Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/545 E. 2022/178 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/545 Esas
KARAR NO : 2022/178

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2019
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—— tarafından işletilen —- ihlalli geçiş yaptığını ve müvekkil —— tutarında borçlandığını, bu nedenle davalı’nın borca ve fer’ilerine itirazının haksız olduğunu, —- edilmiş bir —-olduğunu——— olan binek araç ve minibüslerin kullanılabildiğini,— ödeme yapma imkânını sağlayan bir gişe bulunmadığını, nedenin ise— araç akışının hızlı bir şekilde sağlanması amacıyla– olması olduğunu, — ücret toplama sisteminin — geçen her aracın plakasının önden ve arkadan fotoğrafını çektiğini ve aracın—– — okuduğunu, araç geçiş yaptıktan sonra, aracın plakası sistem tarafından kesin olarak okunabilmiş ise, — yapısıyla — ücret sorgulama sistemi— geçiş ücretine yetecek bakiye olup olmadığını sorguladığını ve varsa geçiş ücretini hesaptan tahsil ettiğini, Müvekkil Şirket’in kanuni yükümlülüğünün bu iki adımın tamamlanması ile birlikte sonlandığını, Bu ihlalli geçişler sonrasında her ne kadar —- araçların —bağlı bulunduğu—- olmasına rağmen,—- etiketinin iptal edilmiş olması, —- hesabının ürün bakiyesinin yetersiz olması, kara listeye alınmış olması ve birtakım araçların —-olmaması gibi çeşitli nedenlerle banka tarafından reddedildiğini ve tahsilât yapılamadığını, Davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine, Davalı’ya ihlalli geçiş ihtarnameleri tebliğ edildiğini ancak yine de Davalı tarafından bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine, Davalı aleyhine—— sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibin başlatılmasını —- Davalı’ya ödeme emri tebliğ edildiğini ve Davalı —– icra takibine, yetkiye, ödeme emrine, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini, ancak bu itirazın hukuki temelden yoksun olması nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, uyuşmazlığın çözülmesi amacıyla zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak uzlaşma sağlanamadığını, bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğunu, Davalı tarafından Müvekkil Şirket’e borçlanılan meblâğın 6001 sayılı “Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun” (“6001 Sayılı Kanun”) gereği zorunlu olarak verilen bir cezadan kaynaklandığını, müvekkil şirket’in —- ihlalli olarak geçen davalı’nın borca itirazının haksız olduğunu, 6001 Sayılı Kanun’un 30. maddesinin emredici bir hüküm olduğunu, uygulaması için bir ön bildirim veya ihtara gerek bulunmadığını, yasal zorunluluk gereği —–geçen araç sahiplerinin/— yeterli bakiyeyi bulundurmaları,—- kara listeye alınmalarını—- hesaplarına araç plakalarını tanımlatmaları gerektiğini, yeterli bakiye bulunmaması, — iptal edilmiş olması, —- listeye alınması veya —- hesaplarına araç plakalarının tanımlatılmaması nedeniyle ödeme yapılmamasından Müvekkil Şirket’in herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, — yapıldığı esnada Kanun’un 30. maddesinde on kat tutarında ceza öngörmüşken, 7144 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle on katlık cezanın dört kata indirildiğini ve bu kanun uyarınca 25.05.2018 tarihinden önce tahakkuk edip ancak tahsil edilmeyen on kat tutarındaki cezaların dört kat üzerinden tahsil edilmeye başlandığını, Davalı ile Müvekkil Şirket arasındaki hukukî ilişkinin, Davalı’nın Müvekkil Şirket tarafından —- ücretini eksiksiz ödemesinden ibaret olduğunu, bu süreçten öncesi veya sonrasında tarafların birbirlerine karşı yükümlendiği/yükümleneceği herhangi bir borç bulunmadığını, Müvekkil Şirket’in — ücretini ödemediklerinin bildirimine dair herhangi bir kanuni yükümlülüğü bulunmadığını, edimini yerine getirip getirmediğini bilmesi gereken tarafın ise Davalı’nın olduğunu, — değil; sonrasında sorgu ve tahsilât yaparak hızlı araç akışının sağlanması olduğunu, bakiyesi yetersiz hiçbir aracın geçiş yapamaması durumunda hızlı araç akışı sağlanamayacağını,— girişinde kuyruklar yaşanacağını —- açılışıyla önlenmek istenen trafik yoğunluğunun burada da yaşanacağını,—– bulunduğunu, — akışının sağlanması için sistem gereği — yapılmasının mümkün olmadığını, Müvekkil şirketin, kanunî yükümlülüğü bulunmamasına rağmen davalı’nın — bulunup bulunmadığını kontrol ederek üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini, bu husus dahi, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini,– önce yapmış oldukları— ilişkin olarak; geçiş yaptıktan hemen sonra yapılan sorgulama sonucunda araç sahibinin — hesabında yeterli bakiye bulunmuyorsa, geçiş yapılan– araç sahibinin — hesabındaki bakiyesinin tekraren sorgulandığını, bu sorgulamada da yeterli bakiye– hesabında yeterli bakiyesi olup olmadığının sorgulandığını ve bakiye bulunduğu anda ücretin tahsil edildiğini, İhlalli geçiş yapan araç sahiplerinin — hesabındaki bakiye miktarlarının sorgulanması şu şekilde yapıldığı: İlgili banka tarafından—veya talimat onayı verilmemiş olanlar hakkında, her yarım saatte bir sorgulama yapılması olduğunu, Müvekkil şirketin hiçbir kanunî zorunluluğu bulunmamasına rağmen, ihlalli geçiş — davalı gibi– yapan — numarasını sorgulamakta ve araç sahiplerinin 4 kat tutarında cezaya çarptırılmasına engel olmaya çalıştığını, bu nedenle, Müvekkil