Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/566 E. 2020/875 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/566 Esas
KARAR NO : 2020/875

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin 2015 yılından bu yana——– ve konusunda uzman —– olarak hizmet verdiğini, davalı şirketin ise —– olarak bilinen —- olduğunu, okullarda çocuklar için gerçekleştirdiği etkinliklerin birinde müvekkili şirketten—– bir hizmet satın aldığını ve müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmetle ilgili olarak ——– faturayı davalı şirkete kestiğini, davalı şirketin faturaya yasal süresinde itiraz etmediğini, aksine —- –tutarında ödemeyi davacı şirkete gönderdiğini, faturaya konu hizmetin davalı tarafından alındığını, yıl sonunda —– ve buna göre ödemelerin de gönderilmiş olmasına rağmen, kalan 25.100,00 TL tutarındaki ödemenin tüm görüşmelere ve aylar süren bekleme sürecine rağmen davalı şirket tarafından, mali sıkıntıları bahane edilerek ödenmediğini, bu sebeple davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu ——– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalı borçlunun itirazının iptaline ile takibin devamına, davalı hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin ——– alanında hizmet verdiğini işlettiğini, verdiği—– daha ileriye taşımak ve eğitim sistemini geliştirmek,—- bir şekilde ilerleyebilmek için birçok firma ile sözleşme imzaladığını, hizmet aldığını ve yapılan sözleşmeler kapsamında tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, bu kapsamda da davacının da müvekkili şirkete hizmet verdiğini, ancak davacı tarafından müvekkil aleyhine 27.962,37 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığını, davacının takibe konu tutarda alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin kayıtları incelendiğinde bu durumun açıkça tespit edileceğini, bu sebeple icra takibine itiraz ettiklerini, davacının her ne kadar müvekkili şirketin faturaya süresi içinde itiraz etmemiş olduğunu bu sebeple alacaklı olduğunu iddia etmiş olsa da, bu iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, emsal mahkeme kararları ile de sabit olduğu üzere, faturaya yasal süresinde itiraz edilmemiş olmasının, faturanın kesinleştiği anlamına gelmediğini ve fatura içeriğinin kabul edilmediğini belirtmiş olup, davanın reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden; davacı şirketin incelenen 2018-2019 yılına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, T.T.K ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin incelenen —- onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı alacağı yönünden, her iki şirket defterlerinde takip konusu alacağı oluşturan— borçlu gözüktüğü, faturalar içeriği işlerin ifasına ilişkin faturalarda isim ve imza bulunmasa da dava dosyasına celp edilen—– şirket tarafından takip konusu faturaların davacı şirketten alınan mal ve hizmete ilişkin olarak —– bildiriminde bulunduğu tespit edildiğinden işbu faturalar içeriği işlerin ifasının karinesinin oluştuğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı,——” olarak kendi aleyhine —– beyan etmeyeceği, aksi somut delillerle ispat edilebilmek mümkün olmakla birlikte, dava dosyasında yapılan hizmet ifasının ayıplı, eksik olduğu yönünde tespit, ihtar, ihbar, ya da dava konusu bakiye fatura borcunun ödendiğine ilişkin dekont vs. somut belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının —- alacasını talep edebileceği, Faiz yönünden, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş değer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde değildir. Ancak, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacası için 3095 s.k m.2/2 kapsamında ticari faiz talebinin verinde olduğu, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davacının; davalı tarafından İstanbul Anadolu —–dosyasına yapmış olduğu itirazın 25.100,00 TL asıl alacası üzerinden iptalini isteyebileceği, icra takibine konu davacı alacağının, ——yapılan ürünlerden kaynaklanması, belirli, sabit ve muayyen olması, davalı/borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, davalı defterlerinde bu tutarın yer alması, alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle davacı alacağının likit olduğunun söylenebileceği,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; her iki şirket defterlerinde takip konusu alacağı oluşturan —— faturanın karşılıklı yer aldığı, yani aynı tutarda davacı alacaklı gözükürken davalının da borçlu gözüktüğü, faturalar içeriği işlerin ifasına ilişkin faturalarda isim ve imza bulunmasa da dava dosyasına celp edilen—- ile davalı şirket tarafından takip konusu faturaların davacı şirketten alınan mal ve hizmete ilişkin olarak —– olarak bildiriminde bulunduğu tespit edildiğinden işbu faturalar içeriği işlerin ifasının karinesinin oluştuğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine—- beyan etmeyeceği, aksi somut delillerle ispat edilebilmek mümkün olmakla birlikte, dava dosyasında yapılan hizmet ifasının ayıplı, eksik olduğu yönünde tespit, ihtar, ihbar, ya da dava konusu bakiye fatura borcunun ödendiğine ilişkin dekont vs. somut belge bulunmadığı anlaşılmakla davacının ———- davacı taraf dava dilekçesinde ödenmeyen 25.100,00 TL için takip yapıldığını belirtmiş ancak takipte asıl alacak olarak 27.962,37 TL talep etmiş olup ayrıca hükme esas alınan raporda taraf defterlerindeki kayıtların birbirini tuttuğu, neticeten davacının 25.100,00 TL alacaklı olduğu tespitine yer verilmiş ise de mahkememizce sehven takipteki asıl alacak üzerinden talepten fazla miktara hükmedildiği karar azım aşamasında farkedilmiş belirtmekle yetinilmiştir), faiz konusunda ise takipten önce temerrüt koşulları oluşmadığından faiz miktarı yönünden davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu —– İcra müdürlüğünün ——– takip sayılı icra dosyasına davalının 27.962,37 TL yönünden yaptığı itirazın iptaline; takibin 27.962,37 TL asıl alacak üzerinden aynı koşullarla aynen DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.910,11 TL’den peşin olarak yatırılan 484,93 TL’nin mahsubu ile 1.425,18 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 484,93 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı, 149,30 TL tebligat-müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.000,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%98 kabul) 984,84 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 15,26 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —- uyarınca hesaplanan 4.194,36 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan—– hesaplanan 433,23 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-İstanbul Anadolu—– takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.