verilir. Ancak somut olayda ilk işlemden kaldırma HUMK döneminde yapılmış, ikinci takipsiz bırakma HMK’nın yürürlüğe girdiği —– tarihinden sonra olmuştur. HUMK’ta takipsizlik nedeniyle davanın açılmamış sayılabilmesi için iki kez işlemden kaldırılması gerekirken HMK bir kez işlemden kaldırmayı yeterli görmüştür. Bu durumda HMK davacı aleyhine bir usul kuralı getirdiğinden ve HMK’nın 448. maddesinde “Bu Kanunun tamamlanmış işlemlere derhal uygulanacağı” belirtildiği ve HMK’nın yürürlüğe girdiği —– tarihinden sonra dosya takipsiz bırakılmamış olmasına rağmen HUMK yürürlükte olduğu dönemdeki takipsiz bırakma esas alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz görülerek kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile karar bozulmuş, dosya Mahkememizin —–esasını alarak yeniden yargılama yapılmıştır.
Tarafların delilleri celp edilmiş, —– sayılı dosyaları incelenmiş, uyuşmazlığın çözümü gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup rapor içeriğinde göre; “Dava dosyası üzerinde yapılan incelemede —–numarası ile yer alan kararda “davacı—-davalılardan—- bulunduğunun ve davacıya teslim etmediğinin tespiti ile bu defter ve kayıtların davalı —— alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği, davalı vekili dilekçesinde bahsi geçen kayıt ve defterlerin davalı —– olmadığını belirttiği, dava dilekçesi ekinde yer alan senet bordrosu kopyasının —– tarihini taşıdığı, dava dilekçesi ekinde imzasız senet kopyaları yer aldığı, davacı tarafından tahsilat makbuzu olarak ibraz edilen belge kopyalarındaki tarihler, senet tarihleri olmasına rağmen numaralar birbirini takip ettiğini, davalının defter ve kayıtları dava dışı bir kişide olduğundan ve kayıtlara ulaşılamâdığından kooperatifin tahsilat makbuzlarına ne şekilde numara verdiği tam olarak tespit edilememekle beraber tarihleri ayrı olan tahsilat makbuzlarının birbirlerini takip eden numara taşımasının matbu evrak kuruluşlar için mutat bir uygulama olmadığı söylenebileceği, ilaveten davalı vekili —— tarihinde sunduğu dilekçesinde —- yöneticilerinin döneminde — senetleri banka aracılığı ile tahsil ettiğini, davacı tarafından dosyâya sunulan senetlerde ise banka veyahut icra kaşesinin olmadığını belirttiği, aynı dilekçenin ekinde aynı—— farklı bir üyesine —- yıllarında —-tevdi edilen senet kopyaları üzerinde bahsi geçen banka kaşeleri yer aldığını, davacı tarafından dosya içeriğinde ilgili senetlerin banka kanalı ile ödendiğine ilişkin sunulan bir bilgi veyahut belge görülmediğini, davacı tarafından sunulan— tarihini taşıyan — mutabakatı hakkındaki yönetim kurulu kararı kopyası incelediğinde bahsi geçen kararın —-olduğu,———- tarafından imzalardığı altında —–olduğu görülmekle aynı kağıdın arkasında yer alan orijinal karar defteri formatından farklı olduğu ve karar defterlerinde yer aldığı şekilde matbu sayfa numarasının bu belge kopyasında yer almadığının görüldüğünü, burada belirtilmesi gereken bir diğer husus ise ilgili mutabakat belgesinin arkasında yer alan karar defterinin kullanılacağı dönem olarak noter açılış tasdik kopyasında ——dönemine yer verildiği, defterler incelemeye ibraz edilmediğinden ara tasdik yapılıp yapılmadığı tespit edilemediği, eğer ara tasdik yapılmadı ise —- yılıma ait bir defterde yer alması mümkün olamayacağını, bahsi geçen —- davacı— tarafından toplamda—ödeme yapıldığının tespit edildiği belirtilmekle beraber kooperatifin aldığı ödemenin şekli ve ayrıntısına yer verilmediği — yine bu belgenin defterlerin——– davada verilen karara konu davalı tarafından öncesinde defterlere ulaşılamadığı belirtilen —- tarihinin öncesine ait olduğu, dava münderacatında hesap incelemesine konu belgelerin aslının dosyaya ibraz edilmesi halinde üzerindeki bilgilerin gerçek olup olmadığına ilişkin yaş incelemesi yaptırılması gerekip gerekmediği sayın Mahkemenin takdirinde olacağı, davacı dava dilekçesinde —— tarihinde üye olduğunu ifade etmiş ve noter onaylı —- dava dilekçesine eklediği, davalı vekili dilekçesinde davacının sunduğu bu kararın sahte olduğunu, davacının iddia ettiği gibi— kararın verileceği bir — defterde olmadığını ifade ettiğini ve dilekçe