Şirket’in son derece iyiniyetli bir şekilde hareket ederek üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini, Davalının, Müvekkil Şirket tarafından eksiksiz ve kusursuz bir şekilde belli bir ücret karşılığında arz edilen —- bedeli ödemeksizin yararlanarak ihlalli geçiş yaptığını ve geçiş bedeli borcunu ödemek için yasada öngörülen 15 günlük yasal süre içinde de hiçbir teşebbüste bulunmadığını ikrar ettiğini, Huzurdaki davaya— nitelikte olup— neticesinde tahakkuk edilen ceza bedelinin iptali talepli olarak açılan bir davada,—kararında davanın müvekkil şirket lehine reddine karar verildiğini,–: geçiş ücretlerinin — yapılmasına rağmen ödenmediğinin, bu durumda 6001 Sayılı Kanun’un 30. Maddesi gereği cezalı geçiş ücretinin haklı olduğunun, Müvekkil —— sistemde geçiş ücretinin hazır bulundurma görevinin tüketicide olduğunun gösterildiği, Bunun yanı sıra, —- ikame edilen—- sayılı dava dosyasında alınan — tarihli bilirkişi raporunda; Davalı tarafın —- hesabında yetersiz bakiye ile geçiş ücreti ödemeksizin—- bulunduğunu, Müvekkil Şirket’in geçiş sırasında araç sürücüsünü uyarmak gibi kanundan kaynaklı bir görevi bulunmadığından söz konusu cezanın tünel kullanıcısı tarafından ödenmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat belirttiği, Müvekkil Şirket aleyhine — dosyasıyla ikame edilen emsal bir dava dosyasına— raporunda da benzer tespitler yapılarak haklılığın ortaya çıkarıldığı, Davalının, borca itiraz dilekçesinde —- Dairelerinin bu takip açısından yetkili olduğunu iddia ettiğini ve yetki itirazında bulunduğunu, bu durumda “alacaklı, para borcunun ödenmesi için (borcun yerine getirileceği yer olan)kendi ikametgahında dava açılabilir.” ifadeleri kullanılarak para borçları ile ilgili takiplerde alacaklının yerleşim yerinin de yetkili olduğunun belirtildiği, aynı zamanda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89. Maddesine göre para borçları alacaklının yerleşim yerinde ödeneceği, Müvekkil Şirket’in genel—olduğu, bu nedenlerle, Davalı’nın yetki ile ilgili itirazlarının haksız olup yapılan itirazın yetki yönünden de iptal edilmesi gerektiğini, 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesine göre ticari işlerde istenebilecek faizin — önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı olduğunu, Davalı’ya yöneltilen işbu dava konusu icra takibinde de takip tarihinden itibaren işlemek üzere alacağın değişen oranlarda ticari faiziyle ödenmesi istendiğini, bu nedenle itirazın iptali ile birlikte takibin, takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile devamına karar verilmesini, Davalı’nın haksız ve kötüniyetli olarak borca ve takibe itiraz ettiğini ve alacağın likit olduğunu, Davanın kabulünü, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini ve takibin devamını, işbu davada Davalı’nın kötüniyetli olarak hareket ederek icra sürecinin uzamasına sebebiyet vermesi dolayısıyla Davalı tarafın takip konusu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ihlalli geçişe dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, İİK.’ nun 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu —-takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde ; davacı tarafından davalı– alacağın haciz yoluyla tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği, icra takibinin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış olup dosya kapsamında inceleme yapılabilmesi adına dosyanın bir — uzmanı bilirkişiye tevdii sağlanarak bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmıştır.
Yapılan yargılama ve incelemede davacının davalıya ait olduğunu iddia ettiği— yapılıp yapılmadığı hususunda ihtilafın toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda öncelikle her bir araç yönünden ilgili emniyet müdürlükleri ile yazışmalar yapılmış olup araçların tamamının davalı şirkete ait olduğu tespit edilmiştir. Akabinde her bir araç yönünden — bakiyelerinin geçiş tarihleri için müsaitlik durumu incelenmiş olup bu kapsamda dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu somut verilere dayalı ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmış olup davacının toplamda 6.313,10 TL geçiş ücrei 25.252,40 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 31.565,50 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının sübut bulduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile —- dosyasında; davalının— alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, alacağın likit niteliği göz önünde bulundurularak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
— sayılı takibine yapılan itirazın 31.365,50 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına,
2-Davacı lehine hükmedilen tutarın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
KARAR HARCI
3-Alınması gerekli 2.142,57 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 378,82 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 1.763,75 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4—- davacı vekili için takdir olunan 5.100,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 429,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 84,15 TL posta ücreti toplamda 1.084,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-davadan önce gidilen — —- ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.