Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/580 E. 2021/666 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/580 Esas
KARAR NO : 2021/666

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/03/2014
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait iş yerinde satış müdürü olarak çalıştığını, 15.01.2013 tarihinde, davalı ile satış şefinin kendilerine iş kurduklarından bahisle iş yerinden ayrıldıklarını, davalı ile———ait tüm hisseleri iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten on iki gün önce devir aldıklarını, müvekkilinin —- davalı ile dava dışı satış—– benzer ürünleri alabileceklerini, fiyatların daha düşük olacağını kendilerine söylediklerini bildirdiklerini, davacı ve dava dışı satış şefi ile müvekkili arasında imzalanan iş sözleşmesinin 10. maddesinde rekabet yasağının düzenlendiğini, davalının rekabet yasağına aykırı davrandığını ve haksız rekabet ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 35.000 TL cezai şartın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile dava dışı —– davacı şirkette çalışmadan önce aynı iş kolunda yer alan şirketlerde çalıştığını, davacı şirketin —— kendilerinin oluşturduğunu, davacının iddia ettiği tarihte — geçen dava dışı şirkette ortak olmadığını, müvekkilinin—– ilan edilen esas sözleşme ile adı geçen dava dışı şirkette bu işi yapmaya başladığını, diğer hususların da gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği — rekabet yasağı hükümlerine aykırı davranması nedeniyle 35.000 TL tutarındaki cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre,——– tarihli iş sözleşmesinin 10. maddesine göre, işçinin iş sözleşmesi süresince işverenin faaliyet gösterdiği ——- içerisinde işveren nezdinde yapmış olduğu ve yapılmakta olan iş veya işlerle ilgili olarak ve aynı zamanda ————— işleri ile alakalı başka bir gerçek ya da tüzel kişi işveren nezdinde, —— dayalı olarak veya doğrudan ya da dolaylı olarak—– bizzat ya da vasıta kullanmak suretiyle işverenin faaliyet gösterdiği sektörde—— —- çalışamayacağı, işverene karşı haksız ——- edecek bir çalışma içerisinde olamayacağı, anılan rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunması halinde 30.000 USD cezai şartı ödeyeceği ve indirim talebinde bulunamayacağının kararlaştırıldığı, işçinin iş sözleşmesinin devamı süresince ————-bir gereği olduğu, buna rağmen davalının—– 07.01.2013 tarihinde söz konusu şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı ve aynı tarihte şirketin ———-değiştirildiği, anılan şirketin faaliyet alanının ise davacı şirket ile aynı olduğu, davalının sadakat borcuna ve —– aykırı davrandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak —- tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
——— karar sayılı ilamı ile “Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve —–bulunmamasına ve dava dilekçesindeki iddia ve maddi vakaların ileri sürülüş biçimine göre, iş akdinin devam ettiği süreçte yapılan haksız rekabete ilişkin olarak davanın görülmesinde bir usulsüzlük bulunmaması nedeniyle davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, iş akdi devam ederken işçinin rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranmasından kaynaklı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda —– gibi, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, işçilik alacağının tahsiline yönelik davalı tarafça davacıya karşı açılan,——– sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalının——- ayrılma kararı aldığının anlaşıldığı ileri sürüldüğüne göre, anılan dosya getirtilip incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmeyip, kararın davalı yararına bozulması ” karar verilmiştir.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur——- sayılı ilamı ile “Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.” gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde——–sözleşmesinin 10. maddesine göre, işçinin iş sözleşmesi süresince işverenin faaliyet gösterdiği ——– içerisinde işveren nezdinde yapmış olduğu ve yapılmakta olan iş veya işlerle ilgili olarak ve aynı zamanda ——— işveren işleri ile alakalı başka bir gerçek ya da tüzel kişi işveren nezdinde, hizmet aktine dayalı olarak veya doğrudan ya da dolaylı olarak —- veyahut da bizzat ya da vasıta kullanmak suretiyle işverenin faaliyet gösterdiği sektörde ve—–sektöründe çalışamayacağı, işverene karşı haksız rekabet teşkil edecek bir çalışma içerisinde olamayacağı, anılan rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunması halinde 30.000 USD cezai şartı ödeyeceği ve indirim talebinde bulunamayacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafça davalının bu hükme aykırı davrandığı ileri sürülerek 35.000,00 TL ceza koşulunun tahsilini talep ettiği eldeki davanın açıldığı, bozma ilamında belirtildiği şekilde—- incelenmiştir.Eldeki davadaki uyuşmazlıkla aynı olup, davalısı ——- karar sayılı kararda —– davalı yanın cevap dilekçesi ekinde yer alan davacı——— tarafından davalıya gönderilen —– mesajından ve davacı şirket yöneticisi …—-ayrılmaya karar vermişlerdir. Her ikisi de—- tarihi itibariyle—- bünyesinden ayrılmış ve şirketimiz ile ilişkileri kesilmiş olacaktır.” şeklindeki ifadeden davalı yanın, 01/01/2013 tarihi itibariyle davacı şirketten ayrılma yönündeki ifadesini davacı şirkete bildirildiğinin anlaşıldığı; davalı yanın, bu bildirimi yaptıktan sonra 03/01/2013 tarihinde dava dışı şirkete ortak olduğu; dosya kapsamında, davalı yanın, bu şirketin ortağı olduktan sonra, davacının müşterilerine daha ucuz fiyattan mal satma teklifine bulunduğuna ilişkin somut bir delilin dosyada yer almadığı; aksine, davalı delilleri arasında yer alan 27/12/2012 tarihli faturalar incelendiğinde; davalı yanın davacı şirket adına satışlara devam ederek TBK.m.396 düzenlenen borcuna uygun davrandığı; bu kapsamda, davalının, TBK.m.396’da düzenlenen sadakat ve özen borcuna aykırı davrandığına ilişkin davacı iddiasının kabule şayan görülmediği; bu nedenlerle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulmadığından reddine…” şeklinde karar verildiği, istinaf incelemesi sonucunda——– kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedildiği, temyiz incelemesi sonucunda ise —— 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ceza koşulu ve ibra başlıklı 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir” hükmünü haizdir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinde ceza koşulu işçi aleyhine konulmuştur. Mahkemece, davalının işten ayrılma iradesini 01.01.2013 tarihinde davacı şirkete bildirdiği kabul edilmiş ise de dosyada bulunan istifa dilekçesinden davalının iş aktini—-itibariyle feshetmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece, davalının— feshettiği, dava dışı şirkete ise — devamı sırasında ortak olduğu kabul edilerek, Türk Borçlar Kanunu 420. maddesi hükmü gereğince cezai şart alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda özetlenen hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamakla birlikte açıklanan gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar verilmiştir. ” şeklindeki gerekçe ile red kararının onandığı anlaşılmıştır.
Bu haliyle davalının iş sözleşmesinin fesih tarihi ile dava dışı şirkete ortak olduğu tarihler gözetildiğinde TBK 420. Maddesine aykırı olarak taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinde ceza koşulunun işçi aleyhine konulduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar harcının başlangıçta alınan 597,75 TL peşin harçtan harçtan mahsubu ile 538, 45 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraflarca sarfedilen 23,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan—– uyarınca hesaplanan 5.250,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Yargıtay Nezdinde ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların temyiz yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.