ekinde sayfa sayısı — olan defter tasdik şerhinin noter onaylı suretini sunduğu, lakin bahsi geçen noter kararı kopyasının arkasında yer alan —– nolu defterin— yılında kullanılmak üzere tasdik edildiğinin görüldüğü, bu durumda —yılında alınan bir kararın —– yılında kullanılmak üzere tasdik edilen bir defterde yer alması söz konusu olduğu, ara tasdikleri yapılıp yapılmadığının tespiti bu aşamada bilinmemekle birlikte takdir —-ait olduğu, dava dosyasında yapılan incelemelerde davacının — tarihinde yapılan genel kurul hazirun cetvellerinde —-sırasında imzasının olduğu, davacının — tarihli hazirun cetvelinde de —- imzasının olduğu, davacının yukarıda belirtilen geçerli genel kurullara katıldığı anlaşılmakla, bahsi geçen genel kurulların hazirun cetvelleri dikkate alındığında davalı kooperatifin üyesi olduğu kanaati oluştuğu, netice itibariyle davacının —- tarihli——- katıldığı ve bahsi geçen geçerli —- uyarınca —— üye olduğu, davacının —– ödeme yaptığına ilişkin iddiasının somut belgelerle desteklenmediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi rapor içerikleri gözetildiğinde; davacının davalı kooperatife yönetim kurulunun — tarih — kararıyla ortak olduğu, kendisine —- kurulunca tahsis edildiği, davalı ——-çeşitli tarihler arasında —- yapılan —-yedek listesinin—sırasında seçildiği, —- tarihlerinde yapılan —– katıldığı iddiası ile eldeki davanın açıldığı, davalı —-tarafından —- dosyası üzerinden yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen raporda davacının adının yer almadığı, davacının ortak olduğu — tarihinden sonra gerçekleştirilen, dosyaya sunulan— cetvellerinde ise adı ve imzasının yer aldığı, — ise vekil ile temsil olunduğu, işbu — — açılan iptal davasının—- dosyasında görüldüğü ancak takipsiz bırakıldığı, diğer — hakkında açılan bir iptal veya butlan davasının bulunmadığı, davacının aralarında bulunduğu bir kısım şüpheliler hakkında —- dosyasında özel ve resmi belgede sahtecilikten dolayı takipsizlik kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmış açık kapı ilkesine dayalı olarak davacının kooperatif üyeliğini kazandığı kanaatine varıldığı, davacının üyelikten ihraç edildiğine veya üyeliğinin devri ile ilgili savunma ve delil bulunmadığından bu yöndeki talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. — adına tahsisi olmadığı takdirde ödenen paraların iadesi talebinin incelenmesinde ise; davacının yaptığı ödemeye ilişkin belge asıllarının dosyaya sunulmadığı, davacı tarafından sunulan—- hesap mutabakatı hakkındaki — kopyası incelediğinde bahsi geçen kararın —olduğu, yönetim kurulunun —- tarafından imzalardığı altında —– kaşesi olduğu görülmekle aynı kağıdın arkasında yer alan orijinal karar defteri formatından farklı olduğu ve karar defterlerinde yer aldığı şekilde matbu sayfa numarasının bu belge kopyasında yer almadığı, davacının yaptığı ödemeyi tevsik eden başkaca ibare bulunmadığı, ödeme alındığına dair sunulan — kararında alınan ödemenin şekli ve ayrıntısına yer verilmediği,—- davalıdan kaynaklamayan sebeplerle ulaşılamadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı— davalı — üyesi olduğunun TESPİTİNE,
2-Davacının—– adına tespiti ve bu talebin mümkün olmaması halinde— ödemiş olduğu — tutarında aidat ve ara ödemenin davalıdan tahsiline yönelik diğer taleplerinin ispatlanmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.776,06 TL’den peşin olarak yatırılan 14,00 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 444,02 TL olmak üzere toplam 458,02 TL’nin mahsubu ile 1.318,04 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 458,02 TL harç, 14,00 TL ilk dava masrafı, 801,75 TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.273,77 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red edilen kısımları gözetilerek takdiren 1/2 si tutarı olan 636,88 TLnin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde dosya arasında bulunan dosya asıllarının iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —— mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, YARGITAY nezdinde temyiz yasa açık olmak üzere dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022