Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/564 E. 2021/980 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/564 Esas
KARAR NO: 2021/980
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/08/2019
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu davalı aleyhine —- sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlunun kendisine gönderilen ilamsız takipte ödeme emrine karşı borca haksız olarak itiraz ettiğini, davalı şirketin talepleri neticesinde —- tarihine kadar muhtelif tarihlerde ticari mal satımlarının gerçekleştirildiğini, davalı şirketin—– devreden bakiyesinin bulunduğunu, yapılan ticari ilişki neticesinde müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, söz konusu ticari ilişki nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmayan müvekkilinin, davalıdan takip talebinde miktar kadar alacaklı olduğunu, davalı borçlu vekilinin haksız ve kötü niyetli olarak zaman kazanma, borcun tahsil sürecini uzatmak kastıyla borca itiraz ettiğini, davalı tarafın takip meblağı kadar taraflarına borçlu olduğunun ticari defterler ve kayıtlar üzerinde inceleme yapıldığı taktirde tespit edileceğini belirterek davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun alacak likit olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde kendine ait cari hesap kayıtları ve fatura suretlerini ek olarak sunduğunu, söz konusu faturalar ve cari hesap kayıtlarına göre müvekkilinin dava değeri olan —– bakiye borcun kaldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının cari hesaplarının tek başına delil niteliği taşımadığını, ticari defter kayıtlarına dayandıklarını, hem davacıya hem de müvekkiline ait ticari defterler incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkili kurumun davacıya karşı bakiye hiçbir borcunun kalmadığını, davacının ayrıca girişmiş olduğu icra takibine yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli yapıldığı iddiasında olduğunu, ancak yapılan itirazın müvekkili kurumun muhasebe kayıtlarına dayanılarak herhangi bir bakiye borç görülmemesi sonucunda yapıldığını, haksız ve kötü niyetli olarak görülmesinin mümkün olmadığını belirterek haksız olarak ikame edilen davanın reddine, kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; cari hesap alacağına yönelik başlatılan —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
— sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, takip dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı — davalı —olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı — tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu,— ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —- tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen— tarihli rapora göre;— yılı ticari defterlerinin — beratlarının süresinde alındığı, — usulüne uygun tutulduğu, davalı şirket tarafından defter& belge ibrazında bulunulmadığından, davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
B- Davacının —-Takip konusu açık hesap alacağını oluşturan faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olup, takip tarihi itibariyle — alacaklı gözüktüğü, dava konusu açık hesap alacağını oluşturan —- adet fatura içeriği malların teslimine ilişkin davalının kabulünde, itirazsız imzasını taşıyan somut belge bulunmadığından işbu fatura içeriği malların tesliminin ispata muhtaç olduğu,
Davalının kendi —-, aylık tutarı — hariç tutarın üzerinde —- bildiriminde bulunulduğunun tespit edildiği, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, —- olarak kendi aleyhine—- beyan etmeyeceğinden, aksinin dosya kapsamında bulunmamasına göre —- kapsamı fatura içeriği malların davalıya tesliminin ispatlanmış olduğu, dolayısıyla davacının ödenmediği de sabit olan işbu faturalar tutarı yönünden davalıdan —- alacağını talep edebileceği,
C—–Sorulması: Davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defterlere ve sair delillere de dayandığından, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davalı tarafın defterlerinin ibraz | edilmediğinden incelenememesi, fatura bedellerinin aylık —– Beyanı sınırının altında olduğu da gözetilerek, teslim & tesellüm karinesinin ispat edilmesi yönünde dayanak belge niteliğinde olan— bakımından; Davalı—– bağlı bulunduğu —- yazılarak,——– beyan sınırı altında kalan fatura içeriği hizmet için ispat yükü davacıda olan, teslim alan imzası bulunmayan aşağıdaki tabloda listelenen —-faturanın, ticari defterlerinin dayanak belge olması, davalının defter & belge ibraz etmemesi sebebiyle, davalı tarafın ——- indirim konusu yapıp yapmadığının sorulabileceği, takdirin Mahkemeye ait olduğu,
D- Faiz: Tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede, ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş eğer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde değildir. Ancak, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak alacağı için —– kapsamında temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dosyanın mevcut delil durumuna göre Davacının; Davalı tarafından — dosyasına yapmış olduğu itirazın ——- kısmı yön ünden iptalini isteyebileceği,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri—– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —– aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. —–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı cari alacağı oluşturan fatura konusu mal teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davacının takip konusu fatura konusu içeriği malların davalıya teslimi hususunu ispatlaması gerektiği davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği —— resen dosyaya kazandırılması gerektiği, davalının —- göre takibe konu —faturaların davalı tarafından —-bildirildiği, bu halde davalının —— gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi — halinde alacaklının —- HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği, davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, —- konu olan faturalar dışındaki fatura konusu malların teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, davalı tarafa ticari defterlerini ibraz için kesin süre verildiği, aksi takdirde —— gereği diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtarına karar verilip usulüne uygun tebliğ edildiği halde davalının defterlerini sunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğunun sabit olduğu, —- alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; — sayılı icra dosyasına davalının — asıl alacak yönünden yaptığı itirazın İPTALİNE; takibin — alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın —- %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı —-eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan — peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan —- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8—– sayılı icra takip dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021